Ebû Saîd el-Makberî
(radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın âzadlısı Ebû Râfi, Hasan İbnu Ali (radıyallâhu anhümâ)'ye
uğradı. Hasan, örgülerini ensesinde topuz yapmış olduğu halde kalkmış
namaz kılıyordu. Ebû Râfi topuzunu çözdü. Hasan (radıyallâhu anh)
öfkeyle ona baktı. Ebû Râfi (radıyallâhu anh):
"Öfkelenme, namazına devam
et, çünkü ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın:
"Bu, şeytan'ın minderi,(3)
yani oturma yeridir" dediğini işitmiştim (de onun için çözdüm)" dedi."
(KÜTÜB-İ SİTTE/9-46,47 / 2751)
Abdullah İbnu Mâlik İbnu
Büheyne (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)öğle namazının ilk iki rekatini tamamlamıştı (oturması
gerektiği halde oturmadan) kalktı. Namazı bitirince iki (ziyade) secde
daha yaptı, ondan sonra selam verdi." (KÜTÜB-İ SİTTE/ 9-49 / 2754)
Abdurrahman İbnu Avf
(radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Biriniz namazında yanılır
da bir mi iki mi kıldığını bilemezse, namazını bir üzerine bina etsin;
iki mi üç mü kıldığını bilemezse iki üzerine bina etsin; üç mü dört mü
kıldığını bilemezse üç üzerine bina etsin, sonra da selam vermezden
önce iki (ziyade) secde yapsın..." (KÜTÜB-İ SİTTE/ 9-53 / 2757)
Ebû Hureyre (radıyallâhu
anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) namazın ikinci rek'atında selam verip
bitirdi. Zülyedeyn (radıyallâhu anh) kendisine:
"Ey Allah'ın Resûlü,
namaz kısaldı mı yoksa unuttunuz mu?" diye sordu. Aleyhissalâtu
vesselam:
"Zülyedeyn doğru mu
söylüyor?" diye sordu. Herkes:
"Evet!" diye cevap
verdi. Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm) de iki rek'at daha
kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir getirip iki secde daha yaptı.
Bu iki secde diğer secdelerinin uzunluğunda idi veya biraz daha
uzundu. Sonra namazdan kalktı." (KÜTÜB-İ SİTTE/ 9-53 / 2758)
Muğîre İbnu Şu'be
(radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"İmam, (yanılarak ikinci
rek'atte oturacağı yerde müteakip) rek'ate kalkmaya teşebbüs eder ve
tam doğrulmadan hatırlarsa, hemen otursun. Tam kalkıp doğrulmuşsa
artık (geri dönüp) oturmasın, namazın sonunda sehiv secdesi yapsın."
(KÜTÜB-İ SİTTE/9-58,59 / 2761)
İmam Mâlik
(rahimehullah)'a ulaştığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm):"Ben de unuturum veya sünnet koymak için unutturulurum"
buyurmuştur." (KÜTÜB-İ SİTTE/9-60 / 2762)
Ebû Hüreyre (radıyallâhu
anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Âdemoğlu secde âyeti okur
ve secde ederse şeytan ağlayarak ayrılır ve:"Yazık bana, insanoğlu
secdeyle emredildi ve secde etti, mukabilinde ona cennet var. Ben de
secdeyle emr olundum ama ben itiraz ettim, benim için de ateş var"
der." (KÜTÜB-İ SİTTE/9-68 / 2765)
İbnu Mes'ud (radıyallâhu
anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Ve'nnecmi sûresini okudu ve secde-i tilâvette
bulundu, beraberindekiler de secde ettiler. Ancak, aralarında bulunan
Kureyşli bir ihtiyar yerden bir avuç toprak alarak alnına götürdü ve:
"Bu bana yeter" dedi.İbnu Mes'ud der ki: "Ben sonra bu herifin kâfir
olarak öldürüldüğünü gördüm. Bu Ümeyye İbnu Halef'di. (KÜTÜB-İ SİTTE/
9-72 / 2769)
İstanbul
-06.05.2005
http://sufizmveinsan.com
|