Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Kıyamet günü ölüm getirilir. Sırat üzerinde durdurulur
ve: "Ey cennet ahalisi!" diye nida edilir. Cennettekiler, (bu çağrı
üzerine) içinde bulundukları (o güzel) yerden çıkarılacakları korku ve
heyecanıyla bakarlar. Sonra da: "Ey cehennem ahalisi!" diye nida
edilir. Onlar da içinde bulundukları (o fena) yerden çıkarılacakları
ümid ve sevinciyle bakarlar. (Ölüm gösterilerek) "Bunu tanıyor
musunuz?" denilir. (Cennetlikler ve cehennemlikler hepsi bir ağızdan:)
"Evet! Bu ölümdür" derler."
Resulullah
aleyhissalâtu vesselam buyurdu ki: "Bundan sonra emredilir ve Sırat
üzerinde ölüm kesilir. Sonra her iki tarafa birden: "Haydi
bulunduğunuz hal üzere ebediyet sizindir, burada artık ölüm yoktur"
denilir."
(KÜTÜB-İ SİTTE/7295)
Hz. Ebu Hüreyre
(radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz kader hususunda münâkaşa ederken
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) çıkageldi. Öylesine kızdı ki,
öfkenin hâsıl ettiği kızıllıktan, yüzünde sanki nar taneleri ortaya
çıkmıştı. Bize şöyle çıkıştı: "Bununla mı emredildiniz, yoksa ben size
bunun için mi gönderildim. Bilin ki, sizden öncekileri, dinî
meselelerdeki münâkaşalarını çokluğu ve peygamberleri hakkında
düştükleri ihtilafları helâk etmiştir."
Bir rivayette şu ziyade mevcuttur: "Kader hususunda münakaşa etmemeniz
için yemin verdim.”
(KÜTÜB-İ SİTTE/1135)
Resulullah(s.a)
şöyle buyurmuştur:
Dilenci atın
üstünde de gelse onun hakkı vardır. (İBN KESİR CİLT III /S.685)
Hz. Enes(ra)
anlatıyor:
Resulullah(s.a) şöyle buyurdular ki:
“Saflarınızı
düzeltiniz. Zira safları düzeltmek namazın tamamındandır”. (BUHARİ,
MÜSLİM)
Bereket ve bolluk
büyüklerinizin bulunduğu yerdedir. (FETHU’R- RABBANİ /S.74)
Bakış iblisin zehirli
oklarından bir oktur. (İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT IV/S.143)
Dünya ile ahiret
iki kuma gibidir, biri razı olursa mutlaka öbürü kızar. (HADİS)
Belayı nimet, refahı
müsibet kabul etmeyen kimse tam mümin sayılmaz.
-
Ey
Allah’ ın Resulu, bu nasıl olur? Dediler.
- Çünkü
belanın ardından mutlaka rahatlık, refah, rahatlığın ardından mutlaka
bela gelir, diye buyurdu. Namazdaki hali dışında gam-keder içinde
olmayan mü-minin imanı tam elde etmiş sayılmaz.(
RAMUZÜL EHADİS/ S.4491)
Nafi anlatıyor:
"İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ), sabah ve ikindi namazları vaktinde
kılınmış ise bunlardan sonra cenaze namazı kılardı."Buhari'nin bab
başlığında, senetsiz olarak şu rivâyet kaydedilmiştir: "İbnu Ömer
mutlaka tâhir olarak cenaze namazı kılardı. Güneş doğarken ve batarken
cenaze namazı kılmazdı. Ellerini (de her tekbirde) kaldırırdı."
(KÜTÜB-İ SİTTE/3049)
İstanbul
-04.11.2004
http://sufizmveinsan.com
|