İbnu Ömer
(radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûllullah (aeyhissalâtu vesselâm)
bineğinin üzerinde iken yönü hangi istikâmette olursa olsun tesbih
ediyor, (nafile namaz kılıyor, rükû ve secde içinde) başıyla imada
bulunuyordu. İbnu Ömer de böyle yapıyordu.”
Müslim’de gelen
diğer bir rivayette İbnu Ömer şu ziyadeyi yapar: “Aleyhissalâtu
vesselâm, bineğin sırtında tesbihte (nafile namazda) bulunur ve vitir
kılardı, fakat farz namaz kılmazdı.” (KÜTÜB-İ SİTTE /8-542/2701 )
Hz. Câbir
(radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
şöyle buyurdular: “Küre-i arz bana bir mescid ve temiz kılındı.
Ümmetimden her kim bir namaz vaktine ulaştımı nerede olursa namazını
kılsın.” (KÜTÜB-İ SİTTE/ 8-544/2703 )
İbnu Ömer
(radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
şöyle buyurdular:”Namazlarınızdan bir kısmını evlerinizde kılın, sakın
onları kabirlere çevirmeyin!”(KÜTÜB-İ SİTTE/ 8-547/2705 )
Zeyd İbnu Erkam
(radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz, namaz kılarken konuşurduk. Öyle ki
herkes kendi yanındakine birşeyler söyleyebilirdi. Derken şu âyet
nâzil oldu:
“Allah’ın
divanına tam huşû ve tâatle durun” (Bakara 238). Böylece sükût etmekle
emrolunduk ve konuşmaktan men edildik. (KÜTÜB_İ SİTTE/8-549,550/2708 )
İbnu Mes’ud
(radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a
selam verirdik, O da bize mukâbele ederdi. Necâşî’ nin yanından
döndüğümüz zaman O’na yine (namazda) selam vermiştik, bize mukabeleten
selam vermedi.”Ey Allah’ın Resûlü, dedik, biz sana vaktiyle namazda
selam verirdik, sen de selamımızı alırdın (şimdi niye almıyorsun)?”
dedik. Bizi şöyle cevapladı:”Namazda meşguliyet var!” (KÜTÜB-İ
SİTTE/8-552/2709)
Ebu Hüreyre
(radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Erkeklerin teşkil ettiği safların en hayırlısı birinci
saftır. En kötüsü de en son saftır. Kadınların teşkil ettikleri
safların en hayırlısı en son saftır, en kötüsü de en öndekidir."
(KÜTÜB-İ
SİTTE/ 2789)
Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ey Ali, namazda
(takılırsa) imamı açma!"
(KÜTÜB-İ SİTTE/2814)
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh
anlatıyor: "Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın."
(KÜTÜB-İ
SİTTE/5070)
Ubâde
İbnu's-Sâmit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Her bir derecenin
diğer derece ile arası, sema ile arz arası kadar geniştir. Firdevs
bunların en yukarıda olanıdır. Cennetin dört nehri buradan çıkar.
Bunun üstünde Arş vardır. Allah'tan cennet istediğiniz vakit Firdevs'i
isteyin." (KÜTÜB-İ
SİTTE/5067)
İstanbul
-01.03.2005
http://sufizmveinsan.com
|