Hz. Cabir (radıyallahu anh)
anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm):
"Irak ehline bir ölçeklik yiyecek ve tek dirhemlik paranın gelmeyeceği
zaman yakındır!" buyurmuşlardı.
"Nereden?" diye soruldu.
"Acem diyarından. Onlar bunu yasaklayacak" buyurdu ve devamla:
"Şam ehline de tek dinarlık paranın ve bir ölçeklik yiyeceğin
gelmeyeceği zaman yakındır!" buyurdular. Yine:
"Bu nereden gelmeyecek?" diye soruldu.
"Rum cihetinden!" buyurdular.
Sonra (Hz. Cabir) bir müddet sustu (ve ilave etti:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) dedi ki:
"Ümmetimin sonunda bir halife gelecek; malı sayı ile değil, avuç avuç
dağıtacak!]"
Abdullah İbnu Selam (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Tevrat'ta Hz. Muhammed
(aleyhissalâtu vesselâm)'in sıfatı ve İsa İbnu Meryem'in de O'nunla
birlikte defnedileceği yazılıdır. (HADİS)
Cabir İbnu Atik radiyallahu anh
anlatıyor.
"Resulallah aleyhisselatu vesselam
buyurdularki:
Kıskançlıktan bir nevi var ki Allah sever; bir kısmıda var ki Allah
onu sevmez.
Allahın sevdiği kıskançlık, kişinin (mehariminden haram kılınmış bir
fiil görmesi ile) şüphe halinde duyduğu kıskançlıktır.
Allah’ın sevmediği kıskançlık ,şüphe olmadan kıskançlık duymasıdır.
Aynı şekilde bir kısım gurur vardır ki Allah hoşlanmaz, bir kısmı da
var , Allah hoşlanır.
Allah Teala’nın sevdiği gurur, kişinin savaş sırasında ve sadaka verme
esnasında nefsine güvenerek duyduğu gururdur.
Allah’ın buğz edip sevmediği gurur ise, taşkınlık ve övünme
sırasında duyduğu gururdur. (HADİS)
Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu
anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm), bize, yatsı namazından sonra gece sohbetini kınamıştır,
yani bize bunu yasaklamıştır."
(HADİS)
Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın takdir edip dinlemeyi arzu ettiği cahiliye devri
ediplerinden biri de Kus İbnu Saîde'dir .
Resûlullah onu, henüz peygamber olmazdan önce bir keresinde Ukaz
panayırında dinlemişti.
Hikmetli ifadelerle dolu olan bu hutbeyi bilahare hatırlayan
Efendimiz, bunu bir hatırlayabilenin olup olmadığını sormuş, Hz.
Ebû Bekir ezberlediğini söyleyerek baştan sona okuyuvermiştir.
Bize kadar muhafaza edilen hutbenin
özeti şöyledir: (Yalnız bir paragrafını zikrediyoruz. )
Ey Cemaat! Nerede babalarınız,
dedeleriniz! Nerede süslü saraylar ve taştan yapılar, Âd ve Semud
kavmi? Hani dünya varlığına mağrur olup da kavmine :
"Ben sizin en büyük Rabbinizim" diyen Firavun ile Nemrud? Onlar size
nisbetle daha zengin, kuvvet ve kudret bakımından sizden daha ileri
durumda değil miydiler? Bu dünya, değirmeninde onları öğüttü, toz etti
dağıttı; kemikleri bile çürüyüp dağıldı; evleri yıkılıp ıssız kaldı.
Yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi
gaflet etmeyin, onların gittiği yola gitmeyin.
Her şey yok olacaktır,
kalacak olan ancak Yüce Allah'dır ki birdir, benzeri ve ortağı yoktur.
Tapılacak ancak O'dur. Doğmamış ve doğurmamıştır.
Önce gelip geçenlerde bizim için ibret alınacakçok şeyler vardır. Ölüm
ırmağının girecek yerleri var ama çıkacak yeri yoktur.
Büyük küçük hep göçüp gidiyor, giden geri gelmiyor. Anladım ki herkese
olan, bana da olacaktır."
Başkaca şiirleri ve hakîmâne sözleri bulunan Kus İbnu Saîde hakkında
da Hz. Rasûlullah Efendimiz
"Allah Kus'a mağfiret
buyursun. O tek başına müstakil bir ümmet olarak haşrolacaktır"
buyurmuştur. (HADİS)
Kimin cenazesine yüz Müslüman namaz
kılarsa, ona mağfiret olunur. (HADİS)
Akşam yemeğini bırakmayın, bir avuç
hurma ile de olsa akşamı yiyin. Çünkü akşamın terki insana (erken)
ihtiyarlık getirir. (HADİS)
Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim yemin eder ve "...İslam'dan berî olayım!" derse, eğer sözünde
yalancı ise, dediği gibi olur, yalancı değil de gerçeği söylemişse
İslam'a salim olarak dönemeyecektir." (HADİS)
Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh)
anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ölüp de pişman olmayan
yoktur, mutlaka herkes nedamet duyar:
İyi yolda olan hayrını daha çok artırmadığı için pişman olur, nedamet
duyar.
Kötü yolda olan da nefsini kötülükten çekip almadığına pişman olur,
nedamet duyar." (HADİS)
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)
anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Sizden birinizin (yemek)
kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir
kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık
olan kanadıyla korunur." (HADİS)
İstanbul
-24.12.2004
http://sufizmveinsan.com
|