-193-


Pederi olmayan bir çocuk için dayısı pederi makamındadır. (KENZÜL İRFAN/ S.165)

Allah’tan en çok korkanınız, onu en çok bilendir. ( HALETÜ EHL’İL-HAKİKAİ MAALLAH / S. 134)

Afiyet (ve refah) ehli kıyamette Allah’ ın bela ehline verdiği mükafatı gördüklerinde, derilerinin, makaslarla doğranmasını dileyecekler (ama iş işten geçecektir) (RAMUZÜ’L EHADİS/4534)

Her iyi ve kötünün arkasında namaz kılın, her iyi ve kötünün namazını kılın, her iyi ve kötünün kumandasında cihad edin. (RAMUZÜ’L EHADİS/3818)

Ebû Hureyre (ra) anlatıyor:

Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kim yemin eder de yemininde –Lat ve Uzza adına- derse hemen –La ilahe illallah- desin. Kim arkadaşına –Gel kumar oynayalım- derse hemen sadaka versin.” (BUHARİ-MÜSLİM)

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular: "İlim talebi her müslümana farzdır. İlmi, ona layık olmayan kimseye öğretmek, domuzun boynuna mücevherat, inci, altın takmak gibidir." (KÜTÜB-İ SİTTE/6014)

Ebu Katâde babasından naklediyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kişinin (öldükten sonra) geride bıraktıklarının en hayırlısı şu üç şeydir: "Kendisine dua eden salih bir evlad, ecri kendisine ulaşan bir sadaka-i cariye, kendinden sonra amel edilen bir ilim." ." (KÜTÜB-İ SİTTE/6022)

Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anhuma anlatıyor: "Ramazan ayı girmişti. Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bu mübarek aya girmiş bulunuyorsunuz. Bu ayda bir gece vardır ki bin aydan hayırlıdır. Bu gecenin hayır ve bereketinden mahrum kalan bir kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış gibidir. Onun hayrı ise sadece (uhrevi saadetten) mahrum kimseye haramdır."(KÜTÜB-İ SİTTE/6473)

İmam Mâlik in Muvatta'da kaydına göre şu rivâyet kendine ulaşmıştır: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e ümmetinin ömrü gösterilmiş. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), önceki ümmetlerin ömrüne nisbetle kısa olduğu için, amelde onların uzun ömürde işlediklerine yetişemezler diye bu ömrü kısa bulmuş. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ni vermiştir." (KÜTÜB-İ SİTTE/866)

Zirr İbnu Hubeyş anlatıyor: "Ubey İbnu Ka'b (radıyallahu anh)'a dedim ki, "İbnu Mes'ud (radıyallahu anh): "Bütün sene geceleri kalkan kimse Kadir gecesine tesadüf edebilir diyormuş (ne dersiniz?)." Bana şu cevabı verdi: "Kendisinden başka ilâh olmayan Zat-ı Zülcelâl'e yemin olsun, Kadir gecesi Ramazan ayındadır. Ve o gece, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bize kalkmamızı emrettiği gecedir, o da yirmi yedinci gecedir. Bunun emâresi, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınsız olarak doğmasıdır." (KÜTÜB-İ SİTTE/873)

    İstanbul -02.11.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail