Ebû Mes’ud el-Ensari(ra) anlatıyor:
Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “İlk peygamberden beri insanlara
ulaşan (bize kadar intikal eden) nübüvvet sözlerinden biri de: “
Utanmazsan dilediğini yap.” sözüdür.” (Buhari, )
Mirdas el-Eslemi (ra) anlatıyor:
Resulullah (sav) buyurdu ki: İyi kimseler birer birer (dünyadan) göçüp
giderler. Geriye arpa yahut hurma kepeği gibi ıskarta kimseler kalır.
Ki Allah da onlara hiç kıymet vermez.” (Buhari)
Her kim haram olarak eline geçirdiği
bir parayı sahibine iade ederse nübüvetten bir dereceye nail olur. (
TEZKİRETÜ’L-EVLİYA / CİLT I S.101)
İnsan, saklı sırra bir örtüdür. İçte olan
dışa vurur. Hayır ise hayır; şer ise şer…( HALETÜ EHL’İL-HAKİKAİ
MAALLAH / S. 67)
Ebu Saîd (radıyalahu
anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a:
"- Ey Allah'ın Resûlü! İnsanların en efdali kimdir?" diye soruldu. Şu
cevabı verdi:
" Allah yolunda malıyla canıyla cihad eden mü'min kişi!"
"- Sonra kim? diye tekrar soruldu. Bu sefer:
" Tenhalardan bir tenhaya Allah korkusuyla çekilip, insanları
şerrinden bırakan kimsedir" diye cevap verdi."
(KÜTÜB-İ SİTTE/971)
Ebu Saîdi'l-Hudrî (radıyallahu
anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Size, insanların en hayırlısı ve en şerlisini haber vereyim mi!
İnsanların en hayırlısı o kimsedir ki, kendi veya başkasının atı
sırtında ya da yaya olarak, ölünceye kadar Allah yolunda çalışır.
İnsanların en şerlisine gelince o da, Allah 'ın Kitab 'ını okuyup
(emir ve yasaklarına) riayet etmeyen kimsedir."
(KÜTÜB-İ SİTTE/972)
İbnu Abbâs (radıyallahu
anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle
söylediğini işittim: "İki göz vardır, onlara ateş değemez: Allah için
ağlayan göz ile, Allah yolunda uyanık sabahlayan göz."
(KÜTÜB-İ SİTTE/976)
Hz. Enes (radıyallâhu
anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Sa'd İbnu
Ubâde'nin yanında ekmek ve zeytinyağı yemişti. Sonunda şöyle bir dua
buyurdu: "Yanınızda oruçlular yemek yesin, yemeğinizden ebrarlar
yesin, üzerinize melekler dua etsin."
(KÜTÜB-İ SİTTE/1827)
Yine Hz. Enes (radıyallâhu
anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim cenneti üç kere isterse, cennet: "AIIah' ım onu cennete koy" der.
Kim AIIah'tan üç sefer ateşe karşı koruma talep ederse, cehennem: "AIIah'ım
onu ateşten koru" der. (KÜTÜB-İ
SİTTE/1846)
İbnu Ömer (radıyallâhu
anhümâ) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Üç şey reddedilmez: Minder, yağ ve koku."
(KÜTÜB-İ SİTTE/2116)
Nâfi' (rahimehullah)
İbnu Ömer (radıyallâhu anh)'in şu sözünü nakleder: "Resülullah (aleyhissalâtu
vesselam) kaza'ı (yani çocuğun başının bir kısmını traş etmek)
yasakladı" deyince,
"Kaza'
nedir?" diye sordular. Şöyle açıkladı:
"Kişi çocuğun
başını traş eder, ancak şurada burada bazı yerleri kesmez, olduğu gibi
bırakır." (KÜTÜB-İ SİTTE/2101)
Yahya İbnu Saîd'in
anlattığına göre, Saîd İbnu'l Müseyyeb (rahimehullah)'ten şunu
işitmiştir: "Hz. İbrahim (aleyhisselâm), misafir ağırlayan ilk kimse
idi. Keza o ilk sünnet olan kimseydi, bıyığını kesenlerin ilki,
saçında aklık görenlerin ilki de o idi. Ak saçları görünce: "Ya Rabbi
bu nedir?" diye sormuş; Rabbi de: "Bu vakardır ey İbrahim!" demiş. O
da: "Rabbim! Öyleyse vakarımı artır!" diyerek duada bulunmuştur."
Rezîn şunu ilave etmiştir. "Bu sırada Hz. İbrahim 120 yaşındaydı.
Bundan sonra 80 yıl daha yaşadı."
(KÜTÜB-İ SİTTE/2126)
İstanbul -08.06.2004
http://gulizk.com
|