O An!
3.Bölüm
(Gelecekte bir devrin çözümlenmesi)

Gelinen o an, o devir bütün dengeleri ve değerlerin değişmesi gerektiği için ipuçlarını verirken yeryüzündeki yaşam, bütün vahşetiyle devam ediyordu.( Vahşet: kendini orijinden ayrı,müstakil, görme ve bu şekilde yaşama hâli ) Vahşetin kökten çözümünün tasavuf düşünce ve yaşam sistemi olduğu mutlak bir gerçek iken, bu düşünce sisteminin insanlığa bahşettiği hazine, henüz genele yayılmamıştı.

Öyle bilimsel gerçekler vardı ki, bunların bazıları motomot açıklanmıştı tasavufun önde gelenleri tarafından. Bilim dünyasının çıkarcılığı, toplumsal değerlendirmede genel idrak sevyesinin sığlığı, maalesef bu mucize sistemin insanlığın ortak düşünce sistemi olmasına engeldi. Tarihte Resüller mutlaka geldikleri tarafından reddedilmiş ve göç ettirilmişti. O toplumların inanmaları için gösterilen mucizeler ise, denizin yarılması, ölünün diriltilmesi ve ayın yarılması gibi.. inkârcıların inkârını artırırken, sonraki nesillere tatlı bir masaldan başka bir şey ifade etmez hale gelmişti.

Bilim dünyasının çıkarcılığına en acı örnek ise her hastalığın mutlaka tedavisin var olduğu uyarısı yapılmış iken, ilaç firmalarının kazançlarına kazanç eklemek için tedaviye yönelik olmaktan ziyade, kullanıldığında fayda eden, bırakıldığında hastalığı daha da kötü hale getiren ilaç yapma tarzını benimsemiş olmaları idi. Buna kimse de dur diyememişti. Yine de gelinen tıbbi aşamalar ve genetik çalışmalardaki ilerlemeler, bu çağda birçok hastalığın etkilerini azaltmış ve ömrü uzatmıştı. Bilgisayar teknolojileri, genetik ve biyokimya matematiksel modeller ile birleştirilmiş laboratuarda deney aşamasına gelmeden birçok biyokimyasal reaksiyon, bilgisayar ortamında çözümlenmiştir. Vitaminlerin keşfiyle başlayan süreç, supliman kullanımını yaygınlaştırmış, suplimanlar her öğünün vageçilmezleri olmuşlar. Ortalama ömür 100 yıla yaklaşmış idi. Ne kadar uzun gibi gelen sayılı günler!.. Hayatın geldiği karmaşıklık ve eğitim sisteminde geçirilen uzun yıllar, sonrasında da çabucak geçip giden yıllar, hız çağı! İnsanların durup ölüm ötesi yaşamı düşünmenin yok olduğu çağ. Bilimsel keşiflerin artması, insanlığı mistik saha ile kesişim noktasına getirmesi gerekirken daha koyu maddeciliğe itmişti. Halbuki mistik düşünce, M.S. ikinci milenyumda yeniden insanlığa açılmış ve günün şartlarına göre ince ayarlar yapılmıştı. Büyük kitleler halinde bu düşünce sistemi incelenip kabul görmüş idi. Ne var ki, ekseriyet yine bildiğini okuyordu. Mistizmi değerlendirenler ise sistemi okuyorlardı.

Gelinen bu çağda bilim o kadar gündemi işgal ediyordu ki, belli eğitimden geçmeyenler haberleri dahi anlayamaz hale gelmişti. En son teknolojili laboratuarlardaki deney sonuçları bu devrin süper gücünün güvenlik komitesinin toplanmasına neden oldu. (O An 2’ye bakınız) Mikrodalga skalasında veri aktarımı üzerine yapılan çalışmalar sırasında elde edilen sonuçlar ve araya giren parazit yayınlar tespit edilmişti. Bu yayınlar deşifre edilmiş ve gelen mesajlar bu konseyin toplanmasına neden olmuştu. Gelen yayınlar önce kendilerini uzaylılar olarak tanıtmıştı. Bu dalga boyunun deşifresi, sesli mesajlar şeklinde idi. Gelen mesajlardaki ortak özellikler ise gereksiz tekrarların olması ve çoğu zaman mesajlarda anlam ve mantık bütünlüğünün kaybolması şeklinde idi. Daha sonraki mesajlar TANRI ve TANRI’NIN elçileri tarafından geldiği şeklinde kendilerini tanıtmakta ve bir yığın yayın alınmakta idi. Konseyde konu görüşüldükten sonra, bir sonraki toplantıya din adamları ve bilginlerin çağrılması ve konu hakkında onların görüşlerine başvurulması kararlaştırıldı.

Çağrılacak din bilginlerinin geniş bir yelpazeyi temsil etmesi kararı da alındı. Aradan geçen zamanda gelen yayınlar daha da yoğunlaştı. Konseyin karar almaması gerektiği, bunun doğrudan insanlığa tanrının mesajı olarak geçilmesi gerektiği yolunda mesajlar da gelmeye başladı. Mesajları toplayan bilim adamları, bunları ivedi olarak komitenin üst düzeyine bildiriyordu.

Bilim adamları çözümlenen mesajların dünyadan bir vericiden mi geldiği konusunda araştırmalar yaptı. Ancak, bu yapıda bir dalga boyunun yayılmasında kullanılacak sistem, dünyada henüz mevcut olan bir cihazla mümkün değildi.

Devam edecek

Turhan Doğan
Tokyo Üniversitesi Yüksek Kimya Fakültesi
turhandogan@yahoo.com

Tokyo -
19.04.2005
http://www.sufizmveinsan
.com

(Okuyucuya not: Bu bir kurgu öykü dizisidir.)

 


Üst Ana sayfa e-mail