Kuran’daki
Ayetler Nerede Yaşıyorlar?
Mesela:
“Yahluka
ma yeşa”
- “Allah
dilediğini halk eder!”
“Yef´alü
ma yürid”
- “Allah
murad ettiğini yapar”
“La
yüs´elü amma yef´alu”
– “Ona yaptığından sual sorulmaz”
“Ve
HU ve meakum eyne ma küntüm!” – “Nerede
olursanız olun, sizinledir”
Ve daha bunlara benzeyen birçok ayet var.
Peki, iyi. Ama önemli bir soru var:
“Bu
ayetler nerede?”
Cevabı:
“Gözümüzün önünde!“
Göz
gördüğünü kabul edebilir mi? Gördüğünü tanıyabilir
mi?
Saf bir
ilim ile donanmış göz, elbette karşısındaki
aynaya baktığında,
gördüklerinin kendisinden başka olmadığını er ya da geç
idrak edecektir..
İşin en zor tarafı da bu olsa gerek.
Günlük yaşantıda,
“adamın?!“ biri ortaya çıkıyor ve bir iş yapıyor.
Mesela bir araba ile birkaç öğrencinin arasına dalıyor, birçoğu
orada ölümü tadıyor. Veya bir terörist, bir otobüse bomba
koyuyor.
Bu olayda yine birçok kişi ölümü tadıyor veya yaralanıyor.
Her gün TV´de gördüğümüz fuhuş olayları… Kadın
pazarlama olayları... Savaşlar, depremler, her bir köşede
“hastalık” ile dolmuş bir dünya...
Hz. Ali Efendimiz’in dediği gibi: “Dünyanın
köşeleri hastalık ile doludur!”
Uzun lafın kısası; günlük yaşantıda, “güzel” yaşarken,
“rahat” yaşarken, aniden bir değişim olursa, aniden sahiplendiğimiz şeyin kaybına uğrarsak, bize göre yok veya az,
ama belki bir hakikat ehline göre, kaf
dağı kadar olan benlik duygumuz ezilmeye başlarsa, sevdiğimiz
şeylerin yokluğunu idrak etmeye başlarsak; acaba halen aldığımız,
okuduğumuz ilim, öğrendiğimiz hakikat ilmi bize yardımcı
olabilir mi?
En çok sevdiğiniz,
gözünüzün önünde, ölümüne yaklaşmış bir durumda,
kollarınızda yatıyor...
Siz halen, “Yef´alü
ma yürid” -
“Allah murad ettiğini yapar”
deyip olgun ve ilmi bir
teslimiyet içinde seyr ehlinden olabilir misiniz?
En
zor şartlarda veya biri karşınıza çıkıp ana avrat düz
gittiği bir anda, dünyanın
gerçekleri ile göz göze geldiğiniz bir anda, halen akıl
ile, olgunca, ilmi bir bakış ile olaylara bir yön verebilir
misiniz? Olayın hikmetini görebilir misiniz? Sakince seyredip,
Hakk’ın zuhurunu hakkettiği (ne demekse bu?) bir şekilde
verebilir misiniz? Hakk
Teala zuhurdadır..
Cevabınız “evet”
ise, cennet ile işaret edilen ortamda yer almışsınız manasına
gelir bu; çünkü, okuduğunuz “kuru” ilim, yeşermiş, yaşantı
haline gelmiş, “kal” ilminden “hal” ilmine geçmişsiniz.
Cennet
ile işaret edilenin kapısında : “La ilahe illallah” yazıyormuş..
“La”
derken,
tenzih kavramını yaşıyorum;
“illa”
derken,
teşbih kavramını yaşıyorum
ve bunların sentezi olarak, sonucu olarak,
“ALLAH” deyip,
TEVHİD ile işaret edilen o nurlu makamda kendinizi bulmuşsunuz
demek ki..
Cevabınız “hayır”
ise, dua edin : “Mekânım
cennet olsun!!” diye… Ola ki belki DUAnız kabul olur.
Hakikatleri olduğu gibi her an, değişik şartlar altında, görüp
kabul edebilecek miyiz?
Bu soruyu kendinize bir sorun.
“ALLAH
Ahad” bilinci ile yaşamak nasip
olmuş olsun.
ALLAH ile işaret edilen, her dem, AKIL
ve İMAN ile yaşamak nasip etsin; “dünya” içinde, sırat köprüsünden Cennet ile işaret edilen ortama fazla
yanmadan geçmek nasip edilmiş ola.
Sistemi
okumaya çalışırken, duygusallık içinde okumaktan ve kendi
bilincimizi yanmaktan korusun.
Selam
olsun.
İstanbul
- 15.10.2002
http://sufizmveinsan.com
|