İbn-i Arabi'den Tavsiyeler

3.Bölüm


51-) Cünub olunca biraz bekleyeceksen, su varsa, abdest al, su yoksa teyemmüm et. Eğer cünüb olarak biraz uyuyacaksan, abdest al da Öyle uyu. Eğer cünub iken yemek yiyeceksen, su içeceksen, abdest al. Ağzını güzelce yıka. Melekler cünübe ve kâfirin ciyfesine yaklaşmazlar.
Kimseye gadretme.
Gadr: Söz ve ahid verdikten sonra ahdini bozmaya denir.
Anana, babana isyan etme. Öf bile deme. Belki onlara daima dua et. Anana, teyzene çok ikram et. Bunlar, Allah ve Resulünün vasiyetleridir. Kimse hakkında kafi hüküm verme. Hüsnü zan et. İyi görüyorum de. Allah'a karşı edeb böyle olur.
52-) Bir cemaate imam olup namaz kıldırınca dua ederken, yalnız şahsına dua etme. Belki bütün cemaate dua et. Eğer yalnız şahsına dua edersen, hainlik etmiş olursun. Bir de, Hakkın rahmetini kullarından kıskandığın ve nefsini başkalarına tercih ettiğinden dolayı en kötü ahlâk sahibi olduğunu isbat edersin. Çünkü Allah, Mü'min kullarını medhederken onlar, başkalarını, nefislerine tercih ederler buyurur.
Abdestin daraldığı halde namaz kılma. Huzuru kalb, namazın ruhudur. Yemek hazır, namaz da hazırlanmışsa, evvelâ yemeğini ye. Sonra namaz kıl.
Ana ve babanın dualarını almaya gayret et. Misafirin duası da makbuldür. Aman mazlumun bed duasından sakın. Mazlumun duasıyla Allah arasında hicab yoktur.
Vücudundaki zaid kılları, tırnakları kes. Her işinde adaletli ol. Allah'a ve Allah'ın kitabına sarıl. Allah'ın razı olacağı şeylere devam et. Allah'ın büyüklüğünü düşün. Haşyetullah'dan ağla. [Haşyetullah: Allah'ın büyüklüğünü ve sonsuz kuvvet ve kudretini düşünerek titremek demektir.]
53-) Hayırlı bir iş yapmışsan, ona devam et. İsterse az olsun. Sen ibadeti bırakmadıkça Allah feyzini kesmez. Bir müddet ibadet ettikten sonra bırakıvermek, Allah ile arandaki rabıtayı kesmek gibidir.
Şöyle ol: İşlemekte bulunduğun hayırlı amellerini ölünceye kadar bırakmamaya azimli ol. Terk ettiğin kabahatleri de bir daha yapmamaya azimli ol. Her nefes Allahi ile olursun. Ayat-ı İlâhiye'de hakdan ayrılma, Şeriate uymayan te'villere sapma, Sadakaların en efdaline devam et.
Verdiğinde gözün kalmasın. Kendisinin muhtaç olduğu şeyleri, tercihan başkalarına verenleri Allah-ü Zül Celâl meth buyuruyor.
Seve seve vermişler, Allah bize yeter demişler. Verdiklerini unutmuşlar. Eğer böyle yapamazsan, evvelâ kendini doyur ve kandır da sonra artarsa başkalarına da verirsin.
Resulüllah, sadakanın en efdali (An zaiıri ganiyli) verilendir buyurdu. Verdikten sonra Allah ile istiğna edip verdiğinde gözün kalmaması demektir. (Allah ile istiğna: Başkasına yüz suyu dökmemek)
Korktuğun ve umduğun kimselerin yanında da Hak söyle. Kurban bayramı günü çok iyilik yap. Allah katında en büyük gündür. Arefe ve Aşure günlerinden de efdaldir.
Her hak sahibine hakkını ver, hatta her hakka da hakkını ver. Kimsede hakkın bulunduğunu görme.
İnsaf et. (insaf: Muhabbet, sevmek, adalet) başkalarından insaf bekleme. Senden birisi özür dilerse, derhal kabul et. Kendini, başkasından özür dileyecek bir hale düşürme.
54-) Secdede duayı çok yap. Secde hali, kulun Allah'ına en yakın bulunduğu hâldir. Allah herkese yakındır. Matlup olan, kulun Allah’a yakınlığıdır.
Herkese lutf ile muamele et. Hele akrabaya, ehlü iyale daima şefkatli bulun. Herkese selâm ver. Eğer başkasının sana vereceğini bilirsen, o selâm versin sen al.
Dünyada kendinden aşağısına bak. Zenginlerin servetine gözünü dikme. Fitneye uğrarsın. Herkes için dünya, tatlı ve sevgilidir. Nimetler de tab'an sevgilidir. Başkasının sevgilisine göz dikme.
Zahidin zühdünde nimet, Abidin ibadetinde nimetler vardır. Olmasa, devamlı ibadet yapamazlar. [Zühtün ve ibadetin zevklerine kendini kaptırmak da makbul değildir. Abid has olmalı. İbadetten değil mabud'dan nasib almalı.]
Ayet: Onlardan bir sınıfa, fitneye düşürmek İçin verdiğimiz, dünyaya ait zilletlere ve debdebelere sakın gözünü dikme. Rabbinin rızkı, hem hayırlı hem de bakidir. (TAHA) suresi 131. Debdebe: Gürültü, patırtı (hadra haşin)
Rabbinin sevdirdiği hayırlı ve devamlı-olan rızk, îman ve ibadetinden o anda doyduğun rızıktır. Gözünü kaptırma diye tenbih edilen o debdebe var ya o fitnedir o. . .
Birisinin sende hakkı, alacağı varsa, güzelce öde. Hatta fazlasıyla öde. Sakın alacaklına eza etme. Mü'min kardeşinin malına, canına, namusuna, akraba ve taallukatına bir tecavüz vaki olursa, onu koru. Her işinde Allah'ın haklarına riayet et. Aman nefsinin arzularına uyma. Allah'tan başka dost yoktur.
En çok riayet edilmesi icap eden, Allah haclarıdır. Sakın canlı bir mahluka eza etme. Kurbanını dahi keserken keskin bıçakla kes.
55-) Sözlerin en güzellerini ihtiva eden Allah'ın kitabını, içindeki hükümleri ve Allah kitabı olduğunu düşünerek oku. Allah-u Zül Celâl, sana da anlamak feyzini ihsan eder.
Kur'an’ı başkalarına da öğret, Naib-i Rahman olursun. (Naib: vekil) Ruh-ul Emin, O Kur'an’ı Hazreti Muhammed Sallâllahü Aleyhi vesellem'in kalbine indirdi. Kur'an okuyan temiz kalbli insanların kalbine, her okuyuşta yeni İner gibi feyz getirir. Hayırlınız, Kur'anı öğrenip öğretendir. Aman bahil olma. Allah'ın emirlerinden, nefsine zor gelenleri yap. Korkak olma, Allah sana kendine sığınmayı emretti. Sen de, her halinde Allah'a sığın. Muin'in (yardımcın) Allah olunca hiç korkma.
Kul, Fatiha'i şerifeyi okurken, “sana kulluk eder, yardımı ancak senden beklerim” deyince: Allah, bu âyetim benimle kulumun arasındadır. Kulunum istediği verilecektir, buyurur. “Bizi doğru yola ilet” duasını edince de; bunlar hep kuluma aittir. Kuluma istediği verilecektir, buyurur.
Yalnız, bunlarda dikkat edilmesi icap eden şey, bu ve emsali âyetleri okurken, hikâye tarikiyle okumamalı. Birçok hafızlar ve âlimler, bu âyetleri, Allah'ın kelâmını hikâye kasdi ile okudukları için hiçbir fayda göremezler. Çünkü Cenabı Hak, “kulum istediği zaman” diye buyurur, istemeğe, hikâye “istemek” demek olmadığından icabet olunmaz.
Bir kısım insanlar Kur'an okur ve dinlerlerken boğazlarından aşağı gitmez. Ağızlarında kalır, buyurulması, okurken kalbleri hazır olmayanlara aittir.
Allah rızası için her fedakârlığa katlanan sadık Mü'mindir. Dinde ve başka şeylerde kavi olanlar, nefislerinde de kavi'dirler. İmanlarında Kavi değildirler. Mû'min, Hassaten Allah haklarında kavi olandır. Allah'ın bir ismi de Mü'min'dir, Senin adın da mü'min'dir. Miü'minler birbirine bağlıdırlar.
Mü'min. mahluk, müemmen Halik'a bağlanır ve ona dayanırsa onu hiç bir kuvvet yıkamaz.
56-) Kendinde hiçbir zaman varlık görme. Daima fakir ve aciz olduğuna inan. Allah (Rabbi mahzen) dir. (Mahzen: Halis ve safi olan) Sen de Abdi mahzen ol. Allah'ın rızası için daima hazır bulun, bu hale rabıta denir.
Düşman hududunda nöbet beklemek ile rabıtadır. Muratıb'ın sevap defteri kapanmaz. Bir namazı kılıp da gelecek namaza niyet eden de ‘muratıb'dır.
Al'i İmran suresinin son âyetini oku. Resul-ü Ekrem'in Ravzai şeriflerine varınca, Resulullah'ın hadisi şeriflerini okuyacağın zaman evvelâ sadaka ver. Sadaka mal ile olduğu gibi Tehlil, Tekbir, Teşbih. Tahmid, Havkale ile de olur.
Tehlil: La İlahe İllallah, Tekbir: Allah-u Ekber, Teşbih: Süb-han Allah, Tahmid: El tiamd-ü LİIlah, Havkale: La havle ve la kuvvete İllâ Billah demektir. Bunlar zikirlerin en cidalidir. Daha açıkçası haline göre bir hayır işleyip de Resulullah'ın huzuruna o halde girenler. Hadisleri böyle temiz bir ağız ile okuyanlar ResuluALLAH'dan feyz alırlar.
57-) Namaz kılan bir Müslümanı günahlarından dolayı tekdir etme. Hadisi şerifte şöyle varid olmuştur: Bir insan mü'min kardeşine “kâfir” derse, o kelime dediği yere gider. Eğer dediği gibi ise, orada kalır, dediği gibi değilse söyleyene gelir. Mü'min kardeşine kötü söz de söyleme. Allah, o sözden onu korur da söylediğin şeyi senin başına verir. Mü'min kardeşinin yüzüne karşı veya arkasından yalan, sahih, hile. hurda her ne ki yaptı isen karşılığı sana gelir. Cezasını sen çekersin.
58-) Sakın kimse ile alay etme, eğlenme. Hele Derviş meşrebli salih, mütevazı insanlarla alay etmek, din ile alay etmek gibidir. Öylelerini küçük görüp onlara gülme. Bâzı ilmine mağrur insanlar var ki, muttaki kimselerle istihza ederler. Yarın kıyamette onlarla da istihza edilecektir. Şöyle ki: Cennetin kapıları açılıp Cennet nimetleri gösterilecek, haydi girin denecek, tam girecekleri zaman kapılar yüzlerine kapanacak ve onlara; Siz Dünyada iken Allah dostları ile eğlenirdiniz işte cezanız bu, haydi Cehenneme denecek.
59-) İnsanların şerlisi olma. Şerli insanın dilinden, kötü sözlerinden herkes usanmış olduğu için yüzlerine gülerler, şerlerinden korkulduğu için onlara güler yüz gösterirler, işte şerrinden çekindiklerinden dolayı kendilerine ikram olunan insanlar en şerli insanlardır. Sakın sen de böyle olma.
Karının sırrını kimseye söyleme. Karısının sırrını ifşa eden
insanlar ahlâken en düşük insanlardır.
Hiç kimsenin anasına, babasına sövme. O da senin anana, babana söverse, sen sebep olduğun için anana, babana âsî olmuş olursun.
Peygamberimiz, anaya, babaya sövmeyin, deyince Ashap, “hiç insan anasına, babasına söver mi?” dediler. “Evet , başkasının ana ve babasına söver, o da onun ana ve babasına söver” buyurdu.
Büyük günahlardan biri de Müslüman’ın ırzına dil uzatmaktır. Gâvurların haçlarına, putlarına sövme. Allah'a sövdürmeğe sebep olursun.
Bir Rafızi'nin yanında mezhep bahislerini açma. Ashaab-ı Kiram'a taan ettirmeğe sebep olursun.

60-) Tabiyetinde bulunduğun Devletin büyüklerine dil uzatma. Husûmet adamlarının başta bulunmasıyla elde edilen menfaatler çok büyüktür. Beşeriyet hali hataları olursa, vebali onlara aitdir. Sen itaatini bozma. Hükümet memurlarının Devlet namına yaptıkları işlere itiraz etme. Emirlerine inkiyat et. Düzeni bozma. Zemmedersen sıfatı zemmet, mevsufa tecavüz etme. Methedersen, hem sıfatı nemde mevsufu methet.
61-) Allah'ın azabından kendini kurtarmak istersen, Müslü-manların büyüklerine, baban gibi hürmet et. Orta yaşlılarına ikram et. Küçüklerine şefkat göster. Mü'min kardeşlerine kalbinde adavat bulunan, Cennet kokusu duymaz.
Halkın ezasına tahammül et. Kimseye eza etme. Kulak ol, dil olma. Yâni sözleri dinle, çok söyleme. Allah'ın emirlerine tazim, mahlukatına şefkat, en mühim vazifedir. Kurtuluş ve saadet, bu iki şeyi yapmakladır.
62-) Hayırlı bir şey söylemiş veya hayırlı bir şeye delâlet etrniş isen evvelâ onu kendin işle. İlk nasihati nefsine yap. İnsanlar, evvelâ insanın işine bakarlar, sözlerine değil.
Mürşitin fiili sözünden daha müessirdir. Resulullah'da sizin için güzel numune vardır, buyrulmuştur.
Bâzı insanlar, Kur'an okur da, okuduğu Kur'an ona lanet eder. Hatta kendi kendine lanet okur. Meselâ zalim bir adam (gözünü aç, Allah'ın laneti zalimleredir.) ayetini yalancı bir adam da (Allah'ın laneti yalancılaradır.) âyetini okurken,kendine lanet eder.
Kur'an'ın zemmettiği bir sıfat, kendisinde bulunan bir kimse o âyeti okurken, keza Kur'an’ın methettiği bir sıfat, kendisinde bulunmayan bir kimse, o âyeti okurken Kur'an, onun aleyhine hüccet oluyor değil mi?
63-) Şeriat ilminden bir şey biliyorsan, bilmeyene söyle. Sakın bildiklerini gizleme. Bir mezhebe bağlanıp onu körü körüne taklide yeltenme. Allah'ın emrettiği şeyle amel et. Bilmediklerini Ehli Zikre (Kitabullah ve Resulullah'ın sünnetini bilenlerden) sor. Bir Müftü, Allah ve Resul'ünün hükmü budur derse, onunla amel et, benim re'yim, kanaatim budur derse, başkasına sor.
Dinde güçlük yok. Ruhsatlarla amel et. Alışında, verişinde semahat et. Başına gelen musibetten dolayı kimseyi ayıplama. Allah'tan afiyet iste, nefsini ıslaha çalış
64-) Daima Allah'a yalvar ki, seni salih mü'minlerden eylesin. O zaman Resulullah'ın dostu ve nâsır'ı olursun.
Dünyanın fitnelerinden sakın. Allah'ın ziyneti var, şeytanın ziyneti de var, Dünyanın da ziyneti var. Allah'ın ziyneti helâl olan şeyler, şeytanın ziyneti haram olan şeylerdir. Dünyanın ziyneti de iki cepheli, bir kısmı mubah, bir kısım haranı. Bunları iyi ayırıp, ona göre hareket etmeli.
Hoşuna gitmeyen bir şey başına gelmişse, o anda sabra sarıl. Makbul sabır bu. Sakın o musibete kızıp kötü söyleme. Bir kadının çocuğu ölmüş, kabri başında ağlıyordu. Resul-ü Ekrem oradan geçerken kadına sabır tavsiye etti. Resulullah’ı tanımadığı için, geç, benim musibetimle sen mübtelâ olmadın dedi. O, Resulullah idi dediler. Kadın nedametle özür diledi. Resulullah; sabır ilk musibet çarptığı zaman olur, buyurdular.
Zayıflara merhamet et. Onların yüzü suyu hürmetine Allah, nusret ve rızık. ıihsan buyurur. Karz (ödünç) aldığın kimseye, sana iyilik yapana, hediye verene, sadaka verene iyilik yap. Hiç bir "şey yapamazsan onlara selâm ver. Veren el.alan elden hayırlıdır. Selâmın kadrini eski Müslümanlar bilirlerdi. Bir arada yürürlerken, aralarına bir ağaç hail olsa, birleşince yine birbirlerine selâm verirlerdi. Yâni bu arada birbiri aleyhine kötü bir şey hatıra gelir korkusundan veya, şeytan böyle bir ilkaatta bulunabileceğinden endişe ederek. Selâm ile tecdidi aht ve tecdidi İslâm ederlerdi. Bu selâm arkadaşına; şu ayrıldığımız müddetçe senin dostluğunda idim demektir.
Erkekler daima kavi ve üstün yaratılmışlardır. Binaenaleyh, kadınlara daima şefkat ve merhametle muamele etmelidirler.
65-) Fatiha-i şerifeyi okurken Besmeleyi vaslet sonuna kadar bir nefeste oku. Ebu Bekre İmamı Ali'den gelen bir hadisi şerifte; Besmeleyi Fatihaya vaslederek okuyanı Allah affeder. Hasenatım kabul eder. Dilini Cehennem yakmaz. Kabir azabından, azabı nardan fezağ ekberden emin olur. Herkesten evvel Allah'a kavuşur, diye rivayetler vardır.
66-) Allah için Gayyur ol. Kıskanç, hayvani ve tabii gayretlerden sakın. Meselâ karına, kızına, anana, kardeşine, başkasının kötü nazarını nasıl girye görüyorsan, bütün insanlara da aynı hali nefsinde duymalısın. Buna gayret-i Diniyye denir.
Amma, kendine yapılan fenalıktan duyduğun eleme başkalarına yapıldığı zaman duymuyorsan bu, gayret-i diniyye değil yalancı gayrettir.
Resulü'llah'ın dünyada eli, yabancı bir kadına dokunmadı. Kadınlardan bi'atı sözle alırlardı.
Musibet anında (İNNÂ L İ L L Â H İ VE İNNÂ l L E Y H İ R A C İ U N) de. Bîr cenazen olursa, cemaatin yüz kişi veya kırk kişi kadar olmasına çalış. O cemaat, o meyyit hakkında şahittirler. Bir kişiye yüz kişi şahitlik ederse, o şahadet red olunmaz.
67-) Sadaka vermeğe gayret et. Sadaka Allah'ın gazabını söndürür. Kıyamette gölgelik olur. Meleklerin duasına mazhar kılar.
Hadisi şerifte; Her sabah iki melek iner, biri. Ya Rab sadaka verenlere sen ikram et. Verdiği gibisini de sen ona ver. Diğeri de, Ya Rab cimrilerin elindekiler telef olsun diye dua ederler. Tabii meleklerin duaları makbuldür. Bu Hadisi şerifin ikinci şıkkı olan, Ya Rab cimrilere telef ver demek; "onlar da mallarını hayra sarf edebilsinler, onları cahillikten kurtar da sehi olsunlar diye dua ederler", diye hüsnü te'vil-de bulunanlar da vardır. Çünkü, melekler daima insanların hayrına dua ederler.
Cehennem ateşinden kendini koru. Öyle ki yarım hurma vermek suretiyle olsun. Şeyh Muhiddin burada der ki: Endülüs'te şeyhlerimizden birisi hakkında zındık diye şikâyet ettiler. Halk hep birden aleyhine kıyam ettiler. O zamanın Sultanı emir verdi. Memleketin ileri gelenlerini toplayın sorun eğer, zındıklığında müttefikan şahadet ederlerse, öldürün diye Valiye emir verdi.
Vali de düşmanlarının başında gelenlerden idi. O zat, meydanı siyasete gelirken ekmekçiye uğradı, yarım ekmek aldı ve sadaka etti. Vali halka sorunca, hepsi, iyi adamdır dediler. Vali şaşırdı. Hep müttefıkan bu adam hakkında zındık diyorduk hepinizin kanaati bir anda değişti. Bu, mutlaka bir emri Semavi ile oldu. Derken o zat gülmeğe başladı. Ne gülüyorsun, dediler. Hadis-i şerifin sıdkına ve tecellîsine gülüyorum. Biliyorum ki bu cemaat bu sahidliğin aksine mutekit idiler. Vali de aynı kanaatte idi. Hepiniz de benim aleyhimde idiniz. Ben bu ateşi görünce yarım etmek sadaka verdim. Yarım ekmek yarım hurmadan çoktur. Hepinizin ateşini yarım ekmekle söndürdüm dedi.
68-) Sakın, Allah seni nehyettiği yerlerde görmesin. Emrettiği yerlerden de gaip etmesin, Allah'tan başkasının bilmediği amelleri yapmaya çalış. Bu amellerin gizliliği İhlasın en büyük âlâmetlerindendir.
Arafe ve Aşure oruçlarına devam et. Zilhicce'nin ilk on gününde, Muharrem'in ilk on gününde ibadeti çok yap.
Eğer zayıf düşüp vazifelerini yapamayacak bir hâle düşmeyeceksen Allah yolundaki savaşlarda oruç tut. Eğer başkalarının sana hizmet etmelerini istiyorsan melekleri kendine hizmet ettir.
Melekler ilim tahsil edenlere hizmet ederler. Hatta ilim tahsil etmek üzere yolunda yürüyenlerin ayakları altına kanatlarını sererler.
Öğrendiklerinle âmel edince de Allah yanında sevgili ve büyüklerden olursun.
Hastaları ziyaret edersen yetmiş bin melek seninle beraberdir. Sana dua ederler. Günahlarının affını Allah'tan niyaz ederler. Akşam ziyaret edene sabaha kadar, sabah ziyaret etmişsen akşama kadar meleklerin istiğfarı devam eder.
Her sabah ve akşam namazlarından sonra üç kerre:
(EUZÜ B l L L A H - İ S S E M İ G - U L ALİ M-U M İ N-E Ş ŞEYTAN-İ R RACİM) deyip sure-i Haşr'in son üç âyetlerini oku.
Her namazın sonunda (ALLA H-Ü M M E E C I R N İ M İ N-E N N A R) yedi defa oku.
Akşam namazından sonra Evvabin namazı kılarsan sonunda şöyle dua eyle: (Ya Rab imânımda dosdoğru olmaya, sağlığında ve ölürken de imanlı olarak ölmeye ve Mahşer'e çıkmaya muvaffakiyetler ihsan buyur) de.
Günahında ısrar etme, her günahın akabinde tövbe et.
69-) Secdeyi çok yap. Yemini çok etme. Hüküm sahibi bir memur olmaya heves etme. Eğer olmuşsan; öfkeli hâlinde, içinde bir sıkıntı varken, aç karnına, acele bir işin varken hüküm verme.
Kimseye “benim Mevlâm” deme. Mevlâ Allah'ındır. Dinînde, imanından istifade edeceğin kimselerle sohbet et.
“Allah aşkına” diyerek kimseden bir şey isteme. Hatta, Allah'dan “Allah aşkına” diyerek yalnız Cennet ve Cemal’ den başka şey isteme. Sakın “Allah aşkına” diyerek dünya isteme.
Başka birisi bir kadına talip olmuşsa, sen de o kadına talip olma, ama ona verilmemişse, o zaman istersin.
Başkası bir mala pazarlık ederken, sen de aynı mala talip olma. Kabirler üzerine oturma. Kabre karşı namaz kılma. Bir insanın yüzüne karşı namaza durma.
Başına gelen musibetten dolayı Ölümü isteme. Belki şöyle dua et: (Ya Rab, eğer yaşamak hakkımda hayırlı ise, yaşat, ölüm hayırlı ise, imân ile göçür) de. Mamafih istemekle ölüm gelmez, sözler ölüm getirmez. O, değişmeyen bir karara bağlıdır.
Su içerken otur da iç. Her sabah; Ya Rab, bana söven ve eza eden, beni gıybet eden ve kızdırmak için günaha girmiş kullarını ben affettim. Sen şahit ol, onlara hep hakkımı helâl ettim. Dünya ve Ahirette kimsede hakkım yoktur de.
70-) Vasi, elçi, şahit olmamaya gayret et. Gusül ettiğin yere abdest bozma. Nezretme. Yapmışsan nezrini yerine getir. Nezri bahiller yapar.
Harp isteme amma, düşmanla karşı karşıya gelince arlık sebat et. Sakın firar etme.
Rüzgâra sövme, Rüzgar, nefesi Rahman'dır. Allah'dan hayırlı rüzgarlar iste. Şerlilerinden Allah'a sığın.
Yeni bir elbise giyince besmele çek. Ve Ya Rab, bu elbise içinde beni hayırlı işlere muvaffak buyur diye dua et.İpekli elbise
giyme.
Uyuyanlara karşı namaza durma. Kalbinde kötü bir hatıra
varken namaza durma.
Allah'tan başkası adına yemin etme. Ateşle kimseye azap etme, Abdestin daralınca, o halde namaz kılma.
71-) Mütevazı ol, kasılma. Allah yanında mevki, takva iledir. Yarın mahşerde bütün nesebler iptal edilecek yalnız Allah ile olan neseb kalacak, o da takva'dır.

Kim olursa olsun isyan ile emrederse itaat edilmez. Sana söz söyleyene kulak ver, isterse çirkin olsun. Çünkü o kendine kıymet vermiştir. Bu suretle onun da gönlünü almış olursun.
Hediyeyi red etme, tahkir de etme. Her şeyi güzel yapmaya çalış. Dedikoduyu bırak. Lüzumsuz şeyleri de çok sorma. Bil ki her hareket ve sükûn ve her giriş ve çıkışta şeriatın hükmü vardır. Bunları öğren.
Mallarını israfına harcama. Güçlük, matlık, nefret gösterme. Daima kolaylık, sevgi göster. Bilmeyenlere öğret. Gizli ve aşikâr yüz kızartıcı şeyleri bırak. Allah'tan utan, kötü yolda başına bir musibet gelmeden yaşıyorsan, mağrur olma çok şiddetli bir azaba gidiyorsun gözünü aç.
Allah'ın mekrinden hazer et. Rahmetinden ümidini kesme. Hâf ile rica beynini daima muhafaza eyle. Aklı gideren şeylere, müskirata hiç yanaşma. Tabii konuş, kendimi beğendireceğim diye sözde san'at gösterme.
72-) istiğfara devam et. Hele seher vakitleri çok istiğfar et. Allah'ın bir sınıf melekleri vardır onlar, kürei arzda bulunanlara dua ederler. Bir sınıf daha vardır ki onlar, seherlerde istiğfar eden Mü'minlere dua ederler.
Üç şeyden kork; Allah'tan, nefsinden, Allah'tan korkmayandan. Her işinde niyetin halis olsun. İhtiyarlara hürmet et. Lafız-ı Kur'an olanlara ikram et.
Borçlu olma, borçluluk geceleri rahatı kaçırır, gündüzleri zelil eder. Rabbinin ibadetine dünya ziynetlerinden bir şey karıştırma. Dünya garazları insandan ayrılmayan hastalıklardır.
Ebdalinin reislerinden bir zat, arkadaşları ile yeşillik, sulu bir yerden geçerken suların şırıltısı, çayır ve Çimenlerin güzelliği hoşuna gitti de arkadaşlarından ayrıldı. O şelâleden abdest aldı. Namaz kıldı, nefsinin arzusunu tatmin etti. Amma, bütün arkadaşları başından dağılıverdiler. O da rütbesinden azlolundu. Binaenaleyh nefsin arzularına, İbadette de olsa tabi olma.
Kimsenin ayıplarını araştırma. Nefsinle meşgul ol, onun ıslahına çalış. Çocuklarına güzel isimler koy, edeb öğret. Karınla hoş geçin, onun mertebesinde sohbet et. Kendine uydurmaya çalışma ona medar et.

Çörek otu ölümden başka her derde devadır. Onunla şifalan.
73-) Müslüman kardeşlerinden biri ile karşılaşınca selâm ver. Musafaha et. Yalnız kimsenin karşısında eğilme.
Resul-ü Ekrem Efendimize sordular: “Müslüman Müslüman'a mülâki olunca eğilir mi?” “Hayır” buyurdu. “Musafaha ederler mi?” diye sorulunca “evet” buyurdular. Yine bir Hadis-i şerifte; şöyle varit olmuştur: Her hangi iki Müslüman karşılaşınca selâmlaşır ve musafaha ederlerse, Allah onları birbirinden ayırmadan mağfiret eder.
Vasiyetin daima baş ucunda bulunsun. Ölüm belki ansızın gelir. Kadınlarla çocuklarla çok oturma. Onların mertebesine ine ine çocuklaşır ve ahmaklaşırsın. Kadınlarla sohbette, daha başka tehlikeler de vardır.
Kadınların, yabancı erkeklerle nazik nazik konuşmaları, onlarla sohbet etmeleri, ziynetlerini göstermeleri, hiç doğru değildir. Bunu, her Müslüman’ın hanımlarına anlatması mühim vazifesidir. Bâzı hanımlar erkeklere hüsnü zan ederek konuşmakta beis görmezler, lâkin erkeler, hanımların hüsnü zannı gibi değildirler. Şeytan da araya girince, fena neticeler husule gelir.
Hanımların yanına hizmetçi diye, genç delikanlılara müsaade edilmemeli, Kadınlar, onlarla daima hicab ardından konuşmalı. . .
Yanından hiç ayrılmayan, daîma iyilik ve kötülüklerini yazan meleklere hep, aleyhine olan şeyleri yazdırma. Bir gün gelip dosyaların sana verilecek. Ve oku denecek.
Allah, sana servet ihsan etmişse, onu Allah'ın razı olacağı yerlere sarf eyle. Allah'ın ihsanı olan o serveti, Allah'a isyan yollarında harcama. Bâzı gafillerin muvakkat yaşayışlarına aldanma, insan, nimeti arttıkça şükrü artırmalı. Şükür etmeyenlerin kalbine gaflet gelir. Kalbi Allah'tan gafil olanların dilleri zikrullaha, kalbleri huzura kavuşamaz.
Müslüman kardeşinin namusunu koru. Onu, hiçbir yerde mahcup etme. Bir Müslüman, rnü'min kardeşini tahkir eder, küçük düşürür ve mahcup ederse, Allah da o' büyük günde, yardıma muhtaç bulunduğu günde onu rezil eder.
74-) Mideyi çok şişirme ahmaklaşırsın. Yaşamak için ye. Rabbine kulluk etmek için yaşa, yemek için yaşama. Semirmek için yeme. İçerisine yemek konulan kapların en şerlisi midedir.

Vücuttan düşmeyecek, vazifeden kalmayacak kadar yemeli. Midenin üçte birine yiyecek, üçte birine içecek koymalı. Üçte birini de nefes almak için boş bulundurmalı. Günde bir öğün Sıddıkların yemeği, iki öğün mü'minlerin yemeğidir. Gün bir öğün üç tâbiri, oburların uydurmasıdır. İslâmiyette böyle bir şey yok.
Lokmaları küçük al. İyice çiğne, birini yutmadan diğerini alma. Her lokmada besmele çek. Yutunca Allah'a Hamdet. Su içerken bardağın içine nefes alma. Bardağı ağzından çek de öyle nefes al.
Suyu üç nefeste iç. Bir yere yaslanarak mağrurların yediği gibi yeme, kölelerin yediği gibi ye. Sen Rabbinin sofrasında kulsun, edebe riayet et. Eğer cemaatle bir sofrada yemek yiyorsan. Önünden ye. Çeşitli yemekler varsa, canının sevdiğinden doyuncaya kadar ye. Başkasının yediğine bakma. Sofrada Önüne bak. Hırsla yeme. Yemeğin içine sinek kanadını batırmışsa, o sineği alıp atmadan yemeğe daldır da sonra at. Çünkü, onun bir kanadında zehri, diğer kanadında panzehir vardır. Evvelâ zehirli kanadını daldırır. Sinek insanlara zararlı bir
mahluktur.
Bizim görmediğimiz şeyleri Nübüvvet nuru İle gören Peygamberimiz böyle haber verdiler.
Bir kaba köpek dalarsa yâni bîr kaptan kelp yer veya içerse, hemen onu dök. Ve o kabı yedi defa yıka birisini toprak veya kumla
yıka.
Üstüne başına dikkat et necaset bulaşmasın. Abdest bozunca da iyice kurulan, elbisene idrar bulaşmasın, hem de idrar iyice kesilmeden abdest alma. Eğer, abdest aldıktan sonra bir yaşlık görülürse, abdest bozulur.
Seferden gelirken evine ansızın gelme. Mektup yaz, haber sal, (Telgraf çek, telefon et) geleceğin günü bildir.
Birini döveceksen yüzüne vurma. Birini seviyorsan sevgini ona söyle, onun da seni sevmesine vesile olur.
75-) Bir imama uyunca ondan evvel tekbir alma. İmamın tekbirinden sonra al. Bütün erkânda imamın peşinde git. Kendin imam olursan cemaatin en zayıfını düşün. Namazı uzatma. Kur'anın mânalarını kendine tatbik et. Bilmiyorsan Allah kelâmı olduğunu düşün.

İmam (SEM î ALLAH-Ü LIMEN H A M I D E H deyince; İnan ki bu sözü kulunun lisanından Allah söyledi. (RAB B E N A V E L E K E L H A M D ) de.
Rükû, sücud teşbihlerine üç defa söyle. Üçten az olmasın Fazla söylersen de olur.
Namaza girerken; vekar ve sükûnetle yürü. Uykun varken namaz kılma. Yatsı namazından evvel uyuma. Yatsı namazından sonra da konuşma hemen yat, erken kalkarsın.
 

İstanbul - 2.11.2004
 http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail