Ebu
Musa radıyallahu anh anlatıyor:
"Habeşistan'ın sahibi (kralı) Necaşî merhum'u işittim, demişti ki:
"Ben
şahadet ederim ki Muhammed Allah'ın Resûlüdür. O, Hz. İsa
aleyhisselâm'ın geleceğini müjdelediği zâttır. Eğer ben, şu
saltanatın başında olmasaydım ve üzerimdeki insanlarla ilgili yük
bulunmasaydı onun ayakkabılarını taşımak üzere yanına giderdim."
İbnu
Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor:
"Bana
Ebu Süfyan İbnu Harb anlattı ve dedi ki:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile aramızda sulh(-u Hudeybiye)
olduğu bir sırada Şam'a gitmiştim. Ben orada iken, Herakliyus'a,
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan bir mektup getirildi. Mektubu
Dıhyetu'l-Kelbî getirmişti. Onu Busra emirine teslim etti. O da, Rum
Kralı Herakliyus'a ulaştırdı. Herakliyus:
"Peygamber olduğunu zanneden şu adamın kavminden buralarda birileri
var mı?" diye sordu. Ona "evet var!" dediler ve ben bir grup
Kureyşliyle birlikte çağırıldım. Yanına girdik. Bizi önüne oturttu.
"Ona
nesebce en yakın olan kimdir?" dedi. Ben atıldım:
"Benim!" dedim. Bunun üzerine beni, arkadaşlarım arkamda kalacak
şekilde önüne oturttu. Sonra tercümanını getirtti.
"Şunlara söyle, ben şuna, o peygamber olduğunu zanneden kimse
hakkında soracağım. Eğer cevaplarında bana yalan söylemeye kalkarsa,
onu tekzib etsinler!" dedi. Ebu Süfyan der ki:
"Allah'a yemin olsun. Eğer yalanım, aleyhime tesir hâsıl eder
korkusu olmasaydı, cevaplarım sırasında yalan söylerdim. Sonra
Herakliyus, tercümanına:
"Sor
şuna! O zâtın aranızdaki nesebi nasıldır?" dedi. Ben:
"O,
aramızda asîl bir nesebe sahiptir" dedim. O tekrar sordu:
"O'nun
ecdadı arasında kral var mı?
"Yok!"
dedim.
"Siz
onu bu iddiasından önce hiç yalanla itham ettiniz mi?" dedi. Ben:
"Hayır!" dedim.
"Ona
insanların eşraf takımı mı tabi oluyor, zayıflar takımı mı? dedi.
"Zayıflar takımı!" dedim.
"Artıyorlar mı azalıyorlar mı?" dedi. Ben:
"Eksilmiyorlar, bilakis artıyorlar" dedim. O tekrar sordu:
"Dine
girdikten sonra hoşnutsuzlukla dininden vazgeçen, irtidad eden oldu
mu?"
"Hayır!" dedim.
"Onunla
hiç savaştınız mı?" dedi. Ben:
"Evet!"
dedim.
"Onunla
savaşınız nasıl oldu?" dedi.
"Harb
onunla bizim aramızda münavebeli oldu. O bize karşı kazandı, biz de
ona karşı kazandık!" dedim.
"Verdiği sözden caydığı oldu mu?" dedi.
"Hayır!
Ancak, aramızda bir sulh var, bu esnada ne yapacak bilmiyoruz!"
dedim.
Ebu
Süfyân der ki:
"Allah'a yemin olsun o konuşmamız esnasında, (aleyhte) bundan başka
bir şey söyleme imkanı bulamadım." Herakliyus sormaya devam etti:
"Muhammed'den önce bu sözü söyleyen bir başkası var mıydı?" dedi.
"Hayır!" dedim. Bunun üzerine tercümanına:
"Söyle
ona! Ben sana "aranızdaki nesebi" nden sordum, sen onun asaletli
biri olduğunu söyledin. İşte peygamberler de böyledir, hep
kavimleri arasında neseb sahiplerinden gönderilirler.
Ben
sana "ecdadı içinde kral var mı?" diye sordum "yok!" dedin.
Ben de
"eğer ecdadı arasında bir kral olsaydı bu ecdadının kraliyetini
arayan bir adam" diyecektim.
Ben,
"ona tabi olanlar" dan sordum: "Cemiyetin zayıf takımı mı yoksa
eşraf kesimi mi?" diye. Sen "zayıflar!" dedin. Peygamberlere tabi
olanlar işte bunlardır. Ben sana "bu iddiasından önce onu hiç
yalanla itham ettiniz mi?" diye sordum, sen "hayır!" dedin. Böylece
anladım ki o, ne insanlara ne de Allah'a yalan söyleyecek biri
değildir.
Ben
sana "dine girdikten sonra, hoşnut olmayarak dininden
dönen oldu mu?" diye sordum, sen "Hayır!" dedin. İman
böyledir, onun neşesi kalplere bir girdi mi, bir daha solmaz.
Ben
senden "onlar artıyorlar mı, eksiliyorlar mı?" diye sordum, sen
arttıklarını söyledin. İman işi böyledir, tamamlanıncaya kadar
artarlar.
Ben
sana "onlarla savaştınız mı?" diye sordum, sen savaştığınızı,
savaşın aranızda münâvereli cereyan ettiğini, onların size, sizin de
onlara galebe çaldığını söyledin. Peygamberler de böyledir,
imtihandan geçirilirler, sonunda âkibet onların olur.
Ben,
sana "verdiği sözden döndüğü olur mu?" dedim, sen olmadığını
söyledin. Peygamberler de böyledir, sözlerinden dönmezler.
Ben,
"Bu iddiayı ondan önce söyleyen oldu mu?" diye sordum. sen "Hayır!"
dedin. Ben "Eğer bu sözü ondan önce biri söylemiş olsaydı, "Bu adam,
kendinden önce söylenmiş bir sözü tamamlamaya çalışan birisi"
diyecektim.
Herakliyus sonra:
"Size
ne emrediyor?" diye tekrar soru sordu. Biz:
"Namaz,
zekat, sıla-i rahim ve iffet" dedik. Bunun üzerine Herakliyus dedi
ki:
"Eğer,
senin söylediklerin gerçekse, O peygamberdir! Ben onun çıkacağını
biliyordum. Ancak sizin aranızdan çıkacağını zannetmiyordum. Eğer,
O'na kavuşabileceğimden emin olsam karşılaşmayı çok isterdim.
Yanında olsaydım, ayaklarına su dökerdim. O'nun hakimiyeti,
ayaklarımın altında olan şu diyarlara kadar uzanacaktır.
Sonra
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın mektubunu getirtti ve okuttu.
Şöyle
diyordu:
"Bismillahirrahmanirrahim.
Allah'ın elçisi Muhammed'den Rum'un büyüğü Herakliyus'a,
Selam
hidÂyete tabi olanlara olsun.
Emmâ
ba'd! Seni İslâm'a çağırıyorum. İslâm'a gir, selâmeti bul! Allah da
ecrini iki kat versin. Yüz çevirirsen, bütün tebeanın günahı üzerine
olsun. "Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir
söze gelin: Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim. Ona hiçbir şeyi
ortak koşmayalım, Allah'ı bırakıp da birbirimizi Rabb edinmeyelim.!
Eğer onlar yüz çevirirse siz deyin ki: "Şâhit olun, biz
müslümanlarız" (Âl-i İmran 64).
Herakliyus, mektubun okunuşunu tamamlayınca, yanında sesler yükseldi
ve gürültüler arttı. Bize emretti, çıkarıldık. Ben arkadaşlarıma:
"İbnu
Ebi Kebşe'nin işi ciddidir. Şu Benî Asfer'in (Rumların) kralı ondan
korkuyor!" dedim. Allah İslâm'ı bana nasib edinceye kadar onun galip
geleceği inancını taşıdım.
Herakliyus, ileri gelen cemaatini hep davet etti, kendine ait
sarayların birinde toplandılar. Onlara:
"Ey Rum
cemaati! Ebedî bir kurtuluşunuz ve şu saltanatınızın bekasına ne
dersiniz?" dedi. Bunun üzerine, hep birden vahşi eşekler gibi ürküp
kapılara koştular. Ancak hepsini kapatılmış buldular. Herakliyus
onları geri çağırdı.
"Ben sizin dindeki salâbetinizi imtihan ettim. Sizde gördüğüm durum
hoşuma gitti!" dedi. Bunun üzerine, ona secde ettiler ve ondan razı
oldular."
Derleyen: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul -25.07.2006
http://sufizmveinsan.com
|