-136-


Hüsn-i hal, teenni(düşünerek hareket) ve ikdisad(ölçülü hareket) Peygamberliğin yirmidört parçasından bir parçadır.(TİRMİZİ CİLT III /410)

Bir gün adaletle valilik yapmak, yetmiş senelik(nafile) ibadetten hayırlıdır. (İHYAU’ULUMİ’D-DİN CİLT II S 85)

Sabaha erdiğinde akşam olacağını nefse hatırlatma. Akşama kavuşunca da ona sabaha çıkmayı hatırlatma; çünkü, ismin nasıl çağırılır bilemezsin. ( FETHU’R-RABBANİ /S. 229)

Sa'd İbnu Ubâde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan bir kimse sonradan (terkeder ve okumayı) unutursa kıyâmet günü cüzzamlı olarak Allah'a kavuşur." (KÜTÜB-İ SİTTE/431)

İmrân İbnu'l-Husayn (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Bende basur vardı. Namazı nasıl kılacağım diye Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a sordum. "Ayakta kıl, muktedir olmazsan oturarak kıl, buna da muktedir olmazsan yan üzeri (yatarak) kıl" buyurdu."(KÜTÜB-İ SİTTE/2482)

Ziyâd İbnu Sübeyh eI-Hanefi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anh)'in yanı başında namaz kıldım. Ellerimi de böğürlerime koydum. Namazı bitirince: "Bu, namazda haç(a benzemek)dir, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunu yasaklamıştı" buyurdu." (KÜTÜB-İ SİTTE/2499)

Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ömrü ancak birr (her çeşit hayırlar, iyilikler, ihsanlar) uzatır; kaderi de ancak dua geri çevirir. Kişi, işlediği günah sebebiyle rızkından mahrum kalır!"(KÜTÜB-İ SİTTE/5971)

İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Cinler semaya yükselip, orada vahyi dinliyorlardı. Bir tek kelime işitince, ona doksandokuz tane de (kendilerinden) ilave ediyorlardı. O tek kelime hak, ilave edilenler batıldı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm gönderilince, semadaki yerlerine yükselmeleri şihâblarla (göktaşları) önlendi. Bundan önce gökte şihablar (bu kadar çok) atılmazdı. İblis onlara:
"Nedir bu? Herhalde mühim bir hadise var!" dedi. Askerlerini gönderdi. Onlar Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı Mekke'de iki dağın arasında namaz kılıyor buldular. İblise tekrar dönüp gördüklerini haber verdiler. O da: "Arzda meydana gelen hadise işte bu! (Sizin semadan haber almanız bu sebeple engelleniyor) dedi." (KÜTÜB-İ SİTTE/5526)

Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: "Şehirlerde yaşayanlar, Allah yolunda hapsedilmiş kimselerdir. Gıdalarında onlara ihtikâr yapmayın, onlara fiyatları yükseltmeyin, zira kim onlara bir gıda maddesini kırk gün hapsetse, sonra da tamamını tasadduk etse yine de işlediği günahı affettiremez." (KÜTÜB-İ SİTTE/379)

Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir din kardeşine yemiş satsan sonra da buna bir âfet gelse, ondan bir şey alman sana helâl olmaz. Kardeşinin malını hakkın olmadığı halde nasıl alırsın?" (KÜTÜB-İ SİTTE/388)

İstanbul -25.03.2004
http://gulizk.com


Üst Ana sayfa e-mail