Herşeyin bir zekatı (temizlenme vasıtası) vardır,
cesedin zekatı oruçtur. Oruç, sabrın yarısıdır.
Ramazan
ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük
orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez.
Nice oruçlular vardır ki, tuttuğu oruçtan yanına sadece
çektiği açlık kâr kalır. Nice gece namazı kılanlar vardır ki,
onların da kârı gece uykusuz kalmaktan ibarettir.
Oruç
perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz
sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız
laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve
ona bulaşmasın).'
Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla
ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.
Kim
oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın.
Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir.
Gece şu taraftan (doğudan) gelince, gündüz de şu
taraftan (batıdan) gidince, güneş de batınca oruçlu orucunu açmıştır.
Mervan
İbnu Salim, Hz. İbnu Ömer radıyallahu anhüma'den naklediyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam orucunu açınca şöyle
derdi: "Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşaallah Teâlâ
sevap kesinleşti.
Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam Bilal radıyallahu anh'a: "Yemek ye, ey
Bilal!" demişti. "Ben oruçluyum!" diye karşılık
verdi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Biz rızıklarımızı
yiyoruz. Bilal'in rızkının fazlı cennettedir. Ey Bilal yanında
yemek yenen oruçlunun kemiklerinin tesbih ettiğini ve meleklerin de
onun için istiğfarda bulunduğunu hissettin mi?" buyurdular.
Şurası
muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen
makbul bir duası vardır.
Şükreden oruçsuz kimseye,
sabreden oruçlunun sevabının misli verilir.
İstanbul
- 14.11.2002
http://sufizmveinsan.com
|