Hz. Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
"Yaktığınız ateş var ya, bu, cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir
cüzdür!" buyurmuştu. (Yanındakiler):
"Zaten bu ateş,
vallahi (âsileri cezalandırmaya ahirette) yeterliydi" dediler.
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Cehennem ateşi
öbürüne altmışdokuz kat üstün kılındı. Her bir kat'ın harareti, bunun
mislindedir."(KÜTÜB-İ SİTTE /5078)
Yine Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Cehennem ateşi bin
yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı, öyle
ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o siyah ve
karanlıktır."(KÜTÜB-İ SİTTE /5079)
Ebu Saidi'l-Hudri
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Cehennemi kuşatan
surun dört (ayrı) duvarı vardır. Her duvarın kalınlığı kırk yıllık
yürüme mesafesi kadardır."(KÜTÜB-İ SİTTE /5080)
Hasan Basri
rahimehullah anlatıyor: "Utbe İbnu Gazvân radıyallahu anh, Basra'da
minberde (hutbe esnasında) dedi ki:
"Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm bize şöyle buyurmuşlardı: "Cehennemin
kıyısından büyük bir taş bırakıldı. Bu taş yetmiş yıl aşağı doğru
düştü de henüz dibe ulaşmadı."
(Utbe İbnu Gazvân,
devamla) der ki: "Hz. Ömer radıyallahu anh: "Ateşi çok zikredip
hatırlayın. Zira onun harareti pek şiddetlidir; derinliği çok
fazladır, çengelleri demirdendir" buyurdu."(KÜTÜB-İ SİTTE 5081)
Ebu Said el-Hudri
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Veyl, cehennemde bir
vadidir. Kâfir orada, kırk yıl batar da dibine ulaşamaz." (KÜTÜB-İ
SİTTE /5082)
İbnu Abbas radıyallahu
anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Eğer zakkûmdan,
dünyaya tek damla damlatılacak olsa, bu dünya ehlinin yiyeceklerini
ifsad ederdi. Öyleyse, yiyecek ve içeceği zakkum olan cehennemliğin
hali ne olur (anlayın)!"(KÜTÜB-İ SİTTE /5083)
Hz. Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Cehennem, Rabbine
şikayet ederek: "Ey Rabbim! Bir parçam diğer bir parçamı yemektedir"
dedi. bunun üzerine, Allah Teâla Hazretleri, ona iki nefes almaya izin
verdi: Bir nefes kışta, bir nefes de yazda. (Yazdaki nefesi) sizin
rastladığınız en şiddetli sıcaktır. (Kıştaki nefesi de) sizin
rastladığınız en şiddetli (soğuk olan) zemherirdir."(KÜTÜB-İ SİTTE
/5084)
Yine Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Kıyamet günü, ateşten
bir parça, boyun şeklinde uzanır. Bunun, gören iki gözü, işiten iki
kulağı, konuşan bir dili vardır. Der ki: "Ben üç takım (insanı
cezalandırmak) için vazifelendirildim: Allah'la birlikte bir başka
ilaha dua eden kimse, bile bile zulmeden cebbâr, tasvirciler."(KÜTÜB-İ
SİTTE/ 5085)
İbnu Mes'ud
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Kıyamet günü
cehennem, yetmiş bin yuları olduğu halde getirilir. Her yularında, onu
çeken yetmiş bin melek vardır."(KÜTÜB-İ SİTTE/ 5086)
Mücahid anlatıyor: "İbnu
Abbâs radıyallahu anhüma bana: "Cehennemin genişliği ne kadardır,
biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Hayır!" deyince: "Doğru, Allah'a
yemin olsun, bilemezsin!" dedi ve ilave etti: "Bana Hz. Aişe
radıyallahu anha dedi ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm 'a:
"Kıyamet günü Arz
toptan O'nun bir kabzasıdır (tam tasarrufundadır). Gökler de O'nun sağ
eliyle dürülmüşlerdir" (Zümer 67) âyetinden sormuş ve:
"Bu sırada insanlar
nerede olurlar (ey Allah'ın Resûlü)" demiştim. Aleyhissalatu vesselam:
"Cehennem köprüsünde!" cevabını verdi."(KÜTÜB-İ SİTTE/ 5087)
İstanbul - 11.11.2003
http://gulizk.com
|