BAZI MEKÂNLARIN FAZÎLETİ
Mekke'nin Fâzîleti

2. Bölüm


4551 - Ebu Şüreyh el-Adevi radıyallahu anh anlatıyor:
"Mekke'ye asker sevk eden Amr İbnu Sa'id'e dedim ki:
"Ey emir, bana müsaade et. Fethin ferdası gününde Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın söylemiş bulunduğu bir hadisini hatırlatayım:
Allah'a hamd ve senadan sonra şöyle buyurmuştu:
"Mekke'yi insanlar değil, Allah haram kılmıştır. Allah'a ve ahirete inanan hiçbir mü'mine orada kan dökmek helal olmaz. Ağaç sökmek de helal olmaz. Eğer biri çıkıp da Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın oradaki savaşını göstererek kan dökmeye ruhsat vermeye kalkarsa kendisine şunu söyleyin:
"Allah, Resûlüne izin vermişti, ama size izin vermiyor!" Mekke'de bana bir gündüzün bir müddetinde (gün doğumundan ikindiye kadar) izin verildi. Sonra bugün tekrar eski hürmeti (haramlığı) ona geri döndü. Bu hususu, sizden burada hazır olanlar, hazır olmayanlara ulaştırsın."

Ebu Şüreyh'e: "Amr sana ne dedi?" diye soruldu.
"Ey Ebu Şureyh bunu ben, senden daha iyi biliyorum. "Harem", âsi olana, kan döküp kaçana, cinayet işleyip kaçana sığınma tanımaz!" diye cevap verdi" dedi."

4552 - İbnu Abbas radıyallahu anhüm anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Fetih günü buyurdular ki:
"Fetihten sonra artık hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Öyleyse askere çağırıldığınız zaman hemen asker olun!"
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sözlerine şöyle devam etti:
"Allah, bu beldeyi semâvat ve arzı yarattığı zaman haram kıldı. Burası, Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır (onu insanlar haram kılmamıştır). Benden önce kimseye orada kıtal helal olmadı. Bana da günün bir müddetinde helal kılındı. Burası Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır. (Allah'a ve ahirete inanan hiç kimseye, orada kan dökmesi helal değildir. Ayrıca) onun dikeni koparılmaz, av(hayvan)ı ürkütülmez, buluntusu da alınmaz (yerinde bırakılır). Ancak ilan edip sahibini arayacak olanlar alabilir. Mekke'nin otu da biçilmez!"
Abbas radıyallahu anh atılarak:
"Ey Allah'ın Resûlü! İzhir otu hariç olsun" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"İzhir hariç!" buyurdu."
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

4553 - Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor:
"Mekke'de silah taşımak hiç kimseye helal değildir."

4554 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Mekke'ye hitaben şöyle buyurdular:
"Sen ne hoş beldesin. Seni ne kadar seviyorum! Eğer kavmim beni buradan çıkmaya mecbur etmeseydi, senden başka bir yerde ikâmet etmezdim."

4555 - Ya'la İbnu Ümeyye radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Harem'de mal ihtikârı (Bir şeyi kıymetlensin diye saklamak) orada işlenen bir zulümdür."

4556 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bana şöyle buyurdular:

"Biliyor musun, senin kavmin Kâ'be'yi yeniden inşa ederken Hz. İbrahim'in atmış bulunduğu temellere (tam riayet etmeyip) inşaatı kısa tuttu."
Ben:
"Ey Allah'ın Resûlü dedim, inşaatı Hz. İbrahim'in temellerine oturtmayacak mısın?" dedim.
"Kavmin küfre yakın olmasa mutlaka yapardım!" buyurdu.
İbnu Ömer radıyallahu anhüma dedi ki:
"Hz. Aişe radıyallahu anha'nın bunu Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan işitmesine göre, ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın, Hıcr'ı takip eden iki rüknün istilâmını  terketmesini, Kâ'be'nin inşaatının Hz. İbrahim aleyhisselâm'ın temelleri üzerine tamamlanmamış olmasıyla izah ederim."
(İstilâm:Öpmek veya el sürmek. Selâm vermeyi isteme.  Kâbe’yi tavaf esnasında Hacer-ül Esved’e el sürmek, el süremese el işareti ile öper gibi yapmak, okşamak)

4557 - Amr İbnu Dinar anlatıyor:
"Câbir İbnu Abdillah radıyallahu anh'ı işittim. Demişti ki:
"Kâ'be inşa edilirken Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ve (amcası) Abbas taş taşımakta idiler. Bir ara Abbas radıyallahu anh, aleyhissalatu vesselam'a:
"İzarını omuzuna koy da taşın incitmesine mani olsun" dedi. O da öyle yapmıştı. Bu hadise peygamberlik gelmezden önce idi. Birden yere yığıldı. Gözleri semaya dikilmiş kalmıştı.
"İzarım! İzarım! dedi ve derhal onu üzerine bağladı."
Bir rivayette şu ziyade var:
"...Bayılıp düştü. Bundan sonra hiç üryan görülmedi."

4558 - Amr İbnu Dinar ve Ubeydullah İbnu Ebi Yezid dediler ki:
"Resûlullah zamanında Kâ'be'nin (etrafında ihata) duvarı yoktu. İnsanlar Beytullah'ın etrafında namaz kılıyorlardı. Bu hal, Hz. Ömer zamanına kadar devam etti. Ömer radıyallahu anh etrafına duvar çektirdi. Bu duvarın boyu alçaktı. İbnu'z-Zübeyr yükseltti."

4559 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"
Kâ'be'yi, Habeşlilerden bacakları ince bir adam tahrip edecektir."

4560 - Buhari'nin İbnu Abbas'tan kaydettiği diğer bir rivayete göre, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur:

"Kâ'be'yi yıkacak olan o ayrık iri ayaklı, güdük kafalı (koyu siyah) Habeşli'yi Kâ'be'nin taşlarını birer birer söker halde görür gibiyim!"

4561 - İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Habeşliler sizi terk ettikçe onları terk edin. Zira, Kâ'be'nin hazinesini sadece zü's-süvaykateyn (ince bacaklı olan kimse) çıkaracaktır."

Yansıtan: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul -
11.
10.2005
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail