Enes (R.A) DEN RİVAYET EDİLMİŞTİR:
Resulullah(S.A.V) kişinin ayakta içmesini menetti. “Ya yemek?” diye
soruldu ve Resul-i Ekrem, “O daha ağırdır” buyurdu. (TİRMİZİ CİLT III/
338)
Allah’ın( yardım) eli cemaatle beraberdir. (TİRMİZİ
CİLT IV/ 43 )
Helal yemek ye, duan kabul olsun.
(İHYAU’ULUMİ’D-DİN CİLT II/ S. 235)
Zeyd İbni Eslem (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Dilenci at
üzerinde de gelse ona sadaka verin." (KÜTÜB-İ SİTTE/3244)
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kardeşine zalim de olsa mazlum
da olsa yardım et." "Mazlumsa yardım ederim, zalime nasıl yerdim
ederim?" diye sorulmuştu.
"Onu zulümden alıkoyarsan, bu da ona yardımdır" (KÜTÜB-İ SİTTE/3328)
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm bana buyurdular ki: "Ey oğulcuğum, ailene
girdiğin zaman selam ver ki, selamın, hem senin üzerine hem de aile
halkına bereket olsun!" (KÜTÜB-İ SİTTE/3349)
Sa'd İbnu Übâde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey
Allah'ın Resulü dedim, annem vefat etti, (onun adına) yapacağım
sadakanın hangisi efdaldir?'' "Su!" buyurdular. Bu cevap üzerine Sa'd
bir kuyu kazdı ve: "Bu kuyu Sa'd'ın annesi için" dedi." (KÜTÜB-İ
SİTTE/3261)
Atâ İbnu Yesâr rahimehullah anlatıyor: "Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kul hastalandığı zaman Allah
Teâlâ hazretleri ona iki melek gönderir ve onlara: "Gidin bakın, kulum
yardımcılarına ne diyor bir dinleyin!" der. Eğer O kul, melekler
geldiği zaman Allah'a hamdediyor ve senalarda bulunuyor ise, onlar
bunu, her şeyi en iyi bilmekte olan Allah'a yükseltirler. Allah Teâla
hazretleri, bunun üzerine şöyle buyurur: "Kulumun ruhunu kabzedersem;
onu cennete koymam kulumun benim üzerimdeki hakkı olmuştur. Şâyet şifâ
verirsem, onun etini daha hayırlı bir etle, kanını daha hayırlı bir
kanla değiştirmem ve günahlarını da affetmem üzerimde hakkı
otmuştur.''(KÜTÜB-İ SİTTE/3213)
Abdurrahman İbnu'l-Kasım anlatıyor: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Benim (yokluğumdan hasıl olan)
musibet, müslümanları musibetlerinde teselli etmelidir." (KÜTÜB-İ
SİTTE/3220)
Hz. Câbir İbnu Abdillah radıyallahu anhümâ
anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm, Abdurrahman İbnu Avf
radıyallahu anh'ın elinden tuttu, oğlu İbrahim'e gittiler.
Aleyhissalâtu vesselâm oğlunu can çekişir vaziyette buldu. Kucağına
aldı ve ağladı. Abdurrahman:
"Ağlıyor musun? Ağlamaktan bizi sen men etmedin mi? " dedi.
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Hayır (ağlamaktan değil), iki ahmak, fâcir sesten yasakladım: Musibet
sırasındaki ses; yüzleri tırmalamak, cepleri yırtmak ve şeytan
mâtemi." (KÜTÜB-İ SİTTE/5400)