Yaratılıştan bu yana en temel öge
olan su, imtihanlarımız içerisinde de önemli yer tutar. Tarihin
her döneminde, suyla imtihan vardır. Bazen bereket,bazen felaket
olmuştur su, insanlık için. Kur’an, su ile imtihan olanlarla
doludur. Su ile gelen felaketler,su ile ulaşılan başarılar
vardır yüce kitapta.
Suların
Annesi, İsmail’in Annesine
İlk su imtihanı Hacer ile Zemzem
arasındadır. Çölün ortasında bebeği ile susuz kalan Hacer’in
mücadele hediyesi olarak Zemzem bahşedilmiştir ümmete. Zemzem
suların annesidir. Kıyamete kadar gelecek olan tüm insanlığa
yetecek kadar bereketli ve lütufkârdır. O sadece bir su
değil,aynı zamanda açları doyuran sofra,hastalara şifa kaynağı
bir iksirdir.
Zemzeme ulaşmak
için Hacer gibi gözü kara bir tevekkül sahibi olmak gerekir.
Eşine dönüp “Beni bebeğimle buraya bırakmanı Rabbim mi istedi?”
sorusuna”Evet”yanıtını aldıktan sonra,” Öyleyse haydi git.
Allah bize yeter!.. “diyebilecek kadar tevekkül.Bu
tevekkülün armağanı da Zemzem gibi mucizevi bir su. Hacer ve
oğlu, sabır ve tevekkülü içeren su sınavını kazandılar. Peki ya
diğerleri?..
Endülüs;
Gemileri Yakanlarındır
İspanya’nın
fethi sırasında,gemilerle karaya çıkan Tarık Bin Ziyad; gece
gizlice limana gelip tüm gemileri ateşe verir. Ordu şaşkınlıkla
limana koştuklarında elinde meşalesiyle komutanlarını görürler.
Şöyle seslenir onlara: ”Gemileri de yaktım. Silin
aklınızdan geri dönüşü. Ya burada İslam’ın muzaffer olması için
çarpışacak, Şehid olacaksınız ya da denizde boğulacaksınız!..
Başka çıkış yok”
Bu sınav da kazanılır ve İspanya
fethedilir.
Nehir Geçip
Su İçmemek
Kur’an’a
baktığımızda ise Davud kıssasında, başka bir ordu ve komutanını
anlatılır. Çölde süzülen ordu için susuzluk baş gösterir. Kur’an
bu kıssayı şöyle anlatır:“Tâlût, İsrailoğullarına öğütte
bulundu. Onlara şöylece seslendi: "Allahu Teâlâ sizi bir nehir
ile imtihan ediyor. O nehirden içen, benden değildir. Ondan eli
ile ancak bir avuç içen bendendir" dedi. Onların pek azı
müstesna, diğerleri içti. Tâlût ile iman edenler nehri
geçtiklerinde: Bugün Câlût ve askerlerine karşı duracak takat
bizde yoktur dediler. Allah'a kavuşacaklarını bilenler. Nice az
bir topluluk vardır ki, Allah'ın izni ile daha çok olana galip
gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir. ' dediler. "
(el-Bakara, 2/249)
Amâlika
ordularının başında Câlût (Golyat) bulunuyordu. Câlüt'un
ordusuyla karşı karşıya gelen mümin kitle söyle dua etti: "Ya
Râb, üzerimize sabır ve sebat ihsan eyle, ayaklarımızı sabit kıl
ve kâfir kavme karşı bize yardım et. " (el-Bakara,
2/250)nefsine hükmetmeyi bilmeyen, adalet ile hükmetmeyi nasıl
becersin?.Bu talimatı başaramayan, diğer talimatlarda nasıl
dirayetli olsun? Burada asıl maksat;
nehirde su içmemek değil, imkânlar ortasında bile imkânsız gibi
dirayet kazanmayı öğrenmektir. Talut ve orduları işte onu
başardığı için zafer kazanır.
Rasul’ü Her
ŞeyeTercih etmek
Su sınavını
kazananlardan biri de Ebu Zer...Onu Ebu Zer yapan şeylerin
arasında,su imtihanı başarması yer alır. En çok sevdiği şeyi
nefsinden önce Rasule vermiştir. Çölde kaldığı, sıcak ve
susuzluktan bunaldığı bir savaş arefesinde ,yağmur sularıyla
dolu buz gibi bir kaya kovuğu bulur.Su kırbasına o suyu
doldurur.Kendi içmeye kıyamaz.Peygamberimiz o sıcakta kendinden
daha layıktır buz gibi yağmur suyuna.Çölde saatlerce
ilerler.Yarı baygın kafileye yetişir.Konaklama yerine
ulaştığında bayılır.Sahabe ve Rasul, koşarlar yanına. Su
içirirler, kendine gelir.Bakarlar ki kırbası su dolu şaşkınlıkla
sorarlar “Neden içmedin bu suyu?”Der ki “O kadar tatlı ve
güzeldi ki Rasulullah’a hediye etmek istedim.” Bu hali görüp
gözyaşlarını tutamayan Peygamber, öyle bir dua eder ki,orada
olanlar ağlar. Cennet müjdesi alınmıştır artık.
Kıyamete
Kadar Tekrarı İmkânsız Olay
ll.Mehmet’i
Fatih Sultan Mehmet yapan da su sınavını başarıyla aşmasıdır.
Yüzyıllar öncesinden Rasulullah’ın hadisi ile
övülmüştür.”Konstantiniye fethedilecektir. Onu fetheden ordu ne
kutlu ordu!O komutan ne kutlu komutandır!”.Kimsenin cesaret
edemediği Haliç’e gemileri “Allah bana yeter”duasıyla aşıran
Sultan Mehmet’tir.Bu olay hakkında uluslararası bir ansiklopedi
şu notu düşer: Kıyamete Kadar Tekrarı İmkânsız Olay!.. O da
diğerleri gibi suyla sınavı geçmiş ve Fatih Sultan Mehmet
olarak dünya tarihinden Bizans’ı silmiş,insanlığa İSLAMBUL
armağan etmiştir.
Sudan
Selamete Çıkanlar
Yunus su
imtihanını “La ilahe ente sübhaneke inni küntü minezzalimin
“diyerek aşmış. Hz.Eyyub için ise su, sabrının mükâfatı olarak
verilmiştir. Kendisine verilen kaynak suyu ile yıkanan o yüce
Peygamber hem hastalığından şifa bulmuş,hem de kendinden sonra
gelecek tüm insanlığa kaplıca suyunun şifasını işaret ederek
tedavi metodu sunmuştur. ( İşte yıkanacak bir yer, işte
içilecek soğuk bir su!..." dedik) Sad/42
Osmanlı imparatorluğu döneminde bazı ruh hastalarının su sesi
ile tedavi edildiklerini biliyoruz. Bir hadiste “Denizi
seyretmemiz” buyurulur. Oradaki dinginlik ve ferahlık çoğu zaman
terapi etkisi yapar kişilerde.
Mevlana mesnevisinde suyu şöyle sunar:” Yağmur pis şeyleri
arıtmak için gökten yağar. Suda binlerce ilaç gizli. Ağaçlara
gider meyve olur,içilir ilaç olur,deniz olur gemileri taşır.
Yeryüzünün yetimlerini su besler”.(Mesnevi6-.cilt)Oysa
yağmur ile helak olan binlerce kavim vardır. Ad kavmi gibi.Ya da
yağmurun bereketiyle yeniden yeşeren kavimler.
Ecel Kapısında Kardeşini Tercih
Su sınavını
kazananlardan biri de Bedir şehitleridir. Mümin kardeşini öz
nefsine tercih eden şehidler. Bedir savaşı sırasında son
nefeslerini vermek üzere olan şehidlere su götüren bir sahabe,
diğer yanda inleyen kardeşini fark edince “ona götür “deyip
kendisi susuz şehadet eden. Diğerine götürdüğünde ise, başka bir
şehidin içmesi için kendinden vazgeçerek,susuz ölen.3 şehidi
unutabilir miyiz?..Bir yudum dahi su içemeden, kardeşini
kendilerine tercih eden bu sahabelerde su sınavını en güzel
şekilde aşmışlardır.
Suya
Doyamayan Rasül Torunları
Ya
Kerbela!..Çölün en kurak yerinde susuzluktan kırılan, inanılmaz
bir katliam kerbela...
Olayı kısaca özetlersek; İbn_i Ziyad; Hür bin Yezid’e bir
mektup yolladı. Mektubun içeriği söyle idi: “Bu mektubum sana
ulaşır ulaşmaz ve elçim senin yanına gelir gelmez, Hüseyin’i
baskı altına al ve onu sığınak ve suyu olmayan bir çöle sür.”
Hür bin Yezid, İbn-i Ziyad’ın emri doğrultusunda İmam Hüseyin
(a.s)’ın kafilesini “Kerbela” denilen bölgede durdurdu. Ertesi
gün Ubeydullah bin Ziyad’ın elçisi olan Ömer Bin Sa’d da dört
bin savaşçıyla Kerbela’ya geldi.
Hz. Abbas Bin
Ali (a.s) de savaşarak İmam Hüseyin’in evlatlarına su getirmek
için gayret gösterdiği bir sırada, düşmanın kalleşçe saldırısı
neticesinde, canını İmam Hüseyin (a.s)'in yolunda feda etti.
Kerbela katliamı
hâlâ ümmetin yüreğinde bir sızıdır.Susuz çölde şehid olan
binlerce Müslüman’ın hatırası,Su sınavında kaybedenler ve
kazananları taşır günümüze....
Şunu hatırlatmak
gerekir ki, Hür bin Yezid, İmam Hüseyin’in şahadetinden önce,
kendi yaptığından pişman olup tövbe etti ve İmam (a.s)’ı
savunmak üzere şahadete erişti.[25]
Adalet
nedir?Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir?Dikenlere su vermek.
Adalet bir nimeti yerine koymak demektir,her su içen tohumu
sulamak değil.Zulüm, bir şeyi yerinde kullanmamak,layık olmadığı
yere koymak demektir.Bu da ancak belaya vesile olur.
(Mesnevi)
Devam Edecek...
Arzum Gürel
arzum_gurel@mynet.com
Yozgat
- 02.03.2004
http://gulizk.com
|