-209-


Yakin imanın bütünüdür.(İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT I/S.185)

Kullara farz kıldığım ibadet yapıldıktan sonra, kullarım bana ne ile yaklaşır bilirmisiniz. Evet kulum bana daima yaklaşır. Bu yaklaşma farz ile başlar, nafile ile gelişir. Bana yaklaşınca onu severim. Her kuvvetini ben veririm. Benimle işitir, benimle tutar ve benimle görür. (FETHU’R- RABBANİ S.210)

Kıyamet gününde azab bakımından insanların en ağır olanları bir peygamberin onu öldürdüğü veya bir peygamberi öldüren kişidir, Bir de delalet önderleriyle temsilcilerden bir temsilcidir. (İBN KESİR /S.362)

Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), geceleyin ben önünde, kıbleyle arasında bir cenaze gibi uzanmış yatarken, namaz kılardı. Vitir kılacağı zaman bana da haber verirdi, ben de vitir kılardım." (HADİS)

Hz Ebu Hureyre radıyallahnalatıyor:
Resulullah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki :
”İnsanlar öyle aldatıcı yıllar görecek ki, o yıllarda yalancılar tasdik, doğru söyleyenler tekzip edilecekler.. Keza o yıllar da haine itimad edilecek,  emin kimseye de hainsin denecek. O zaman ruvaybıda adam amme işinde söz sahibi olacak.

“Ruvaybıda kimdir?” diye sorulmuştu :
“Amme işlerinde (söz sahibi olan ) değersiz adam” diye cevap verdi. (HADİS) 

Hz enes İbnu Malik radiyallahu anh anlatıyor.
”Resulallah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki :
”(İslamı yaşama) işi gittikçe zorlaşacak. Dünyada (gerçek Müslümanlara) gittikçe sırt çevirecek. İnsanların da cimriliği artacak. Kıyamet ancak şerirlerin tepesine kopacak. Mehdi, Hz.İsa’dan başkası değildir.” (HADİS)

Yine Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"
Cehennem, içerisine asiler atıldıkça:
"Daha var mı?" demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu'l-İzze'nin cehennemin üzerine ayağını koyup, iki yakasını dürüp birleştirmesine kadar devam eder. İşte o zaman cehennem:
"Yeter, yeter. İzzet ve keremine yemin olsun yeter!" der.
Cennette fazlalık devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratır ve bunları  cennetin fazla kısmına yerleştirir
. (HADİS)

Ölen bir nefis (ölüm anında) Allah’ın bir ve benim Allah elçisi olduğuma şehadet eder, kalbide bunu tasdik ederse, Allah mutlaka ona mağfiret kılar. (HADİS)

Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Hendek'in kazılması sırasındaydı. Aleyhissalâtu vesselâm'ın çok acıktığını gördüm. Hanımıma gelerek:
"Yanında yiyecek bir şey var mı, Aleyhissalâtu vesselâm'ı çok acıkmış gördüm"  dedim. İçerisinde bir sa' kadar arpa bulunan bir dağarcık çıkardı. Bizim evcilleşmiş bir koyuncuğumuz vardı. Zevcem koyunu kesti, arpayı da öğüttü. Ben işimi bitirinceye kadar o da bitirdi. Koyunu onun çömleğine parçaladım. Sonra Ayhissalâtu vesselâm'ın yanına döndüm. Hanımım:

"Sakın beni Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a karşı mahcup etmeyesin!" dedi. Ben Aleyhissalâtu vesselâm ve beraberindekilerin yanına geldim ve gizlice:

"Ey Allah'ın  Resulü! Bir hayvancığımız vardı kestik, evde bulunan bir sa' kadar arpayı da öğüttük. Haydi siz ve beraberinizdekiler bize buyurun!" dedim. Ama Resulullah yüksek sesle:

"Ey Hendek halkı! Ca'bir size ziyafet  hazırlamış! Haydi buyurun!" diye bağırdı. (Bana da):

"Ben gelinceye kadar tencereyi ocaktan indirmeyin,  hamurunuzu da  ekmek yapmayın!" buyurdular. Ben (eve) geldim.  Halktan önce Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) geldi. Ben hanımıma uğramıştım. Bana:

"Yaptığını gördün mü, (beni mahcup edeceksin), alacağın olsun"  dedi. Ben de:

"Senin söylediğini yaptım" dedim. Hemen  hamuru çıkardım. Aleyhissalâtu vesselâm içine tükrüğünden koydu ve bereketle dua etti, sonra   tencereye yöneldi, ona da tükrük koyup bereketle dua etti. Sonra  zevceme:

"Ekmek yapacak bir kadın çağır, seninle ekmek yapsın! Tencereden  de kepçeyle al, onu ocaktan indirme!" diye talimat verdi.

Gelenler bin kadardı. Allah'a yemin olsun hepsi de (doyuncaya kadar) yedi ve sofradan ayrıldı. Tenceremiz, olduğu gibi kaynıyordu. Hamurumuz ise, ekmek yapılıyor olduğu halde aynen (eksiksiz) duruyordu." (HADİS)

İstanbul -28.12.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail