-186-


Bir kimsenin “İnsanlar helak oldu!” dediğini duyarsanız, bilin ki o kendisi, herkesten çok helak olandır. (HADİS)

Hz. Ebu Hureyre(ra) anlatıyor:

Resulullah (sav);

-Müflis kimdir bilirmisiniz? Buyurdular.

Ashab;

-Bize göre müflis, parası ve malı olmayandır.  Dedi.

Allah Resulu(sav);

-Ümmetimden gerçek müflis o kimsedir ki, kıyamet günü namazıyla, orucuyla, zekatıyla ve fakat (bununla beraber) şuna hakaret etmiş, buna iftira etmiş, şunun malını yemiş, bunun kanını dökmüş, şunu dövmüş olarak gelir. Dolayısıyla sevaplarından şuna verilir, buna verilir; eğer adam borcunu ödemeden sevapları tükenirse (zülmettiği) o kimsenin günahlarından alınarak ona yüklenir. Sonra da cehennem ateşine atılır. (MÜSLİM)

Vaziyeti müsait olupta beni ziyarete gelmeyen bana eziyet etmiş olur. (İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT I/ S.737)

Birinci kitap tek kapıdan tek harf üzerine indi, Kur-an ise yedi kapıdan yedi harf üzerine nazil oldu: Nehyedici, helal kılıcı, muhkem, müteşabih emsal (ayetlerini ihtiva etmiştir) öyleyse onun helalini helal, haramını da haram kılın. Onda ne ile emrolundu iseniz onu yapın, neden nehyedildi iseniz ondan kaçının, ondaki misallerden de ibret dersi alın, muhkemiyle amel edin. (RAMUZÜ’L EHADİS/5635)

Kim ama’ nın elinden tutup kırk adım götürürse cenneti hak eder. (RAMUZÜ’L EHADİS/5394)

Hz. Abbâs İbnu Abdilmuttalib anlatıyor: "Kureyş'ten bir grup kendi aralarında konuşurken biz onlara rastladığımızda yanlarına varınca konuşmalarını keserlerdi. Durumu Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a anlattık. Şöyle buyurdular: "İnsanlara ne oluyor ki, kendi aralarında konuşurlarken Ehl-i Beytimden bir adamı görünce konuşmalarını kesiyorlar. Allah'a yemin olsun! Onları Allah için ve bana olan akrabalıkları için sevmeyenlerin kalplerine iman girmez." (KÜTÜB-İ SİTTE/5986)

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Hasan ve Hüseyin'i kim severse mutlaka beni de sevmiştir. Kim de onlara buğzetmişse mutlaka bana da buğzetmiştir." (KÜTÜB-İ SİTTE/5988)

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ömer, "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın vefatından sonra, Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh'a: "Gel beraber Ümmü Eymen radıyallahu anha'ya gidip ziyaret edelim, tıpkı Aleyhissalatu vesselam'ın onu ziyaret ettiği gibi" dedi ve gittiler. Ümmü Eymen onları görünce ağladı. "Niye ağlıyorsun? Resûlullah'ın Allah nezdinde bulacağı (mükâfaatlar)ın daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun?" dediler. Ümmü Eymen: "Evet bilmez olur muyum? Allah indinde olan, Resûlullah için elbette daha hayırlıdır. Velakin beni ağlatan, semadan gelen vahyin kesilmiş olmasıdır" dedi. Bu sözleri onları da hüzünlendirdi. Ümmü Eymen'le birlikte onlar da ağladılar." (KÜTÜB-İ SİTTE/4457)

İkrime anlatıyor: "(Bir gün) Sabah namazından sonra, İbnu Abbas radıyallahu anhüma'ya, Hz. Sevde'nin vefat ettiği söylenmişti, hemen secdeye kapandı. Niye böyle davrandığı sorulunca şu cevabı verdi: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "(Allah'ın ayetlerinden) bir ayet gördüğünüz vakit secde edin!" buyurmuştu. İmdi, "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın zevcelerinin gitmesinden daha büyük bir ayet var mıdır?" (KÜTÜB-İ SİTTE/4456)

 İstanbul -08.10.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail