4551 - Ebu Şüreyh
el-Adevi radıyallahu anh anlatıyor:
"Mekke'ye asker sevk eden Amr İbnu Sa'id'e dedim ki:
"Ey emir, bana müsaade et. Fethin ferdası gününde Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'ın söylemiş bulunduğu bir hadisini
hatırlatayım:
Allah'a hamd ve senadan sonra şöyle buyurmuştu:
"Mekke'yi insanlar değil,
Allah haram kılmıştır.
Allah'a ve ahirete inanan hiçbir mü'mine orada kan dökmek helal
olmaz. Ağaç sökmek de helal olmaz. Eğer biri çıkıp da Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'ın oradaki savaşını göstererek kan dökmeye
ruhsat vermeye kalkarsa kendisine şunu söyleyin:
"Allah, Resûlüne izin vermişti, ama size izin vermiyor!"
Mekke'de bana bir gündüzün bir müddetinde (gün doğumundan ikindiye
kadar) izin verildi. Sonra bugün tekrar eski hürmeti (haramlığı) ona
geri döndü. Bu hususu, sizden burada hazır olanlar, hazır
olmayanlara ulaştırsın."
Ebu Şüreyh'e:
"Amr sana ne dedi?" diye soruldu.
"Ey Ebu Şureyh bunu ben, senden daha iyi biliyorum. "Harem", âsi
olana, kan döküp kaçana, cinayet işleyip kaçana sığınma tanımaz!"
diye cevap verdi" dedi."
4552 - İbnu Abbas
radıyallahu anhüm anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Fetih günü buyurdular ki:
"Fetihten sonra artık hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır.
Öyleyse askere çağırıldığınız zaman hemen asker olun!"
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sözlerine şöyle devam etti:
"Allah, bu beldeyi semâvat ve arzı yarattığı zaman haram kıldı.
Burası, Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır (onu insanlar
haram kılmamıştır). Benden önce kimseye orada kıtal helal olmadı.
Bana da günün bir müddetinde helal kılındı. Burası Kıyamete
kadar Allah'ın haramıyla haramdır. (Allah'a ve ahirete inanan hiç
kimseye, orada kan dökmesi helal değildir. Ayrıca) onun dikeni
koparılmaz, av(hayvan)ı ürkütülmez, buluntusu da alınmaz (yerinde
bırakılır). Ancak ilan edip sahibini arayacak olanlar alabilir.
Mekke'nin otu da biçilmez!"
Abbas radıyallahu anh atılarak:
"Ey Allah'ın Resûlü! İzhir otu hariç olsun" dedi. Aleyhissalatu
vesselam:
"İzhir hariç!" buyurdu."
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
4553 - Hz. Câbir
radıyallahu anh anlatıyor:
"Mekke'de silah taşımak hiç
kimseye helal değildir."
4554 - İbnu Abbas
radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Mekke'ye hitaben şöyle
buyurdular:
"Sen ne hoş beldesin. Seni
ne kadar seviyorum! Eğer kavmim beni buradan çıkmaya mecbur
etmeseydi, senden başka bir yerde ikâmet etmezdim."
4555 - Ya'la İbnu
Ümeyye radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Harem'de mal ihtikârı (Bir şeyi kıymetlensin diye saklamak) orada
işlenen bir zulümdür."
4556 - Hz. Aişe
radıyallahu anha anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bana şöyle buyurdular:
"Biliyor musun,
senin kavmin Kâ'be'yi yeniden inşa ederken Hz. İbrahim'in atmış
bulunduğu temellere (tam riayet etmeyip) inşaatı kısa tuttu."
Ben:
"Ey Allah'ın Resûlü dedim, inşaatı Hz. İbrahim'in temellerine
oturtmayacak mısın?" dedim.
"Kavmin küfre yakın olmasa mutlaka yapardım!" buyurdu.
İbnu Ömer radıyallahu anhüma dedi ki:
"Hz. Aişe radıyallahu anha'nın bunu Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm'dan işitmesine göre, ben Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm'ın, Hıcr'ı takip eden iki rüknün istilâmını
terketmesini, Kâ'be'nin inşaatının Hz. İbrahim
aleyhisselâm'ın temelleri üzerine tamamlanmamış olmasıyla izah
ederim."
(İstilâm:Öpmek
veya el sürmek. Selâm vermeyi isteme. Kâbe’yi tavaf esnasında
Hacer-ül Esved’e el sürmek, el süremese el işareti ile öper gibi
yapmak, okşamak)
4557 - Amr İbnu
Dinar anlatıyor:
"Câbir İbnu Abdillah radıyallahu anh'ı işittim. Demişti ki:
"Kâ'be inşa edilirken
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ve (amcası) Abbas taş taşımakta
idiler. Bir ara Abbas
radıyallahu anh, aleyhissalatu vesselam'a:
"İzarını omuzuna koy da taşın incitmesine mani olsun" dedi. O da
öyle yapmıştı. Bu hadise peygamberlik gelmezden önce idi. Birden
yere yığıldı. Gözleri semaya dikilmiş kalmıştı.
"İzarım! İzarım! dedi ve derhal onu üzerine bağladı."
Bir rivayette şu ziyade var:
"...Bayılıp düştü. Bundan sonra hiç üryan görülmedi."
4558 - Amr İbnu
Dinar ve Ubeydullah İbnu Ebi Yezid dediler ki:
"Resûlullah zamanında Kâ'be'nin (etrafında ihata) duvarı yoktu.
İnsanlar Beytullah'ın etrafında namaz kılıyorlardı. Bu hal, Hz. Ömer
zamanına kadar devam etti. Ömer radıyallahu anh etrafına duvar
çektirdi. Bu duvarın boyu alçaktı. İbnu'z-Zübeyr yükseltti."
4559 - Hz. Ebu
Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kâ'be'yi, Habeşlilerden
bacakları ince bir adam tahrip edecektir."
4560 - Buhari'nin
İbnu Abbas'tan kaydettiği diğer bir rivayete göre, Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur:
"Kâ'be'yi yıkacak
olan o ayrık iri ayaklı, güdük kafalı (koyu siyah) Habeşli'yi
Kâ'be'nin taşlarını birer birer söker halde görür gibiyim!"
4561 - İbnu Amr
İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Habeşliler sizi terk ettikçe onları terk edin.
Zira, Kâ'be'nin hazinesini sadece zü's-süvaykateyn (ince bacaklı
olan kimse) çıkaracaktır."
Yansıtan: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul -11.10.2005
http://sufizmveinsan.com
|