-259-


Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kıyamet günü ölüm getirilir. Sırat üzerinde durdurulur ve: "Ey cennet ahalisi!" diye nida edilir. Cennettekiler, (bu çağrı üzerine) içinde bulundukları (o güzel) yerden çıkarılacakları korku ve heyecanıyla bakarlar. Sonra da: "Ey cehennem ahalisi!" diye nida edilir. Onlar da içinde bulundukları (o fena) yerden çıkarılacakları ümid ve sevinciyle bakarlar. (Ölüm gösterilerek) "Bunu tanıyor musunuz?" denilir. (Cennetlikler ve cehennemlikler hepsi bir ağızdan:) "Evet! Bu ölümdür" derler."
Resulullah aleyhissalâtu vesselam buyurdu ki: "Bundan sonra emredilir ve Sırat üzerinde ölüm kesilir. Sonra her iki tarafa birden: "Haydi bulunduğunuz hal üzere ebediyet sizindir, burada artık ölüm yoktur" denilir." (KÜTÜB-İ SİTTE/7295)

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz kader hususunda münâkaşa ederken Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) çıkageldi. Öylesine kızdı ki, öfkenin hâsıl ettiği kızıllıktan, yüzünde sanki nar taneleri ortaya çıkmıştı. Bize şöyle çıkıştı: "Bununla mı emredildiniz, yoksa ben size bunun için mi gönderildim. Bilin ki, sizden öncekileri, dinî meselelerdeki münâkaşalarını çokluğu ve peygamberleri hakkında düştükleri ihtilafları helâk etmiştir."
Bir rivayette şu ziyade mevcuttur: "Kader hususunda münakaşa etmemeniz için yemin verdim.”
(KÜTÜB-İ SİTTE/1135)

Resulullah(s.a) şöyle buyurmuştur:

Dilenci atın üstünde de gelse onun hakkı vardır.  (İBN KESİR CİLT III /S.685) 

Hz. Enes(ra) anlatıyor:
Resulullah(s.a) şöyle buyurdular ki:

“Saflarınızı düzeltiniz. Zira safları düzeltmek namazın tamamındandır”. (BUHARİ, MÜSLİM)

Bereket ve bolluk büyüklerinizin bulunduğu yerdedir. (FETHU’R- RABBANİ /S.74)

Bakış iblisin zehirli oklarından bir oktur. (İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT IV/S.143)

Dünya ile ahiret iki kuma gibidir, biri razı olursa mutlaka öbürü kızar. (HADİS)

Belayı nimet, refahı müsibet kabul etmeyen kimse tam mümin sayılmaz.

-   Ey Allah’ ın Resulu, bu nasıl olur? Dediler.

-   Çünkü belanın ardından mutlaka rahatlık, refah, rahatlığın ardından mutlaka bela gelir, diye buyurdu. Namazdaki hali dışında gam-keder içinde olmayan mü-minin imanı tam elde etmiş sayılmaz.( RAMUZÜL EHADİS/ S.4491)

Nafi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ), sabah ve ikindi namazları vaktinde kılınmış ise bunlardan sonra cenaze namazı kılardı."Buhari'nin bab başlığında, senetsiz olarak şu rivâyet kaydedilmiştir: "İbnu Ömer mutlaka tâhir olarak cenaze namazı kılardı. Güneş doğarken ve batarken cenaze namazı kılmazdı. Ellerini (de her tekbirde) kaldırırdı." (KÜTÜB-İ SİTTE/3049)

    İstanbul -04.11.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail