“Cimri”
; hasis, varyemez, pinti gibi
anlamlara gelmektedir. Elindeki mal veya parayı harcayamayan ve
türlü sıkıntılara katlanarak daha çok biriktirmeye çalışan kimse
için kullanılan bir sıfattır.
Âl-i İmrân
Sûresi -180. Âyet :
Allah'ın, kendilerine lütfundan verdiği nimetlere karşı cimrilik
edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar.
Hayır o, kendileri için şerdir. Cimrilik ettikleri şey, kıyamet
gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'a
aittir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Furkan Sûresi
– 67. Âyet : Ve onlar ki,
harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi
arasında orta bir yol tutarlar.
Nisa Sûresi
-37. Âyet : Onlar ki hem
kıskanır, cimrilik ederler, hem de herkese cimrilik tavsiye
ederler ve Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği nimeti gizlerler.
Biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırladık.
Muhammed
Sûresi -37. Âyet : Eğer
sizden onların tamamını isteyip de sizi zorlasaydı cimrilik
ederdiniz. Bu da sizin bütün kinlerinizi ortaya çıkarırdı.
Muhammed
Sûresi -38. Âyet : İşte
sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. İçinizden
kiminiz cimrilik ediyor. Ama cimrilik eden ancak kendi zararına
cimrilik eder. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz.
Eğer siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah yerinize başka bir kavim
getirir. Sonra onlar sizin gibi olmazlar.
Meâric Sûresi
:
19. Âyet : Doğrusu insan
dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.
20. Âyet : Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.
21. Âyet : Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.
Tevbe Sûresi :
75. Âyet : Yine onlardan
kimi de Allah'a şöyle ahdetmişlerdi: "Eğer bize lütuf ve kereminden
ihsan ederse biz de elbette zekâtı veririz ve kesinlikle Sâlihlerden
oluruz." diye söz vermişlerdi.
76. Âyet : Ne zaman ki, Allah lütfedip onlara ihsanda bulundu, onlar
da cimrilik edip yüz çevirdiler ve zaten yan çizip duruyorlardı.
77. Âyet : Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan
söyledikleri için, O da bu yaptıklarının sonucunu kıyamet gününe
kadar yüreklerinde sürüp gidecek bir münafıklığa çevirdi.
Leyl Sûresi
:
8. Âyet : Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı
kalmamış görür,
9. Âyet : Ve en güzeli de yalanlarsa,
10. Âyet : Onu da en zor yola hazırlarız.
393 - Ebu Saîd
el-Hudrî (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"İki haslet vardır ki bir
mü'minde asla beraber bulunmazlar:
Cimrilik ve kötü ahlâk."
394 - Ka'b İbnu İyâz
(radıyallahu anh) anlatıyor;
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı şöyle derken işittim:
"Her ümmet için bir fitne vardır, benim ümmetimin fitnesi de
maldır."
395 - İbnu Mes'ud
(radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:
"Çiftlik edinmeyin, dünyaya
bağlanır kalırsınız."
396 - Abdullah
İbnu'ş-Şihhîr (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Elhâkümü't-tekâsür sûresini
okurken yanına geldim. Bana:
"İnsanoğlu malım malım der. Halbuki âdemoğlunun yiyip
tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip
gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var?
Gerisini ölümle terk eder ve insanlara bırakır."
397 - Ebu Hüreyre
(radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle söyledi:
"Altına tapanlar mel'undur, gümüşe tapanlar mel’undur."
398 - İbnu Mes'ud
(radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir keresinde:
"Hanginiz, vârisinin malını kendi malından daha çok sever?"
diye sordu. Cemaat:
"Ey Allah'ın
Resûlü içimizde, herkes kendi malını vârisinin malından daha çok
sever" dediler. Bunun üzerine:
"Öyleyse şunu bilin:
Kişinin gerçek malı hayatında gönderdiğidir. Geriye koyduğu da
vârislerinin malıdır."
399 - Ebû Vâil
anlatıyor:
Hasta yatmakta olan Ebu Hâşim İbnu Utbe'ye soruldu :
“Niye ağlıyorsun? Dayanamadığın bir ağrı veya dünyaya karşı bir hırs
mı seni böyle ağlatıyor?"
-Hayır, asla bu sebeplerle ağlamıyorum. Ne var ki, Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) bizden bir söz almıştı, onu tutamadım (bu
sebeple ağlıyorum) dedi.
-Neydi o?
-Ben, dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı şöyle söylerken
dinlemiştim: "Sizden birine, dünyalık olarak bir hizmetçi ve
Allah yolunda cihadda kullanacağı bir binek edinecek kadar mal
toplaması yeterlidir." Halbuki bugün ben kendimi bundan daha çok
mal toplamış görüyorum.
Rezîn merhum şu ilâvede bulundu: "Ebu Hâşim rahmet-i Rahmân'a
kavuştuğu zaman, geride bıraktığı serveti hesapladı, hepsi otuz
dirhem kadardı."
Ebû Hüreyre'den rivâyet edilmiştir:
İbâd (u'llâh)ın (Allah’ın kulları), kendisinde sabaha erdiği hiç bir
gün yoktur ki, o günde iki Melek nâzil olmasın. Bunların birisi:
Yâ Rab! Malını infâk edene bedelini ver! diye duâ eder. Diğeri de:
Yâ Rab! İmsâk edene (malının) telefini ver, diye bed-duâ eyler.
Enes b. Mâlik ,
Rivâyete göre Resûlullah salla'llahu aleyhi ve sellem her zaman:
Rabbim -cimrilikten, ağır canlılıktan, erzel-i ömürden
(İhtiyarlığın sonları, bunaklık günleri)
kabir azâbından, deccâlın (ve yalancı
insanların) iğfâlinden , dirim ve ölüm fitnesinden- sana sığınırım,
diye duâ ederdi.
4426 - Hz. Ebu Hüreyre
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şu ayeti okumuştu. (Mealen):
"(Siz Allah yolunda bağışta bulunmaya çağırılan kimselersiniz.
Fakat içinizden bazıları cimrilik eder. Cimrilik eden ise, kendi
zararına cimrilik etmiş olur. Allah ganidir; muhtaç olan
sizsiniz. Eğer yüz çevirirseniz,) O, sizin yerinize başka
bir topluluk getirir ki, onlar sizin gibi Allah’a itaatsizlik
etmezler" (Muhammed Sûresi -38.Âyet)
(Orada bulunanlar):
"Bizim yerimize kimler
getirilebilir?" dediler. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Selman-ı
Farisi'nin omzuna vurdu, sonra da:
"Bu ve bunun kavmi!" deyip sözüne devam etti:
"Ruhum elinde olan Rab Teâla'ya yemin olsun! Eğer ilim, Süreyya
yıldızına asılmış olsa Fâris'ten (yetişecek bir kısım) kimseler ona
yine de ulaşırlar."
392 - İbnu Ömer
anlatıyor:
"Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize hitab ederek şöyle
buyurdular: "Sıkılık huyundan kaçının. Zira sizden önce gelip
geçenler bu huy yüzünden helâk oldular. Şöyle ki: Bu huy onlara
cimrilik emretti, onlar hemen cimrileşiverdiler, sıla-ı rahmi
kesmelerini emretti, hemen sıla-ı rahmi kestiler, doğru yoldan
çıkmayı (fücur) emretti, hemen doğru yoldan çıktılar."
7049 - Ya'la İbnu Mürre
radıyallahu anh anlatıyor:
"Hz. Ali'nin oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin radıyallahu anhüm
ecmain koşarak Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a geldiler.
Efendimiz onları bağrına bastı ve: "Şurası muhakkak ki, çocuk,
cimrilik ve korkaklık sebebidir" buyurdular."
5848 - Câbir İbnu
Abdillah el-Ensâri radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Zulümden kaçının. Zira zulüm, Kıyamet günü karanlıklar olacaktır.
Cimrilikten de kaçının, zira cimrilik, sizden öncekileri helak
etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramlarını helal
addetmeye sevk etmiştir."
5849 - İbnu Ömer
radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"İnsanda bulunan en şerli şey aşırı cimrilik ve şiddetli korkudur."
5876 - Hz. Enes
radıyallahu anh anlatıyor:
"Bir adam ölmüştü, diğer biri, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın
işiteceği şekilde onun için şöyle söyledi:
"Cennet mübarek olsun!" Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sordu:
"Nereden biliyorsun? Belki de o mâlâyâni konuştu veya kendisini
zengin kılmayacak bir miktarda cimrilik etti!"
4724 - Ebu Ümeyye
eş-Şa'bani anlatıyor:
"Ey Ebu Sa'lebe dedim, şu ayet hakkında ne dersin?" (Mealen):
"Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda oldukça,
sapıtmış olanlar size zarar veremez.." (Mâide Sûresi-105.Âyet)
Bana şu cevabı verdi:
"Gerçekten bunu, iyi bilen birine sordun. Zira ben aynı şeyi
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a sormuştum. Demişti ki:
"Ma'rufa sarılın, münkerden de
kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir hevâ,
(dine, ahirete) tercih edilen dünyalık görür, rey
sahiplerinin(selefi dinlemeden) kendi reylerini beğendiklerini
müşahede edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı
bırak. zira (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var
demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır. O
günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri
verilecektir."
Derleyen: Hamdi Cenik
İstanbul -21.06.2005
http://sufizmveinsan.com
|