Bil
ki, Allah sevgisi yüksek bir makamdır ve makamların sonudur.
Kulun kemâle ermesinin gayesi, Allah sevgisinin gönlünde
galip olması ve onun bütün gönlünü kaplamasıdır. Eğer gönlün
hepsini kaplamazsa, birden öyle olur ki, Allah sevgisi diğer
şeylere duyulan sevgiden ağır basar. Çünkü kulun kurtuluşu
bundadır.
Ahiretteki
lezzet ve rahat, Allah sevgisi kadar olacaktır. Sevgi ne kadar
çok olursa, rahat da o kadar çok olur. Kimde olmazsa, hiç
rahat olmaz. Resul Aleyhisselâm, "Allah ve Allah Resulü’nü
diğer şeylerden daha çok sevmedikçe, hiç kimsenin imanı
tam olmaz" buyurur. Resul Aleyhissalâm'a "İman
nedir?" diye sordular. "Allah ve Resulü’ne duyulan
sevgidir" buyurdu. "Allah’ım bana senin sevgini,
seni sevenin sevgisini, beni sana yaklaştıran amelin sevgisini
nasip et" duasını okurdu.
Ey
kardeş! Allah sevgisi, Yüce Allah'ı bilmek(marifet)ten
meydana gelir. Allah Taâlâ'yı bilen kimsenin elbette Allah
sevgisi (mahabbet) olur. Allah sevgisi Allah'ı bilme derecesi
kadardır. Marifet kemâl halinde bulunursa, mahabbet de kemâlde
olur. Mahabbet kemâl ile olunca, âhiret lezzet ve rahatı da
kerametle olur.
Ey
sufi! Yüce Allah'ı bilmek, temeldir. Bunca makam onun üzerine
bina edilmiştir. Allah'ı bilmek tam olarak hâsıl olursa,
onun üzerine bina edilen makamlar kolaylaşır. Hatta bütün
makamlar hâsıl olur. Böyle olmasında kuşku yoktur. Çünkü
sâlik bilgide (maârifte) bir adım atarsa, her makamda bir adım
atmış olur. Marifet tamamlanınca, onun üzerine bina edilmiş
olan bütün makamlar tamamlanır. Bu söz gayet güzeldir. Ahlâktan
geriye kalan şeylerin hasıl olması için marifette gayret göstermek
gerekir. Ancak, ahlâk, marifetle meydana gelmez. Ahlâk
kazanmak başka bir yol iledir. Ahlâk ve marifet birer âlemdir.
Çok kimsenin marifeti olur, ahlâkı olmaz. Çok kimsenin de
ahlâkı olur, marifeti olmaz. Kimde ikisi bulunursa, o kemâle
ermiş olur.
Sözü
uzatıp maksattan geri kalmayalım. Amacımız, Yüce Allah
sevgisini açıklamaktı.
Ey dostum! Allah sevgisi kulun tüm gönlünü kaplamadıkça
kul tek yönlü ve bir kıbleli olamaz. Tek yönlü ve bir kıbleli
olmadıkça, hazır olmaz ve Allah'la olamaz.
Ey
derviş! Allah kul iledir. Kul da kemâle ermek için Allah ile
olmalıdır. Allah sevgisi kulun bütün gönlünü kaplamadıkça
kul Allah ile olamaz. Kul Allah ile olup da namaz kılarsa,
huzurla kılar. Tespih çekerse huzurla çeker; sadaka verirse
ihlâs ile verir. Allah ile olmanın pek çok hüneri vardır.
Allah ile birlikte olmamanın pek çok kusurları vardır.
Huzurla olmayan ibadetin cansız bir sureti olur. Cansız
suretin ise değeri olmaz; iş, gönül huzurudur. "Namaz
ancak kalp huzuruyla kılınırsa namaz olur". Ömrü
boyunca huzurlu bir secde eden kimsenin işi tamamlanmıştır.
Ömrü boyunca her gün huzursuz bin rekât namaz kılan kimse,
hiç bir iş yapmamıştır. Huzur elde etmek için Allah
sevgisinden başka bir yol yoktur. Marifet (Allah'ı bilme)
bunca makamın aslı olduğu gibi, Allah sevgisi (mahabbeti) de
bunca makamın temelidir.
Ey
derviş! Bu üç risaleyi İsfahan'da derleyip yazdım.
Âlemlerin
Rabbi olan Allah'a şükürler olsun.
Allah’ı
her an kendisiyle olduğunu akıldan hiç çıkarmayan kişinin
ibadeti en büyük ibadettir
İnsanı
Kâmil –Aziz Nesefi
Bodrum
- 03.12.2002
hilbira@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com
|