Aşağıda
okuyacaklarınız uzaya yapılan sanal bir yolculukla ilgili bir
gösterinin metnine ait özettir. Bu gösteri yuvarlak bir kubbeye
projeksiyonla aktarılan uzay görüntüleri eşliğinde ki sanal bir
yolculuktur.
Gösteri öncesi:
‘‘-Merhaba, hoşgeldiniz. Hepimizin
hayatında dünyanın merkezi olmadığımız fikrinin içimize doğduğu bir
an vardır ve bu anda çok daha büyük bir şeyin parçası olduğumuzu
düşünmüşüzdür. Bu düşünce burada bu gösteriyi izlemeye gelen
herkeste olduğu gibi bütün dünya üzerindeki insanlar da da var.
-Bizler astronominin altın çağını
yaşıyoruz. Uzay gemilerini ve diğer araçları kullanarak güneş
sistemimizi öğrenmeyi neredeyse tamamlıyoruz. Değişik ışınlar
kullanarak yıldızların ve galaksilerin yaşam döngülerini gözlemleyip
şimdiye kadar anlayamadığımız mucizeleri açıklıyabiliyoruz.
Bizler, evrenin büyük, ana iskeletini eskiyi, geçmişi izleyerek
haritalamaya çalışıyoruz ve onun muhteşem hikayesinde kendi
yerimizi tesbit etmeye çalışıyoruz. Böylece kendimizinde kozmosun
vatandaşları olduğumuzu anlıyoruz.
Bu vatandaşlık her ne kadar avantajlı
ise de bize bazı sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluklardan
birisi de sonsuz uzay ve zamanın neresinde olduğumuzu öğrenmek ve
çevremizdekilerin geçmişi ve özellikleri hakkında fikir sahibi
olmaktır.’’
Gösteri, yani sanal uzay uçuşu
başlıyor:-
1.
Uçuş öncesi
kontrol
2.
Projektör
faaliyete geçiyor. Önce birbirini takipeden şekiller görüyoruz.
Bunlar gösteride kullanılacak değişik astronomik veri tabanlarını
gösteriyor. Sunucunun sesi duyuluyor.
‘’Tekrar hoşgeldiniz. Şimdi gözümüzün
önünde dünyadaki en gelişmiş yıldız projektörü yükseliyor ve aynen
dünyadan görüldüğü gibi gökyüzünün gece muhteşem bir görüntüsünü
yansıtıyor. Kainatı üç boyutlu olarak keşfetmek için gerek dünyada
gerek uzaydaki gözlemevlerinden temin edilmiş gerçek astronomik
veriler yüklenmiş çok güçlü bir bilgisayar kullanacağız.
Şimdi görecekleriniz bir artistin
fantazileri değil, fakat gerçek evrenin üç boyutlu görüntüsü.
Seyahatimize başlamadan evvel uçuş
öncesi kontrolları yapıyorum.
Planet programı: Yıldız koordinatlarını
kontrol et. Güneş sistemi yörüngelerini kontrol et. Gezegenler,
aylar ve halkalar kontrol et.
Yıldız programı: Yerel yıldız
pozisyonları, renkleri, magnitudeleri kontrol et.
Galaksi programı: Samanyolu ve galaktik
koordinatlarını kontrol et. Gaz ve toz nebulaları, globular kümeler,
güneş sistemi dışındaki sistemler ve pulsarlar kontrol et.
Evren programı: Yerel galaksi kümelerini
kontrol et. Başak büyük kümesini kontrol et.
Sonradan ortaya çıkan astronomik
görüntüleri kontrol et.
Tamam, harekete hazırız.
2 Projektörden gökyüzü
Projektörü şu anda yerinde. Sis
dağıldı. Son şematik görüntü de bu gökyüzünde kayboldu. Bütün
yıldızlar göründü Samanyolu ile birlikte hareket ediyorlar.
Gökyüzünün kubbesi kutup yıldız etrafında yavaşça dönüyor.
‘’Elektriğin icadından önceki dönemde
sadece ateşle aydınlanan bir dünyada herkes gökyüzünü böyle
görüyordu. O zamanlar ayın olmadığı berrak gecelerde her zaman
Samanyolunun soluk bandını bir yay halinde gökyüzünde görmek
mümkündü.
Binlerce nesil boyunca bizim
ecdadlarımız gece gökyüzüne bakıp orada ne olduğunu düşünüp
durdular. Onlara göre gökyüzü sanki koskocaman bir tasın içine
benziyordu ve onun merkezi olduğu düşünülen dünyanın etrafında yavaş
yavaş dönüyordu. Yıldızlar da bu tasın ortasına atılmış küçük ışık
noktaları halinde görünüyordu ve de sanki çok uzak değillerdi. Eski
insanlar gökyüzünün iki boyutlu olduğunu düşünürdü.’’
Sanal gökyüzünde yıldız kümeleri
belirgin bir şekilde gösteriliyor.
‘’Bizim ecdadımız yıldızların gökyüzünde
resimler oluşturduklarını düşünmüşler ve bu yıldız kümelerine
efsanelerdeki yaratıkların ve kahramanların isimlerini
vermişlerdir.
Evet, gerçekte yıldızlar neydi?
Samanyolu neydi? Dünya neydi ve neredeydi? Bunları bilimsel metod ve
araçları bulmadan öğrenme imkanımız da yoktu.’’
3.TELESKOPLAR
‘’-Gözlerimiz çok küçük ve de yıldızlar
çok uzaklarda olduğundan en karanlık gecede dahi onlardan pek azını,
sadece birkaçbin tanesini görebiliriz.
Ancak, bizim Samanyolu Galaksimizde
çıplak gözle gördüğümüz her yıldıza karşılık gece, örtüsü altında
elli milyon yıldızı saklar. Oralarda gerçekten ne olduğunu
görebilmek için teleskoba ihtiyacımız vardır.
Teleskop kullanarak keşfettik ki
gökyüzünün üçüncü bir boyutu daha var ‘’derinlik’’ ve bu derinlik
evrende hiçkimsenin hayal edemeyeceği kadar büyük.’’
4.KOZMIK ADRES
-‘’Son dörtyüz sene boyunca çok
şaşırtıcı keşifler yapıldı ve biz kozmik adresimizi tesbit ettik.
Öğrendik ki hiçbir şekilde evrenin merkezi değiliz, ve dünyamız
güneş etrafında ki yörüngesinde dönen gezegenlerden sadece birisi.
Güneşimiz ise Samanyolu Galaksisindeki yüz milyarlarca yıldızdan
biri, basit bir yıldız. Galaksimiz Samanyoluda Başak büyük yerel
kümesinde ki binlerce galaksiden biri. Son olarak da bu muazzam
galaksiler topluluğu bizim Görebildiğimiz Evrenimizin sadece çok
çok küçük bir bölümü.
3.
DÜNYADAN
SATURN’e GİDİŞ
Fonda Müziğin sesi yükseliyor ve kubbe
şeklindeki ekranda şimdi üzerinde bulunduğumuz gezegenimiz dünya
görünüyor.
‘’Bizler, teleskoplar ve fizik
kanunlarını kullanarak evrenin haritasını üç boyutlu olarak
çıkarabiliyoruz. Bir kere elinizde haritanız oldumu o zaman nerede
olduğunuzu ve nereye gittiğinizi bilebilirsiniz. ‘’
Sanal uzay modülü ilerliyor ve ufukta
Mars görünüyor.
‘’İşte Mars! Sıralamada dünyadan sonra
güneşten ikinci uzak gezegen’.’
Mars yaklaşıyor yüzeyindeki detayları
görebiliyoruz, sonra da ufkumuzun altında kayboluyor.
Uzaktan Jupiter ortaya çıkıyor ve ona
Galile uyduları eşlik ediyorlar.
‘’Bir gaz devi olan Jüpiter diğer güneş
sistemi gezegenlerinin toplamından daha ağır. Onun üzerindeki
kırmızı nokta asırlardan beri süregelen fırtınayı gösterir. Jüpitere
eşlik eden iki büyük ay vardır ve bunların her birisi
keşfedilmemiş birer dünyadır. Bunlardan bir tanesi olan Io üzerinde
sürekli volkanik patlamalar olmaktadır. Diğer ay, Europa ise buzlu
bir kabuğun altında saklı derin bir okyanusa sahiptir.’’
Kubbe ekranda uzaktan Saturn ortaya
çıkıyor. Halkasını transit geçiyoruz ve gezegenin altına doğru
gidiyoruz.
‘’Saturn’ün etrafındaki yörüngede dönen
sayısız ince halkası vardır. Saturn’un Titan adı verilmiş dev,
buzlu bir ayı vardır ki dünyanınkinden daha kalın bir atmosferi
vardır. ‘’
Gözden kaybolurken Saturn ve halkaları
uzaktaki güneş tarafından aydınlatılıyorlar.
‘’Biz bilgisayarımızla planetler
arasında ilerlerken bir dakika içinde bu kadar çok mesafe kat
ettik. Ancak, en hızlı uzay aracımızın bile buraya ulaşması yıllar
almaktadır.’’
Şimdi hızlanarak güneş sisteminin
düzleminden çıkıyoruz ve bütün gezegenleri ve de arkada yıldızların
oluşturuduğu fonu görebiliyoruz.’’
6. SOLUK MAVİ NOKTA
‘’Uzun bir yol geldik. Bakalım şimdi
geriye bakınca dünyayı görebilecekmisiniz? ‘’
‘’Dünya o kadar küçük ki onu buradan çok
zor görebiliyoruz.’’
Bir lazer işaret ışını dünyayı
çevreliyor.
‘’Evet, dünya bu işte -soluk mavi nokta.
Burası evimiz. Tanıdığınız, duyduğunuz, bildiğiniz herkes bu küçük
noktadan gelmiştir.
Dünyayı bu şekilde görmek beni her zaman
çok etkilemiştir’’.
Güneş sistemindeki eliptik yörüngeler
görülüyor.
‘’Bakın güneş sistemindeki gezegenler
Güneşe yakın kümelenmişler, sanki çok büyük ve karanlık bir ova da
soğuk bir gecede kamp yapan kampçıların ateşin etrafında
toplanmaları gibi.’’
Yörüngeler ortadan kayboluyor.
‘’Bulunduğumuz noktadan bakınca bizim
heybetli güneşimizin de diğer yıldızlar gibi bir yıldız olduğunu
görüyoruz, ama tanıdığımız yıldız kümelerinin görüntüleri aynı,
çünkü dünyadan bu kadar uzakta olmamıza rağmen bu yıldızlar çok
daha muazzam bir uzaklıkta.’’
7. Yıldızlararası uçuş
Şimdi kubbe ekranda gökyüzü dönüyor ve
Orion’a odaklanıyor. Buna ait yıldızlar çizgilerle birleştirilmiş
vaziyette.
‘’Noktaları birleştirin ve karşınızda
Orion/Avcı yı görün. Çevresindeki üç yıldız bu kümeyi kışın
gökyüzünde daha kolay bulmayı sağlıyor. Orion’un kuşağının
etrafında soluk bir bulut görebilirsiniz.
Yıldızlar, gezegenlerden milyonlarca
kere daha uzakta. Yıldızların arasında hareket edebilmek için
yıldızlararası hareket vitesini (!) kullanmamız gerekli. ‘’
8. ORION’A UÇUŞ
Sanal uçuş rotamız bizi Orion’un
yıldızlarına doğru götürürken en yakınımızdaki yıldızlar yanımızdan
uçup gidiyorlar.
‘’Galaksimizin içine doğru gittikçe eski
iki boyutlu görüntüler kayboluyor, çünkü buradaki yıldızlı gökyüzü
üç boyutlu.’’
Kozmik adres cihazında ‘’Güneş Sistemi’’
modülünü ‘’Samanyolu Galaksi Modülüne’’ değiştirdik ve biz doğrudan
ORİON’a doğru uçuyoruz.
Şimdi hedefimiz Orion Nebulası,
dünyaya olan uzaklığı ise 15ooo ışık yılı’’
9.ORION NEBULA TURU
‘’Orion Nebulası Samanyolu
Galaksisindeki yıldızlar için bir yeniden dönüştürme (recycling)
merkezi. Yıldızların arasında gaz ve tozdan ibaret büyük bir bulut
yıldızların doğum yeri. Şimdi Hubble Uzay Teleskopundan aldığımız
bilgilere dayanarak hazırladığımız sanal nebulaya giriyoruz.
Şimdiye kadar hiç kimse Orion Nebulasını bu şekilde görmedi.
Dış taraftaki gaz ve toz perdelerinin
arasından geçerek Nebula’nın kalbine dalıyoruz. Amacımız
Michelangolo’nun eserleri kadar kıymetli gerçek bir yaratılış
sahnesini, yani merkezde bulunan bebek yıldızların doğum ve
bakımevini görmek. Şimdi parlak Trapezium yıldız kümesini
görüyoruz.
En parlak yıldızlar içinden doğup
geldikleri nebula’nın yüzeyini aydınlatıyorlar.
Trapezium yıldızları düzinelerle göz
yaşı şeklinde toz bulutu çevrelenmişler. Bu gözyaşı şeklindeki toz
bulutlarının kuyruklu yıldızınkine benzer kuyrukları var ve
kuyrukların uçları nebulanın merkezindeki yıldızların dışına doğru
uzanmış. Şimdiye kadar uzay boşluğunda yüzerken görmeye alıştığımız
başka hiçbirşeye benzemiyorlar.
Bizim güneş sistemimiz de böyle bir
yıldız doğum ve bakımevinde meydana geldi. Tabii bu beş milyar yıl
kadar uzun bir süre önce idi, ancak yapılış şekli de mutlaka bu
gördüğümüze benziyordu.
Bu, gözyaşı şeklindeki bulutların
herbiri gazdan bir battaniye/örtüdür ve yeni doğan yıldızı belkide
büyüyen bir gezegen ailesini kundak gibi sararlar.’’
Merkez etrafında yavaş bir spiral
çiziyoruz;
‘’Peki, bütün bunların bizimle ilgisi
nedir?’’
‘’Derin bir nefes alın. Evet şaka
yapmıyorum, ciddiyim. Gerçekten herkes derin bir nefes alsın.
‘’Şu
anda nefesle aldığınız her oksijen atomu bir yıldızın
derinliklerinde yapıldı. Kaslarımızdaki karbon, kanımızdaki demir,
kısacası bütün ağır elementler—yıldızların kalbinde pişirilmiştir.
Carl Sagan’ın söylediğine göre bizler yıldızlardan mamulüz. ‘’
10. GALAKSİNİN DIŞINA ÇIKIŞ
Orion Nebulasından hızla uzaklaşıyoruz,
yıldızlarda yanımızdan geçip gidiyor.
‘’Yıldızlar gruplar halinde doğarlar ve
her bir grupta düzinelerle yıldız bulunur. Bunlar şimdi Samanyolu
galaksisinin spiral kollarına dağılmış durumdadır. ‘’
Galaksi düzleminden yukaru doğru
çıktıkça onun spiral yapısı daha belirginleşiyor.
11. GERİYE DOĞRU GALAKSİMİZE BAKIŞ
Uzay modülü tekrar görünüyor.
‘’Bizim Samanyolumuz gerçekte çok büyük
spiral bir galaksidir- yüz milyarlarca güneşten oluşmuştur. Ancak,
bütünü görebilmek için galaksinin dışına çıkıp şimdi olduğumuz yere
gelmeniz gerekir. Bundan önce bu manzarayı hiç görmemiştik.
Hatırlıyacağınız gibi dünyada iken
sadece birkaçbin yıldız görebiliyorduk ve bunların hepside
Galaksinin şu küçücük bölümünde yer alıyor.’’
12. BAŞAK BÜYÜK KÜMESİ
Samanyolun’dan uzaklaşmaya devam
ediyoruz, gitgide küçülüyor, yanında ‘Magellan Bulutları’ olarak
isimlendirilen iki uydusu var. Aynı zamanda yerel galaksi
kümesindeki galaksileride görüyoruz.
‘’Gördüğünüz bu noktalardan herbiri
sadece yıldız değil, fakat içinde milyarlarca yıldız barındıran
galaksiler.
Şimdi, galaksiler arası bir uçuştayız ve
sanal uzayda saniyede milyonlarca ışık hızı sürat ile
ilerlemekteyiz.
İşte, oradaki Andromeda Galaksisi, en
yakın komşumuz spiral bir galaksi. Yerel Grup olaral adlandırılan
birkaç düzine galaksiden oluşmuş grubun en büyük üyesi.’’
Başak Süperkümesi kubbe ekranda
görünüyor.
‘’Bizim Yerel Galaksi Grubumuz binlerce
galaksiden oluşmuş Başak Büyükkümesinin
küçük bir parçasıdır .
Buradan bizim kendi Samanyolu
Galaksimizi tesbit etmek oldukça zor. ‘’
Samanyolunu göstermek için bir lazer
işaret çubuğu kullanılıyor.
‘’Evet, işte burası. Evimiz orada.’’
13. Geniş ölçekli yapı
İlerledikçe görüyoruzki Başak büyük
kümesi de büyük ölçekli evrenin çok küçük bir parçası. Sunucu
anlatmaya devam ediyor:-
‘’Bizim süper galaksi kümesi
Gözlemlenen Evrenin çok küçük bir parçası.
Büyük ölçekte bakınca görebildiğimiz
büyük kümeler sanki bir haberleşme ağının veya bir ağın
düğümlerini teşkil ediyorlar. En parlak düğümler ise içlerinde
milyarlarca güneş barındıran binlerce galaksiden oluşan süper
kümeler.
Burası bizim Kozmik Adresimizi
tesbit amaçlı yaptığımız yolculuğun son durağı, tabii
şimdilik...
Bizler,
sanki bir toz taneciği üzerinde yaşayan küçük kişileriz, ancak biz
küçük düşünmüyoruz. Bakın bu kadar çok şeyi ortaya çıkarabildik, ve
uğraşmaya devam ediyoruz.
Evrende görebildiğimiz yüz milyarlarca galaksi var, ancak
göremediğimiz bölümlerde var.
Kim
bilir, belki de görebildiğimiz evren kozmik ufkumuzun ötesinde
saklanan sonsuz evrenin içinde küçük bir kabarcık gibidir.
Evet, şimdi geri dönüş zamanı geldi.
Bakalım buralarda bir yerde bir kara delik bulabilecekmiyiz? ‘’
14. Kara deliğe iniş
Kabarcıklar ve sanki boşlukla dolu bir
desen kubbe ekrandan geçerken bunun bozulduğu bir bölge görüyoruz
ki merkezinde bir kara delik var.
Spiker devam ediyor:
‘’Kara deliklerde öylesine güçlü bir
çekim vardır ki ışık bile dışarı çıkamaz. Bazı teorilerin hayal
ettiğine göre bu kara delikler evrenin uzak bölgelerini birbirine
bağlamak için kullanımakta. Hiç kimse içlerinde ne olduğunu
bilemiyor, dolayısıyla bizde hayal etmekte serbestiz.’’
Bu arada bir kurt deliğinin borazan
şeklindeki tünelinden içeri dalıyoruz.
15. DÜNYAYA GERİ DÖNÜŞ
Şimdi eskiden beri tanıdığımız Güneş
sistemimi semtimize geliyoruz. Huzurlu bir sessizlikte tanıdığımız
ve dünyadan gördüğümüz gökyüzünü görüyoruz.
‘’Evet, biz doğru yerdeyiz ve de
dünyamız mutlaka yakınlarda bir yerlerde olmalı, çünkü bütün bunlar
tanıdığımız yıldız grupları.’’
Uzaktan bir ışık noktası beliriyor ve
büyüdükçe onun yarısı görülmeyen güneş tarafından aydınlatılmış
dünya olduğunu anlıyoruz.
16. Sonuç
‘’Evinize hoş geldiniz kozmosun
vatandaşları’’.
‘’Sizin pasaportlarınız şimdi evrenin
her yerinde geçerli, güneş sisteminin gezegenlerinde, Samanyolu
galaksimizin yıldızlarında, büyük kümenin galaksilerinde ve onun da
dışında ki kozmik ufkumuzda.
‘’Bundan sonra berrak gecede gökyüzüne bakınca hatırlayın...
Siz,
ben, herkes, hepimiz yıldızların hamurundanız. Biz evrendeyiz ve
evrende bizim içimizde.
En
derin anlamıyla biz kozmosun vatandaşlarıyız.’’
(Amerikan tabiat tarihi müzesi, uzay
gösterisi metninin özeti)
İstanbul
-09.01.2006
http://sufizmveinsan.com
|