Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Ey muhammed! Doğrusu biz sana apaçık bir zafer sağlamışızdır. Allah
böylece senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar, sana olan
nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir" (Feth, 1-2) âyetleri
Hudeybiye dönüşü Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e nâzil oldu.
Ayette geçen "apaçık zafer (Feth-i Mübin)" Hudeybiye zaferidir. Ayet
inince: "Ey Allah'ın Resulü, ne mutlu, kutlu olsun, saadetli olsun,
Allah Teâla hazretleri senin için ne yapacağını sana açıkladı. Acaba
bize ne yapacak?" dediler. bunun üzerine şu âyet indi: "İman eden
erkek ve kadınları, içinde ebedî kalacakları, içlerinde ırmaklar akan
cennetlere koyar, onların kötülüklerini örter. Allah katında büyük
kurtuluş işte budur" (Feth, 5).) (KÜTÜB-İ SİTTE /785)
Hz. Enes (radıyallahu anh)
anlatıyor: "Sabah namazı sırasında Ten'im dağından seksen kişi
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın üzerine geldiler. Niyetleri onu
öldürmekti. Yakalandılar. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
onları serbest bıraktı. Bunun üzerine şu âyet indi. (meâlen): "Sizi
onlara üstün kıldıktan sonra, Mekke bölgesinde, onların ellerini
sizden, sizin ellerinizi onlardan geri tutan, savaşı önleyen O'dur..."
(Feth, 24). (KÜTÜB-İ SİTTE /786)
Übey İbnu Ka'b (radıyallahu anh),
"Allah, peygamberine ve inananlara huzur indirdi. Onların takva sözünü
tutmalarını sağladı" (Feth, 26) ayetinde geçen "takva sözü"nden,
Lailahe illallah'ın kastedildiğini Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)'den işittiğini söylemiştir. (KÜTÜB-İ SİTTE /787)
İstanbul
-01.10.2004
http://sufizmveinsan.com
|