Bir mecliste
ceryan eden sözler gizli tutulmalıdır. (KENZÜL İRFAN/ S.175)
Kişi, insanlar
arsında herhangi bir hüküm veya karar vareceği zaman;doğruluğunun
gölgesi altındadır. Yahut böyle karar vermelidir. ( HALETÜ
EHL’İL-HAKİKAİ MAALLAH / S. 138)
Zekat vermeyen millete
gökten yağmur yağdırılmaz. Hayvanlar olmasaydı (Zekat vermeyenlere
katiyyen) yağmur yağdırılmayacaktı.
(RAMUZÜ’L EHADİS/4357)
Yevm-i Mev’ud kıyamet günüdür, Yevm-i Meşhud’ da Arefe günüdür. Şehid
ise Cuma günüdür. Cuma gününden daha üstün olan bir güne güneş doğup
batmamıştır. Onda öyle bir saat vardır ki o saatte kul Allah’ tan ne
dilerse mutlaka dilediğini verir. Neden sığınırsa mutlaka Allah ondan
korur.”
(RAMUZÜ’L EHADİS/3022)
Andolsun ki!
Kullarımı en hayırlı gecelerde saklarım. O sarsıntıda kafir olarak
aldığım (kimse için bu helak) zaten hakkında taktir ettğim ölümü olur,
imanlı olarak aldığım ise bu(helak gibi görünen hadise),
şehadet(şehidlik vesilesi) olur. (SUYUTİ)
Hz. Enes
(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Zekâtta haddi aşan, vermeyen gibidir." (KÜTÜB-İ
SİTTE/2027)
Amr İbnu
Şuayb, an ebihi an ceddihi (radıyallâhu anh) tarikinden anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) Mekke caddelerinde dellâl
çıkararak şöyle ilan ettirdi: "Duyduk duymadık demeyin! Sadaka-i fıtr
her müslümana, erkek-kadın, hür-köle, küçük-büyük olsun vâcibtir. Bu,
ya iki müdd buğday veya onun dışında bir sa' yiyecektir." (KÜTÜB-İ
SİTTE/2022)
Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs
(radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)
buyurdular ki: "Sadaka, ne zengine ne de sakatlığı olmayan güçlüye
helâl değildir." (KÜTÜB-İ SİTTE/2035)
Ümmü Seleme
radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bize
sadaka vermemizi emretmişti. Abdullah İbnu Mesud'un hanımı Zeyneb
radıyallahu anhüma: "Kardeşimin yetim çocukları ile fakir olan kocama
versem bu, beni sadaka mükellefiyetinden kurtarur mu? Ben onlara şöyle
şöyle infak ediyorum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet!"
buyurdular. Ravi der ki : "Zeyneb san'atkar bir kadındı, el işi
yapardı." (KÜTÜB-İ SİTTE/6526)
İstanbul
-04.11.2004
http://sufizmveinsan.com
|