-208-


Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Irak ehline bir ölçeklik yiyecek ve tek dirhemlik paranın gelmeyeceği zaman yakındır!" buyurmuşlardı.
"Nereden?" diye soruldu.
"Acem diyarından. Onlar bunu yasaklayacak" buyurdu ve devamla:
"Şam ehline de tek dinarlık paranın ve bir ölçeklik yiyeceğin gelmeyeceği zaman yakındır!" buyurdular. Yine:
"Bu nereden gelmeyecek?" diye soruldu.
"Rum cihetinden!" buyurdular.
Sonra (Hz. Cabir) bir müddet sustu (ve ilave etti:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) dedi ki:
"Ümmetimin sonunda bir halife gelecek;  malı sayı ile değil, avuç avuç dağıtacak!]"
Abdullah İbnu Selam (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Tevrat'ta Hz. Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'in sıfatı ve İsa İbnu Meryem'in de O'nunla birlikte defnedileceği yazılıdır.  (HADİS) 

Cabir İbnu Atik radiyallahu anh anlatıyor.

"Resulallah aleyhisselatu vesselam buyurdularki:
Kıskançlıktan bir nevi var ki Allah sever; bir kısmıda var ki Allah onu sevmez.
Allahın sevdiği kıskançlık, kişinin (mehariminden haram kılınmış bir fiil görmesi ile) şüphe halinde duyduğu kıskançlıktır.
Allah’ın sevmediği kıskançlık ,şüphe olmadan kıskançlık duymasıdır.
Aynı şekilde bir kısım gurur vardır ki Allah hoşlanmaz, bir kısmı da var , Allah hoşlanır.
Allah Teala’nın sevdiği gurur, kişinin savaş sırasında ve sadaka verme esnasında nefsine güvenerek duyduğu gururdur.
Allah’ın buğz edip  sevmediği gurur ise,  taşkınlık ve övünme sırasında duyduğu gururdur. (HADİS)

Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), bize,  yatsı namazından sonra gece sohbetini kınamıştır, yani bize bunu yasaklamıştır." (HADİS)

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın takdir edip dinlemeyi arzu ettiği cahiliye devri ediplerinden biri de Kus İbnu Saîde'dir .
Resûlullah onu, henüz peygamber olmazdan önce bir keresinde Ukaz panayırında dinlemişti.
Hikmetli ifadelerle dolu olan bu hutbeyi bilahare hatırlayan Efendimiz, bunu bir hatırlayabilenin  olup olmadığını sormuş, Hz. Ebû Bekir ezberlediğini söyleyerek baştan sona okuyuvermiştir.

Bize kadar muhafaza edilen hutbenin özeti şöyledir: (Yalnız bir paragrafını zikrediyoruz. )

Ey Cemaat! Nerede babalarınız, dedeleriniz! Nerede süslü saraylar ve taştan yapılar, Âd ve Semud kavmi? Hani dünya varlığına mağrur olup da kavmine :
"Ben sizin en büyük Rabbinizim" diyen Firavun ile Nemrud? Onlar size nisbetle daha zengin, kuvvet ve kudret bakımından sizden daha ileri durumda değil miydiler? Bu dünya, değirmeninde onları öğüttü, toz etti dağıttı; kemikleri bile çürüyüp dağıldı; evleri yıkılıp ıssız kaldı. Yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflet etmeyin, onların gittiği yola gitmeyin.
Her şey yok olacaktır, kalacak olan ancak Yüce Allah'dır ki birdir, benzeri ve ortağı yoktur.
Tapılacak ancak O'dur. Doğmamış ve doğurmamıştır
. Önce gelip geçenlerde bizim için ibret alınacakçok şeyler vardır. Ölüm ırmağının girecek yerleri var ama çıkacak yeri yoktur.
Büyük küçük hep göçüp gidiyor, giden geri gelmiyor. Anladım ki herkese olan, bana da olacaktır."
Başkaca şiirleri ve hakîmâne sözleri bulunan Kus İbnu Saîde hakkında da Hz. Rasûlullah Efendimiz
"Allah Kus'a mağfiret buyursun. O tek başına müstakil bir ümmet olarak haşrolacaktır" buyurmuştur. (HADİS)

Kimin cenazesine yüz Müslüman namaz kılarsa, ona mağfiret olunur. (HADİS)

Akşam yemeğini bırakmayın,  bir avuç hurma ile de olsa akşamı yiyin.  Çünkü akşamın terki insana (erken) ihtiyarlık getirir. (HADİS) 

Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim yemin eder ve "...İslam'dan berî olayım!" derse,  eğer sözünde yalancı ise, dediği gibi olur, yalancı değil de gerçeği söylemişse İslam'a salim olarak dönemeyecektir." (HADİS)

Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ölüp de pişman olmayan yoktur, mutlaka herkes nedamet duyar:
İyi yolda olan hayrını daha çok artırmadığı için pişman olur, nedamet duyar.
Kötü yolda olan da nefsini kötülükten çekip  almadığına pişman olur, nedamet duyar." (HADİS)

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur." (HADİS)

İstanbul -24.12.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail