1 - Ebu
Saîd İbnu'l-Muallâ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben Mescid-i
Nebevî'de namaz kılıyordum. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) beni
çağırdı. Fakat (namazda olduğum için) icabet edemedim. Sonra yanına
gelerek: Ey Allah'ın Resûlü namaz kılıyordum (bu sebeple cevap
veremedim diye özür beyan ettim). Bana: "Allahu Teâla Kitabında "Ey
iman edenler, Allah ve Resûlü sizi çağırdıkları zaman hemen icâbet
edin" buyurmuyor mu?" (Enfal, 24) dedi ve arkasından ilave etti: "Sen
mescitten çıkmazdan önce , sana Kur'ân-ı Kerîm'in (sevapça) en büyük
sûresini öğreteyim mi?" dedi ve elimden tuttu. Mescitten çıkacağı
sırada ben: "Sana en büyük sureyi öğreteceğim" dememiş miydiniz?
dedim. Bana: "O sure Elhamdü lillâhi Rabbi'l âlemin’dir ki(namazlarda
tekrar tekrar okunan) yedi âyet (es-Seb'u'l-Mesânî) ve bana verilen
yüce Kur'ân'dır" buyurdu.(KÜTÜB-İ SİTTE/436)
2
- Ebu Hüreyre (radıyallahu
anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), Ubey İbnu
Ka'b (radıyallahu anh)'a uğradı. O namaz kılıyordu... devamını
yukarıdaki gibi aynen kaydetti. Ancak şu ziyade var: "Nefsimi kudret
elinde tutan Zât-ı Zü'l-Celâl'e yemin ederim ki, Allah, Fâtiha'nın bir
mislini ne Tevrat'ta, ne İncil'de, ne Zebur'da, ne de Furkân'da
indirmemiştir. O (namazlarda) tekrarla okunan yedi âyet ve bana ihsân
edilen yüce Kur'ân'dır. .(KÜTÜB-İ SİTTE/437)
3 - İbnu Abbâs
(radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Cibril (aleyhisselam), Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm)'in yanında otururken yukarıda kapı sesine
benzer bir ses işitti. Başını göğe doğru kaldırdı. Cibril (aleyhisselâm)
dedi ki: "İşte gökten bir kapı açıldı, bugüne kadar böyle bir kapı
asla açılmamıştı." Derken oradan bir melek indi. Cibril (aleyhissalâm)
tekrar konuştu: "İşte arza bir melek indi, şimdiye kadar bu melek hiç
inmemişti." Melek selam verdi ve Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)'e : "Sana verilen iki nuru müjdeliyorum. Bunlar, senden önce
başka hiçbir peygambere verilmemişlerdi: Onların biri Fatihâ Sûresi,
diğeri de Bakara Sûresi'nin son kısmı. Onlardan okuduğun her harfe
mukabil sana mutlaka büyük sevap verilecektir. dedi. (KÜTÜB-İ SİTTE/438)
4 -
Adiyy İbnu Hâtim (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "(Fatiha'da geçen) el-mağdûb aleyhim
(Allah'ın gazabına uğrayanlar) Yahudilerdir, ed-dâllîn (sapıtanlar) da
Hıristiyanlardır"..(KÜTÜB-İ SİTTE/439)
İstanbul - 03.09.2003
http://gulizk.com
|