-103-


Düşen ekmek ufaklarını yiyen darlık görmez çocuğu da ahmak olmaz. (İHYAU’ULÜMİ’D-DİN CİLT II S18)

Sizden kim bir kötülük görürse, onu eliyle önlesin. Eğer buna kadir olmazsa diliyle, diliyle de önleyemezse, kalbiyle önlesin; bu da imanın en zayıfıdır.(SÜNEN’ÜN NESEİ S:565)

İyiliği emredin, yoksa Allah Taala sizden aşağı olan kavm insanlarını sizlere musallat eder, o zaman sizin iyilerinizin de duası kabul olmaz. .(KİMYA-YI SAADET S:306)

 - Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "(İslam'ı yaşama) işi gittikçe zorlaşacak. Dünya da (gerçek Müslümanlara) gittikçe sırt çevirecek. İnsanların da cimriliği artacak. Kıyamet ancak şerirlerin tepesine kopacak. Mehdî, Hz. İsa'dan başkası değildir." ."(KÜTÜB-İ SİTTE/7181)

- Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün, Resülullah aleyhissalâtu vesselam, bir namaz kılmış ve namazı çok uzatmıştı. Namazdan çıkınca biz: "Ey Allah'ın Resülü! Bugün namazı çok uzattınız!" dedik. Şu açıklamayı yaptılar: "Ben bugün, bir ümit ve korku namazı kıldım. Ben (namazda) aziz ve celil olan Allah'tan ümmetim için üç şey talep ettim. Allah bunlardan ikisini verdi, birini vermedi. Ben Allah'tan ümmetime, kendileri dışında bir düşman musallat etmemesini talep ettim, bu talebimi kabul etti. Allah'tan ümmetimi (eski ümmetler gibi) toptan suda boğarak helak etmemesini talep ettim. Allah bunu da kabul etti. Allah'tan ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını talep ettim, Allah bunu reddetti." ."(KÜTÜB-İ SİTTE/7249)

 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Muhakkak ki, İsrailoğulları yetmiş bir fırkaya bölündü, ümmetim de yetmiş iki fırkaya ayrılacak. Biri hariç hepsi ateştedir. O hâriç olan cemaattir." ."(KÜTÜB-İ SİTTE/7161)

 - Ebu Sa'îd radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün): "Hiçbiriniz kendisini tahkir etmesin" buyurmuştu. Yanındakiler: "Ey Allah'ın Resülü! Bizden biri nefsini nasıl tahkir eder?" diye sordular. "Bir kimse öyle bir şey görür ki, onunla ilgili bir şey söylemesi Allah'ın onun üzerindeki hakkıdır. Fakat o, bu hususta konuşmaz. (Yani, insanlardan çekinip konuşmamakla nefsini tahkir etmiş, alçaltmış olur). Allah Teâla Hazretleri de Kıyamet günü, ona: "Şu şu meselede niye üzerine düşen sözü söylemedin?" diye hesaba çeker. Adam: "Konuşmamı halk korkusu engelledi" der. Allah Teâla da: "Sen (insanlardan değil), önce benden korkmalıydın" der."(KÜTÜB-İ SİTTE/7165)

İstanbul - 27.11.2003
http://gulizk.com


Üst Ana sayfa e-mail