Tevrat, Zebur ve
İncile inanın. Ancak sizi kuşatan Kur’an olsun. (İBN KESİR CİLT
II/S.578)
Bir kulun kalbi tam
olmadıkça, yaptığı işlerde tam olmaz. Kalbin tam ve sağlam olması için
ise.. dilin sağlam olması gerekir. (HALETÜ EHL’İL-HAKİKAİ
MAALLAH / S. 274)
Allah üç şeyi
bizzat kendi yed-i kudretiyle yaratmıştır:
Adem’ i kendi
yed-i kudretiyle yarattı.
Tevratı kendi
yed-i kudretiyle yarattı.
Cennet ağaçlarını
kendi yed-i kudretiyle dikti.(RAMUZÜ’L
EHADİS/3480)
Rabbimin tecellisini rüyamda yeşillere bürünmüş bir genç şeklinde
gördüm. Üzerinde altından iki nalın vardı. Yüzünün üzerinde de altın
kelebekler uçuşuyordu.
(RAMUZÜ’L
EHADİS/3589)
Ebu
Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan
anlatıyor: "Ademoğlu sabaha erdimi, bütün azaları, dile temenna edip:
"Bizim hakkımızda Allah'tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen
istikamette olursan biz de istikâmette oluruz, sen sapıtırsan biz de
sapıtırız!" derler." (KÜTÜB-İ
SİTTE/5872)
Sevbân
radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselam
buyurdular ki: "Ümmetimden birkısım insanları bilirim ki, Kıyamet günü
Tihâme dağları emsalinde bembeyaz (tertemiz) hayırlarla gelirler. Aziz
ve celil olan Allah Teâla hazretleri o sevapları saçılmış toz haline
getirir (değersiz kılar, kabul etmez)."
Sevban dedi
ki : "Ey Allah'ın Resülü! Onları bize tavsif et, durumlarını açıkla
da, bilmeyerek biz de onlardan olmayalım!" Aleyhissalâtu vesselâm
açıkladılar:
"Onlar sizin din kardeşlerinizdir. Sizin cinsinizden insanlardır.
Sizin aIdığınız gibi onlar da gece (ibadetin)den nasiplerini alırlar.
Ancak onlar, Allah'ın yasaklarıyla tenhâda başbaşa kalınca o yasakları
ihlâl ederler, çiğnerler." (KÜTÜB-İ SİTTE/7269)
Hz. Muaviye
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir
gün) aramızda doğrulup buyurdular ki:
"Haberiniz
olsun! Sizden önce Ehl-i kitap, yetmişiki millete (dine) bölündüler.
Bu ümmet ise yetmişüç fırkaya bölünecek. Bunlardan yetmişikisi ateşte,
sadece biri cennettedir. Bu da (Ehl-i Sünnet ve'l) cemaattir."
(KÜTÜB-İ SİTTE/4742)
İbnu Ömer
radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"(Ey
kadınlar topluluğu!) Ben, akıl sahiplerine aklı ve dini nakıs
olanlardan galebe çalan sizin kadarını hiç görmedim!" demişti.
İçlerinden dirayetli bir kadın:
"Bizim
aklımızın ve dinimizin noksanlığı nedir?" diye sordu.
"Aklınızın noksanlığı, şahidlikte, iki kadının şehadetinin bir erkek
şehadetine denk olmasıdır. Dindeki noksanlık ise, ay hali sebebiyle)
ramazanda oruç yemeniz ve bazı günler namaz kılmamanızdır" cevabını
verdi." (KÜTÜB-İ SİTTE/3281)
İstanbul
-27.08.2004
http://sufizmveinsan.com
|