-238-


Ebû Saîd el-Makberî (radıyallâhu anh) anlatıyor:

"Resûlullah  (aleyhissalâtu vesselâm)'ın âzadlısı Ebû Râfi, Hasan İbnu Ali (radıyallâhu anhümâ)'ye uğradı. Hasan, örgülerini ensesinde topuz yapmış olduğu halde kalkmış namaz kılıyordu. Ebû Râfi topuzunu çözdü. Hasan (radıyallâhu anh) öfkeyle ona baktı. Ebû Râfi (radıyallâhu anh):

"Öfkelenme, namazına devam et, çünkü ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın:

"Bu, şeytan'ın minderi,(3) yani oturma yeridir" dediğini işitmiştim (de onun için çözdüm)" dedi." (KÜTÜB-İ SİTTE/9-46,47 / 2751)

Abdullah İbnu Mâlik İbnu Büheyne (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)öğle namazının ilk iki rekatini tamamlamıştı (oturması gerektiği halde oturmadan) kalktı. Namazı bitirince iki (ziyade) secde daha yaptı, ondan sonra selam verdi." (KÜTÜB-İ SİTTE/ 9-49 / 2754)

Abdurrahman İbnu Avf (radıyallâhu anh) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Biriniz namazında  yanılır da bir mi iki mi kıldığını bilemezse, namazını bir üzerine bina etsin; iki mi üç mü kıldığını bilemezse iki üzerine bina etsin; üç mü dört mü kıldığını bilemezse üç üzerine bina etsin, sonra da selam vermezden önce iki (ziyade) secde yapsın..." (KÜTÜB-İ SİTTE/ 9-53 / 2757)

Ebû Hureyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazın ikinci rek'atında selam verip bitirdi. Zülyedeyn (radıyallâhu anh)  kendisine:

"Ey Allah'ın Resûlü, namaz kısaldı mı yoksa unuttunuz mu?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselam:

"Zülyedeyn doğru mu söylüyor?" diye sordu. Herkes:

"Evet!" diye cevap verdi. Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm) de iki rek'at daha kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir getirip iki secde daha yaptı. Bu iki secde diğer secdelerinin uzunluğunda idi veya biraz daha uzundu. Sonra namazdan kalktı." (KÜTÜB-İ SİTTE/ 9-53 / 2758)

Muğîre İbnu Şu'be (radıyallâhu anh) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"İmam, (yanılarak ikinci rek'atte oturacağı yerde müteakip) rek'ate  kalkmaya teşebbüs eder ve tam doğrulmadan  hatırlarsa, hemen otursun. Tam kalkıp doğrulmuşsa artık (geri dönüp) oturmasın, namazın sonunda sehiv secdesi yapsın." (KÜTÜB-İ SİTTE/9-58,59 / 2761)

İmam Mâlik (rahimehullah)'a ulaştığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):"Ben de unuturum veya sünnet koymak için unutturulurum" buyurmuştur." (KÜTÜB-İ SİTTE/9-60 / 2762)

Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Âdemoğlu secde âyeti okur ve secde ederse şeytan ağlayarak ayrılır ve:"Yazık bana, insanoğlu secdeyle emredildi ve secde etti, mukabilinde ona cennet var. Ben de secdeyle emr olundum ama ben itiraz ettim, benim için de ateş var" der." (KÜTÜB-İ SİTTE/9-68 / 2765)

İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ve'nnecmi sûresini okudu ve secde-i tilâvette bulundu, beraberindekiler de secde ettiler. Ancak, aralarında bulunan Kureyşli bir ihtiyar yerden bir avuç toprak alarak alnına götürdü ve: "Bu bana yeter" dedi.İbnu Mes'ud der ki: "Ben sonra bu herifin kâfir olarak öldürüldüğünü gördüm. Bu Ümeyye İbnu Halef'di. (KÜTÜB-İ SİTTE/ 9-72 / 2769)

İstanbul -06.05.2005
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail