Şirketlerin kendilerini tanımlamada kullandığı önemli üç unsur misyon, vizyon ve ilkelerdir. Her şirket üretim yaptığı sektördeki tüketecilerine seslenirken, kendilerini bu üç unsurla tanıtıp, kendilerine kalıcı bir yer edinmeye bununla birlikte pazar paylarını büyüterek daha büyük şirket olmaya çalışmaktadırlar.

Misyon zaman ve mekansal şartlara bağlanmamaksızın o şirketi tanımlıyan, o şirketin felsefesini, bir anlamda bünyesindeki mana topluluğunu tarif eder. Mana topluluğu derken şirketin yapmış olduğu işler, bu işlerdeki kolları ve ilişkili olduğu sektörler diyerek açmamız gerekir..

Vizyon ise sahip olduğu güçleri ile gelecekte oluşacak yeni koşularda kendi şirketlerinin yerini tespit eden bir bakış açısıdır diyebiliriz. Buna daha açık bir örnek verecek olursak, X bir inşaat şirketi yirmi yıl sonraki evlerin tamamen sökülebilir takılabilir olacağı öngörüsüyle şimdiden o alanda oluşturmuş olduğu tespitlerini ve yirmi yıl sonrasındaki konumlarını izah etmesine, o şirketin vizyonu diyebiliriz.

İlkeler ise vizyonun alt kademesinde yer alan oluşlardır. Tespit etmiş oldukları vizyonlarını gerçekleştirirken, ortaya koyacakları hizmet yada ürünlerinde vazgeçemeyecekleri, şirketi tanımlayan fiilerdir. Buna da açık birkaç örnek verecek olursak, dürüstlük ana ilkelerimizdendir, yada hizmet kalitesini sürekli yükseltmek ilkelerimiz arasındadır gibi sözler örnek olarak gösterilebilir.

İşte size misyonu, vizyonu ve ilkeleri ile birlikte bir şirket. Bundan sonrası daha zor zira yaşamak, misyonunu, vizyonu ve ilkelerini yansıtmak, rekabetçi ve riskleri çok olan bir ortamda hiç kolay değil. Hele bu ortam, krizlerin bol olduğu bir ortam ise, o zaman stratejik bir yönetim mutlaka şarttır. Riski ölçmek, riski dağıtmak hedeflere ulaşmada başlıca taktiklerden biridir.

Biraz daha makro boyuta uzanırsak, ülkeler stratejik yönetim adı altında, yıllarını, on yıllarını hatta yüzyıllarını program altına alıp, ulaşmak istedikleri hedeflerindeki riskleri minuma indirirler. Karşılaşacakları bir kriz durumunda ise strateji içinde bulunan taktikleri ile hedefe en kolay yoldan ulaşmayı düşünmektedirler. Tabiki ana hadefin dışında ulaşılan ara hedeflerdeki, hedef reelizasyonu ile programın aksayan yönleri onarılır ve nihayi hedefe doğru azimli bir şekilde ilerlenir.

Makro boyut olan ülkelerden tekrar mikro boyut olan  şirketimize geri dönelim. Şirketimiz kendine bir stratejik yönetim biçimi geliştirmeli, misyonunu globalleşen dünyada tüm insanlara ulaştırmalıdır. Bunun içinde yapması gereken en önemli işlev, pazar payını artırmaktır. Tabi bunları yaparken de makro ekonomik koşulları, rekabetçi firmaları, riskleri yada krizleri göz önüne alarak stratejik yönetim oluşturmalı mutlaka alternatif  yollar ve ara hedeflerde hedef reelizasyonu yapılmalıdır. Bunlar ilerisi için daha gerçekçi ve emin bir şekilde yol almamızı sağlıyacaktır.

Tüm bu anlatıklarımızdan sonra nano boyut diyebileceğimiz insana gelelim. Makrodan mikroya mikrodan nanoya bir bütünlük arz etsede sistem esasında bizce en önemli unsur insandır. İnsanın aslında bir misyonu bunu takip eden vizyonun bunlarında altında yer alan ilkeleri vardır.

Bir insanın misyonu nedir? diye bir soruyla karşılaşırsak o kişinin hayat felsefesi ve bilincinin kendini bulduğu noktadır diyebiliriz. Bu noktada çoğu insan aynı felsefeyi paylaşmakla beraber her insanın bir felsefesinin yani misyonun olduğunu söylüyebiliriz. Burdan hareketle vizyonu tanımlayacak olursak o kişinin ortaya koyabileceği mana genişliğinede o kişinin vizyonu diyebiliriz. Vizyon içinde yer alan ilkeler ise vizyonumuzu oluşturan manalardır diyebiliriz...

Burdan hareketle,
Misyonu HİÇLİK olan
Vizyonu sonsuz mana genişliğine uzanmış
Vizyonundaki bu manaları, ilkeleri olarak yansıtan olmamız dileğiyle...
hoşçakalın....

Fiz.Müh. Hasan Demir
http://afyuksel.com

04
.04.2001

 


Üst Ana sayfa e-mail