Beş Şey!...


"Beş şey fıtrattandır:
1- Hıtân (sünnet),
2- Etek tıraşı,
3- Koltuk altının yolunması,
4- Tırnakların kesilmesi,
5- Bıyıkların kesilmesi ."

(735)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Gayb'ın anahtarı beştir" dedi ve şu mealdeki âyeti okudu:

1-O saatin (kıyametin) ilmi şüphesiz ki Allah'ın nezdindedir.
2-Yağmuru O indirir.
3-Rahimlerde olanı O bilir.
4-Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez.
5-Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez.
Şüphesiz ki Allah (her şeyi) bilendir. Her şeyden haberdardır" (Lokman 34).

"Kıyamet günü, beş şeyden hesaba çekilmedikçe  kişi Rabbinin huzurundan ayrılamaz:

1- Ömrünü nasıl tükettiğinden,
2- Gençliğini nerede harcadığından,
3- Malını ne yolla kazandığından,
4- Malını nereye harcadığından,
5- İlmiyle ne derece amel ettiğinden
?"

Gazâlî de beş şeyle riya yapıldığını belirterek, teker teker açıklar. Bu beş şey: Beden, elbise, söz, amel, arkadaş çokluğu'dur.

Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurur:
"Ümmetim beş şeyi helâl addederek benimserse tarumar olur:

1-Birbirlerine lânet oku(yarak karşılıklı sevgi ve saygıyı kaldırı)rlarsa,
2-İçkilere dalarlarsa,
3-İpek giyerlerse,
4-Çalgıcı dansözler ittihaz ederlerse,
5-Erkekler erkeklerle, kadınlar da kadınlarla iktifa ederlerse
."

"Müslüman’ın, Müslüman üstündeki hakkı beştir:

1-Selamını almak,
2-Hasta ziyaretine gitmek,
3-Cenazesine katılmak,
4-Davetine icâbet etmek,
5-Hapşırırca yerhamükallah demek."

(4349)- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bana beş şey verilmiştir ki, bunlar benden önceki peygamberlerden hiçbirine verilmemiştir.

1- Her peygamber sadece kendi kavmine gönderilmiştir. Ben ise kırmızılara (Acemlere) ve siyahlara (Araplara)  da gönderildim.

2-Bana ganimetler helal kılındı. Halbuki benden öncekilerden kimseye helal değildi.

3-Yer bana tahur, pâk ve mescid kılındı. Her kim namaz vaktine girerse, nerede olursa olsun namazını kılar.

4-Ben, bir aylık mesafede olan düşmanımın içine düşen bir korku ile yardıma mazhar oldum.

5-Bana şefaat (etme yetkisi) verildi."

Nesâî bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir."Ben, cevami'u'lkelim (veciz sözler)le de gönderildim."

(4667)- El-Hâris el-Eş'arî (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Allah Teâla hazretleri, Yahya İbnu Zekeriyya aleyhimâsselam'a, beş kelime söyleyip bunlarla amel etmesini ve onlarla amel etmelerini Benî İsrail'e de söylemesini emir buyurdu. Ancak O, bu hususta ağır aldı. İsa aleyhisselâm kendisine:

"Allah sana beş kelime öğretip onlarla amel etmeni ve Benî İsrail'e de onlarla amel etmelerini emretmeni söyledi. Ya sen bunları onlara emredersin veya bunları onlara ben emredeceğim" dedi. Yahya aleyhisselâm:

"Onları emretmede benden önce davranacak olursan yere batırılmam veya azap görmemden korkarım!" dedi ve halkı Beytu'l Makdîs'te topladı. Mescid ağzına kadar doldu. Mahfillere de oturdular. (Söz alıp):

"Allah bana beş kelime gönderdi ve onlarla amel etmemi ve size de amel etmenizi emretmemi bana emretti:

1- Bunlardan birincisi Allah'a ibadet etmeniz, ona hiçbir ortak koşmamanızdır. Allah'a ortak koşanın misali şudur: Bir adam, kendi öz malından altın veya gümüş mukabilinde bir köle satın alır ve: "Bu benim evim, bu da işim (çalış kazandığını) bana öde!" der. Köle çalışır, fakat kazancını efendisinden başkasına öder. Kölenin böyle yapmasına hanginiz razı olur?

2-Aynen bunun gibi, Allah da size namazı emretti. Namaz kılarken (sağa sola) bakınmayın. Zira Allah yüzünü, namazda bulunan kulunun yüzüne karşı diker, o sağa sola bakmadığı müddetçe.

3- Allah size orucu emretti. Bunun misali şu insanın misaline benzer: O bir grup içerisindedir. Beraberinde bir çıkın içinde misk var. Herkes onun kokusundan hoşlanmaktadır. Oruçlunun (ağzında hasıl olan) koku, Allah indinde miskin kokusundan daha hoştur.

4- Allah size sadakayı emretti. Bunun misali de şu adamın misâline benzer: Düşmanlar onu esir edip ellerini boynuna bağlamışlar ve boynunu vurmaları için cellatlara teslim etmişlerdir. Adam: "Ben az veya çok (bütün malımı) vererek kendimi fidye mukabilinde kurtarmak istiyorum" der ve nefsini fidye ödeyerek kurtarır.

5- Allah size, Allah'ı zikretmenizi de emretti. Bunun da misali, peşinden hızla düşmanın geldiği bir adamdır. Bu adam muhkem bir kaleye gelip, düşmandan kendini korur. Kul da böyledir. Şeytana karşı kendisini sadece zikrullahla koruyabilir.

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (buraya hikayeyi tamamlayarak) dedi ki:

"Ben de size beş şeyi emrediyorum: Allah onları bana emretti.

Dinlemek, itaat etmek, cihâd, hicret ve cemaat. Zira, kim cemaatten bir karışçık ayrılırsa boynundaki İslâm bağını çıkarıp atmıştır, geri dönen hariç. Kim de cahiliye davası güderse o cehennem molozlarından biridir!"Bir adam:

"Ey Allah'ın Resulü! O kimse namazını kılar, orucunu tutar idiyse (yine mi cehennemlik)?" diye sordu. Aleyhisselâtu vesselâm:

"Evet, namaz kılsa, oruç tutsa da! Ey Allah'ın kulları! Sizi Müslümanlar, mü'minler diye tesmiye eden Allah'ın çağrısı ile çağırın!" buyurdular."

(5837)- Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Bir gün, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ashabına:
"Şu kelimeleri kim [benden] alıp onlarla amel edecek ve onlarla amel edecek olana  öğretecek?"  buyurdular. Ben hemen  atılıp:
"Ben! Ey Allah'ın Resulü!" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm elimden tuttu ve beş şey saydı:

1- Haramlardan sakın, Allah'ın en abid kulu ol!
2-Allah'ın sana ayırdığına razı ol, insanların en zengini ol!
3-Komşuna ihsanda bulun, mü'min ol.
4-Kendin için istediğini başkaları için de iste, Müslüman ol!
5-Fazla gülme. Çünkü fazla gülmek kalbi öldürür."

1221. (4019) (7208)- İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor.
(Bir gün) Resûlullah Aleyhissalâtu vesselâm yanımıza gelip şöyle buyurdular:
"Ey muhacirler! Beş şey vardır, onlarla imtihan olacağınız zaman (artık cemiyette hiçbir hayır kalmamıştır. Onların siz hayatta iken zuhurundan Allah'a sığınırım. (Bu beş şey şunlardır:)

1) Zina: Bir millette zina ortaya çıkar ve alenî işlenecek bir hale gelirse, mutlaka o millette tâun hastalığı yaygınlaşır ve onlardan önce gelip geçmiş milletlerde görülmeyen hastalıklar yayılır.

2) Ölçü-tartıda hile: Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve sultanın zulmüne uğrar.

3) Zekat vermemek: Hangi millet mallarının zekatını vermezse mutlaka gökten yağmur kesilir. Hayvanlar da olmasaydı tek damla yağmur düşmezdi.

4) Ahdin bozulması: Hangi millet Allah ve Resûlünün ahdini (yani düşmanla yaptığı anlaşmayı) bozarsa, Allah Teâla hazretleri o millete, kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat eder ve ellerindeki (servet)lerin bir kısmını onlar alır.

5) Kitâbullahla hükmetmeyi terk: Hangi milletin imamları Kitabullahla ameli terk ederek Allah'ın indirdiği hükümlerden işlerine gelenleri seçerlerse, Allah onları kendi aralarında savaştırır."

Buharî'nin rivayetinde Abdullah İbnu Mes'ud şöyle demektedir:

"Beş şey vardır ki bunlar olup bitmiştir:

"ed-Duhân, el-Kamer, er-Rum, el-Batşa ve el-Lizâm.

"Buhârî şârihi Aynî şu açıklamayı sunar: Burada beş alâmetin olup bittiği belirtilir.

-Birincisi: ed-Duhan'dır. Cenab-ı Hakk: "O halde semânın apaşikâr bir duman getireceği günü gözetle (Habibim)" (Duhan 10) buyurmuştur.

-İkincisi: el-Kamer (ay). Allahu Teâlâ: "Kıyamet yaklaştı ay ikiye ayrıldı" (Kamer 1) buyurmuştur.

-Üçüncüsü: er-Rum'dur. Allahu Teâlâ: "Elif-Lam-Mim Rum'a galebe çalındı." (Rum 1) buyurmuştur.

-Dördüncüsü: Batşa'dır. Allahu Teâlâ: "Çok büyük bir şiddet ve satvetle (kendilerini) çarpacağımız gün muhakkak ki biz (onlardan) intikam alacağız" (Duhân 16) buyurmuştur. Bu (batşa), Bedir'de vukua gelen katl'dir.

-Beşincisi: el-Lizam'dır. Lizam için: "o, kıtlıktır" denmiştir. "Bedir'de ölülerin birbirine bağlanmasıdır" denmiştir, "O, Bedir'de mâruz kaldıkları esâret'dir o gün yetmiş kişi esir edilmişti"

İstanbul -31.05.2005
http://sufizmveinsan.com

 

 


Üst Ana sayfa e-mail