BAZI MEKÂNLARIN FAZÎLETİ
Medine'nin Fâzîleti

2. Bölüm


4569 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Medine'ye geldiği vakit Ebu Bekr ve Bilâl radıyallahu anhümâ hastalandılar. Ben yanlarına gittim:
"Ey babacığım, dedim. Kendini nasıl hissediyorsun? Ey Bilâl sen nasılsın?" diye sordum. Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh hummaya yakalanınca:
"Her insana "sabahın hayırlı olsun" denmiştir. Halbuki ölüm ona ayakkabısının bağından daha yakındır" derdi. Hz. Bilal radıyallahu anh da humma nöbetinden çıkınca sesini yükseltir ve (Mekke'ye hasretini ifade eden şu beyitleri) terennüm ederdi:
"Bilmem ki! Mekke vadisinde etrafımı izhir ve celil otları sarmış olarak bir gece daha geçirebilecek miyim? Mecenne suyuna ulaşacağım bir gün daha gelecek mi? (Mekke'nin) Şâme ve Tafil dağları bana bir kere daha görünecek mi?"
(Sonra Bilal şöyle beddua etti:
"Allahım, bizi yurdumuzdan çıkarıp bu cebalı diyara süren Şeybe İbnu Rebi'a, Utbe İbnu Rebi'a ve Ümeyye İbnu Halef'e lanet et!)

Hz. Aişe der ki:
"(Ben gidip, bunlardaki Mekke hasretini) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a haber verdim. O, şöyle dua buyurdu:
"Allah’ım bize Medine'yi sevdir. Tıpkı Mekke'yi sevdiğimiz gibi, hatta fazlasıyla! Allah’ım onun havasını sıhhatli kıl. Onun müddünü, sâ'ını hakkımızda mübarek eyle. Onun hummasını al, Cuhfe'ye koy!"

4571 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a (yılın turfanda) ilk meyvesi getirildiği zaman şöyle buyururlardı:
"Allahım, bize Medine'mizi, meyvelerimizi, müddümüzü, sa'ımızı bereket üzerine bereketle mübarek kıl. Allah’ım, İbrahim senin kulun, peygamberin ve halilindir. Ben de senin kulun ve peygamberinim. O sana Mekke için dua etti. Ben de Medine için, onun Mekke hakkında yaptığı duayı bir misli ziyadesiyle aynen yapıyorum.
"Resûlullah bu şekilde dua ettikten sonra getirilen meyveyi, orada hazır olan çocuklardan en küçüğüne verirdi."

4572 - Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Medine'ye geçit veren dağ gediklerinde (birbiriyle kenetlenmiş) melekler var. Her gedikte (kınından çekilmiş) kılıçlarıyla bekleyen iki meleğin korumaları sebebiyle) Medine'ye ne veba ve ne de Deccâl giremez."
Müslim'in rivayetinde şu ziyade var:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Mesih Deccal, doğu tarafından gelir. Kasdı Medine'dir. Uhud'un arka tarafına iner. Derken (Medine'yi bekleyen) melekler, onun yüzünü Şam tarafına çevirirler ve orada helak olur."

4573 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Mekke ve Medine hariç Deccal'ın çiğnemeyeceği memleket yoktur. Mekke ve Medine'ye geçit veren yolların her birinde saf tutmuş melekler var, buraları korurlar. (Deccal) es-Sebbiha nâm mevkie iner. Sonra Medine ahalisini üç sarsıntı ile sarsar. Bunun üzerine (şehirde bulunan) bütün kâfir ve münafıklar (şehri terkederek Deccal'e) gelirler."

4574 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim havuzumun üzerindedir."

4575 - el-Hudri radıyallahu anh anlatıyor:
"İki kişi "takva üzerine kurulmuş olan mescid" hakkında münakaşa ettiler. Biri: "Bu Kuba mescididir!" dedi. Diğeri de: "O, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın mescididir!" dedi.
(Bu münakaşayı işiten) Aleyhissalatu vesselam:
"Şu benim mescidimdir!" buyurdular."

4576 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"İslâm şehirlerinden en son harap olacak olan Medine'dir."

4577 - Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Medine'yi, taşıdığı yüce hayra rağmen terk edecekler. Onu rızık arayanlar yani kuşlar ve kurtlar istila edecek. Oraya (en son gelecek) iki çoban bu maksadla Müzeyne'den çıkıp koyunlarını azarlayacaklar. Fakat Medine'yi vahşi hayvanlarla dolmuş bulacaklar. Seniyyetü'l-Vedâ'ya ulaştıkları vakit yüzüstü düşe(rek ölecek)ler."

4578 - Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"İman Medine'ye çekilecek, tıpkı yılanın deliğine çekilmesi gibi."

4579 - Cabir İbnu Semüre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah Teâla hazretleri Medine'yi Tâbe diye tesmiye buyurdu."

4580 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor:
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir seferden dönünce, Medine'nin duvarlarına bakar, develerini hızlandırırdı. Eğer bir bineğin üzerinde ise, onu tahrik ederdi. Bu davranışı Medine'ye sevgisinden ileri gelirdi."

4581 - Sa'd radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Tebük'ten dönünce, (sefere katılmayıp Medine'de kalmış olan) mütehallifinden (Birbirine muhalif olan) bazıları onu karşıladılar. Bu sırada toz kaldırdılar. Bunun üzerine beraberinde bulunanlardan bazıları burunlarını sardı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm yüzündeki sargıyı çıkardı ve:
"Nefsimi kudret elinde tutan zâta yemin olsun. Medine'nin tozu, her hastalığa şifadır!" buyurdu ve O'nun devamla "Cüzzâmdan, barastan (ala tenlilikten)" diye saydığını gördüm."

KUBA MESCİDİ
4582 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm her cumartesi günü Kuba mescidini binekli ve yaya olarak ziyaret ederdi ve içinde iki rek'at namaz kılardı."

4583 - Sehl İbnu Huneyf radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kim evinden çıkıp Kuba mescidine gelir ve orada iki rek'at namaz kılarsa bu ona bir umreye bedel olur."

UHUD DAĞI
4584 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Uhud öyle bir dağdır ki biz onu severiz, o da bizi sever."

Yansıtan: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul -
01.
11.2005
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail