Hüsn-i hal,
teenni(düşünerek hareket) ve ikdisad(ölçülü hareket) Peygamberliğin
yirmidört parçasından bir parçadır.(TİRMİZİ CİLT III /410)
Bir gün adaletle valilik yapmak, yetmiş senelik(nafile) ibadetten
hayırlıdır. (İHYAU’ULUMİ’D-DİN CİLT II S 85)
Sabaha erdiğinde
akşam olacağını nefse hatırlatma. Akşama kavuşunca da ona sabaha
çıkmayı hatırlatma; çünkü, ismin nasıl çağırılır bilemezsin. ( FETHU’R-RABBANİ
/S. 229)
Sa'd İbnu Ubâde
(radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan bir kimse sonradan (terkeder
ve okumayı) unutursa kıyâmet günü cüzzamlı olarak Allah'a kavuşur."
(KÜTÜB-İ SİTTE/431)
İmrân İbnu'l-Husayn
(radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Bende basur vardı. Namazı nasıl
kılacağım diye Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a sordum.
"Ayakta kıl, muktedir olmazsan oturarak
kıl, buna da muktedir olmazsan yan üzeri (yatarak) kıl" buyurdu."(KÜTÜB-İ
SİTTE/2482)
Ziyâd İbnu
Sübeyh eI-Hanefi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anh)'in yanı
başında namaz kıldım. Ellerimi de böğürlerime koydum. Namazı
bitirince: "Bu, namazda haç(a benzemek)dir, Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) bunu yasaklamıştı" buyurdu."
(KÜTÜB-İ SİTTE/2499)
Sevban
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Ömrü ancak birr (her çeşit hayırlar, iyilikler,
ihsanlar) uzatır; kaderi de ancak dua geri çevirir. Kişi, işlediği
günah sebebiyle rızkından mahrum kalır!"(KÜTÜB-İ
SİTTE/5971)
İbnu Abbâs
radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Cinler semaya yükselip, orada vahyi
dinliyorlardı. Bir tek kelime işitince, ona doksandokuz tane de
(kendilerinden) ilave ediyorlardı. O tek kelime hak, ilave edilenler
batıldı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm gönderilince, semadaki
yerlerine yükselmeleri şihâblarla (göktaşları) önlendi. Bundan önce
gökte şihablar (bu kadar çok) atılmazdı. İblis onlara:
"Nedir bu?
Herhalde mühim bir hadise var!" dedi. Askerlerini gönderdi. Onlar
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı Mekke'de iki dağın arasında namaz
kılıyor buldular. İblise tekrar dönüp gördüklerini haber verdiler. O
da: "Arzda meydana gelen hadise işte bu! (Sizin semadan haber almanız
bu sebeple engelleniyor) dedi." (KÜTÜB-İ
SİTTE/5526)
Ebu Ümâme (radıyallahu
anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu:
"Şehirlerde yaşayanlar, Allah yolunda hapsedilmiş kimselerdir.
Gıdalarında onlara ihtikâr yapmayın, onlara fiyatları yükseltmeyin,
zira kim onlara bir gıda maddesini kırk gün hapsetse, sonra da
tamamını tasadduk etse yine de işlediği günahı affettiremez."
(KÜTÜB-İ SİTTE/379)
Hz. Câbir (radıyallahu
anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bir din kardeşine yemiş satsan sonra da buna bir âfet gelse, ondan
bir şey alman sana helâl olmaz. Kardeşinin malını hakkın olmadığı
halde nasıl alırsın?" (KÜTÜB-İ
SİTTE/388)
İstanbul -25.03.2004
http://gulizk.com
|