Prof.
Fritz Neumark (1900.1991), Hitler’den kaçarak 1933’te Türkiye’ye
gelir. İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk fakültelerinde
dersler verir. 1952’de döndükten sonra Frankfurt Üniversitesi’nde
rektörlük yapmıştır...
Bir
sohbetlerinde Neumark’a Avrupalı’nın bizi neden sevmediğini
sorar:
-Samimiyetle
itiraf edeyim ki sevmez ve sevmesi de mümkün değildir.
Kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine
sinmiştir çünkü:
1.Müslüman’sınız;
lâik de Hıristiyan da olsanız size düşman olarak bakacaktır.
2.Onlar
şu gerçeğin farkındadırlar: Târihten Türk çıkarılırsa
târih kalmaz.
3.Avrupa’nın
pazarı idiniz, Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız. 4400
yıl Avrupa’da sırtımızda at koşturdunuz.
5.
Anadolu’yu, Orta Avrupa ve Balkanlar’ı, Haçlı ordusuna
mezar ettiniz.
6.Sizi
silâh ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hâkimiyet
sağladılar.
7.Selçuklu
ve Osmanlı olmasaydı, İslâmiyet bugün belki sâdece
Hicaz’da varlığını devam ettirirdi. Batı her yerde İslâmiyet’i,
sapık inançlara kanalize etti.
8.Kilise
size kin kusmaktadır.
9.Türkiye’ye
geldiğimde, iki üniversiteniz vardı, simdi on dokuz
oldu.
10.Sizler,
gerçek hüviyetinize döndüğünüz an, Avrupa’nın refahı
ve medeniyeti yıkılır.
11.Yine
sizler, Avrupa’nın tarihî düşmanısınız ve dâima öyle
kalacaksınız.
Bu
lâfları Neumark gerçekten etti mi? Önemli olan zarf değil
mazrûf.
AB,
bütün dünyâyı sömürerek Dördüncü Reich’le Avrupa
Birleşik Devletleri’ne yelken açıyor. Japonya katliamından
beri müstebitleşen Amerika birleşik Devletleri ise, her
medeniyetin yaşadığı nihâî döneme girmekte: Çöküş!
Dünya
târihinde kabaca yetmiş beş seneden uzun yaşamış
istibdat devleti yok. SSCB bile yetmiş civârında gümbürdedi.
Nagazaki’ye bomba atılalı kaç sene geçti; varın
hesaplayın.
Az
kaldı! Sonra ne olacak?
“Eğer
rüzgârı değiştiremiyorsan, yelkenini ona göre ayarla”
der filozof; konformizm değil, îtidâl gerek. Amerikalılar
millet değil. Ama, Avrupa uluslarının hepsinin müthiş bir
kültürel evrimleri, arketipleri var.
Bizim
de var!
Onu
ortadan kaldırmaya çalışıyorlar zâten. Yemeyelim bu
zokayı. Başta Kürtler olmak üzere, farklı etnik
kimliklerden gelen Türk milletinin tamamına sesleniyorum:
Yarının dünyâsında, kuvvetlenerek yerini alacak Türkiye
için el ele dayanışalım. Gün, o gündür.
Haydi!