| 
          Ey (kadınlar) sadaka verin, çünkü çoğunuz cehennem 
          odunlarısınız. Zira siz yakınıyorsunuz ve beylerinize karşı nankör 
          davranıyorsunuz.” ( 
          RAMUZÜL EHADİS/ 
          S.3164) Hz. Câbir 
          (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 
          buyurdular ki: "Bugün Habeşli sâlih bir kimse öldü, haydi üzerine 
          namaz kılın.'' Râvi der ki: "Hemen saf yaptık (namaza durduk), ben 
          ikinci safta -veya üçüncüde- idim. Aleyhissalâtu vessalâm onun üzerine 
          (gıyabında) namaz kıldı.'' 
          (KÜTÜB-İ SİTTE/3057)  Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) 
          anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: 
          "Üzerine müslümanlardan, kendisine şefaat taleb eden yüz kişinin namaz 
          kıldığı her ölüye mutlaka şefaat edilir.'' 
          (KÜTÜB-İ SİTTE/3061)
           İbnu Ömer 
          radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm 
          buyurdular ki: "Kâfir, bir iki fersah uzunluğundaki dilini Kıyamet 
          günü yerde sürür, (Mevkıf'te) insanlar onun üzerine basarlar." 
          (KÜTÜB-İ SİTTE/5112)  Ebu'n-Nadr 
          merhum Abdullah İbnu Ebî Evfâ (radıyallahu anh)'dan naklen anlatıyor: 
          "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) düşmanla karşılaştığı günlerden 
          birinde, güneşin meyletmesini bekledi. Sonra kalkıp yanındakilere 
          şöyle dedi: "Ey insanlar, düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, 
          Allah'tan afıyet dileyin. Ancak karşılaşacak olursanız sabredin, bilin 
          ki cennet kılıçların gölgesindedir." En sonda Resûlullah 
          (aleyhissalâtu vesselâm) sözlerini şöyle tamamladı: "Ey Kitab'ı 
          indiren, bulutları yürüten, (Hendek Savaşı'nda düşman müttefikler 
          olan) Ahzâb'ı hezimete uğratan Rabbimiz, bunları da hezimete uğrat ve 
          onlar karşısında bize yardım et". 
          (KÜTÜB-İ SİTTE/1006)
           Vasiyette pişmanlık 
          büyük günahlardandır. (İBN KESİR CİLT III/ S.702)  Enes (ra) 
          anlatıyor: İki kişi 
          Efendimiz’in yanında aksırdı. Bunlardan birine  “Yerhamukellah”  dedi. 
          Öbürüne demedi. Kendisine Efendimiz’in  ”Yerhakamullah”  demediği 
          adam; ”Filanca aksırdı ona Yerhamukellah dediniz. Ben aksırdım bana 
          (niye) demediniz?” deyince Efendimiz ona şöyle buyurdu: O Allah’a hamd 
          etti, sen ise hamd etmedin. (BUHARİ, MÜSLİM) Bir kimse öğrenir, 
          amel eder ve öğretirse, Melekut Aleminde Azim ismi ile çağrılır. 
          (FETHU’R- RABBANİ/ S.368) 
          
              İstanbul 
          -09.09.2005 
          
          http://sufizmveinsan.com
 
 
              |