Hz. Aişe (r.anha):
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Şüphesiz Adem (as)’den olan her insan
üç yüz altmış eklem üzere yaratılmıştır. Kim Allah’ı tekbir, Allah’a
hamd, Allah’ı tehlil, Allah’ı tesbih eder, Allah’tan mağfiret taleb
eder, insanların yolundan bir taşı yahut dikeni veya onların yolundan
bir kemik parçasını kaldırırsa, ya da bir iyiliği emredip kötülükten
sakındırırsa (yani yapacağı hayırlar), bu üç yüz altmışı doldurursa, o
gün akşama nefsini cehennem ateşinden uzaklaştırmış olarak varır.”
(HADİS)
Hz. Enes (ra)
anlatıyor:
“(Bir gün) Hz.
Peygamber (sav) mescide girmişti. Bir de ne görse: İki direk arasında
çekilmiş bir ip.
-Bu ip (burada) ne
(için çekilmiş)?
-“Zeynep (bintü
Cahş)’in ipidir. Namaz kılarken yorulunca ona tutunur.”
-“(Derhal) Onu
çözün. Sizden biri dinç olduğu sürece namaz kılsın. Yorulduğunda yatıp
uyusun.” (BUHARİ-MÜSLİM)
Kim bu (soğan sarımsak gibi) yeşillikten
bir şey yerse, mescidimize yaklaşmasın, çünkü melekler insanların
eziyet duyduğu şeyden eziyet duyarlar. (RAMUZÜ’L EHADİS/5066)
Gusülden (yıkandıktan) sonra abdest alan bizden değildir.
(RAMUZÜ’L
EHADİS/5152)
Ebu Sa'id
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular:
"Peygamberlerden birini diğerine üstün kılmayın."
(KÜTÜB-İ SİTTE/4315)
Ya'la İbnu
Ümeyye radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Harem'de mal ihtikârı orada işlenen bir zulümdür."
(KÜTÜB-İ SİTTE/4555)
eş-Şerrid
(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselàm)
buyurdular ki: "Zenginin borcunu savsaklaması, haysiyetinin ihlal
edilmesini ve cezalandırılmasını helal kılar."
İbnu'l-Mübàrek der ki: "Irzını helâl kılar", kendisine kaba davranılır
demektir. "Cezalandırılması" da, hapsedilmesidir."
(KÜTÜB-İ SİTTE/1909)
Hz. Ali
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Cennette bir çarşı vardır. Ancak orada ne alış, ne de
satış vardır. Sadece erkek ve kadın sûretleri vardır. Erkek bunlardan
bir suret arzu ederse o sûrete girer."
(KÜTÜB-İ SİTTE/5077)
Ebu Mâlik
el-Eş'ârî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdu ki:
"Kim Allah
yolunda evinden ayrılır, sonra da öldürülür, yahut atı veya devesi
(yere atıp) boynunu kırar veya bir zehirli sokar veya yatağında ölür
ise, Allah'ın dilediği hangi musibetle ölmüş olursa olsun şehit olarak
ölür." (KÜTÜB-İ SİTTE/998)
İstanbul
-21.09.2004
http://sufizmveinsan.com
|