| 
          Hz. Ebû Hüreyre 
          (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) 
          buyurdular ki:  
          "Allah, geceleyin kalkıp 
          namaz kılan ve hanımını da uyandıran, hanımı imtina ettiği takdirde 
          yüzüne su döken kula rahmetini bol  kılsın. Allah, geceleyin kalkıp 
          namaz kılan, kocasını da uyandıran, kocası imtina edince yüzüne su 
          döken kadına da rahmetini bol kılsın." (KÜTÜB_İ SİTTE/9-309 / 3008) 
          Yine Ebû Hüreyre 
          (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) 
          buyurdular ki:  
          "Biriniz uyuyunca 
          ensesine şeytan üç düğüm atar. Her  düğümü atarken, düğüm yerine 
          eliyle vurarak "üzerine uzun bir gece olsun, yat" dilediğinde bulunur. 
          Adam uyanır ve Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alacak 
          olursa bir düğüm daha çözülür, namaz kılarsa bütün düğümler çözülür ve 
          böylece canlı ve hoş bir hâlet-i ruhiye ile sabaha erer. Aksi halde 
          habis ruhlu (içi  kararmış) ve uyuşuk bir halde sabaha erer." (KÜTÜB_İ 
          SİTTE/9-310 / 3009) 
          Rasûlullah Efendimiz 
          buyurdular ki : -Uyurken Ayete'l-Kürsî'yi okuyana şeytan yaklaşamaz… (KÜTÜB_İ 
          SİTTE/9-313)
 
          İbnu Mes'ud (radıyallâhu 
          anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında bir 
          adamın zikri geçti ve sabaha kadar uyuduğu namaza kalkmadığı söylendi. 
          Aleyhissalâtu Vesselâm: 
          "Bu adamın kulağına 
          şeytan işemiştir" buyurdu." (KÜTÜB_İ İSTTE/9-313 / 3010) 
          Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) 
          anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: 
           
          "(Mûtad olarak) geceleyin 
          namaz kılan bir kimse, uykunun galebe çalmasıyla (bir gece uyuyakalsa 
          ve namazını kılamasa) Allah Teâlâ hazretleri onun namazının sevabını 
          yine de yazar, onun uykusu (Allah'ın ona yaptığı bir ikram) bir sadaka 
          olur. (KÜTÜB_İ SİTTE/9-314 / 3011 ) - 
          Ebû Zerr (radıyallâhu 
          anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
           
          "Her gün, sizin her bir 
          mafsalınız için bir sadaka terettüp etmektedir. Her tesbih bir 
          sadakadır. Her tahmid bir sadakadır, her bir tehlîl bir sadakadır. 
          Emr-i bi'lma'ruf bir sadakadır. Nehy-i ani'lmünker de bir sadakadır. 
          Bütün bunlara kişinin kuşlukta kılacağı iki rek'at namaz kafi 
          gelir."(KÜTÜB_İ SİTTE/ 9-330 / 3019) 
          Hz. Câbir (radıyallâhu anh) 
          anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte bayrama 
          katıldım. Efendimiz hutbeden önce, ezansız ve ikâmetsiz namaz kılardı. 
          Sonra Bilâl (radıyallâhu anh)'e dayanarak kalktı. Allah'tan korkmayı 
          emretti ve O'na itâate teşvik etti. İnsanlara vaaz edip (ölümü,  
          âhireti, cenneti, cehennemi) hatırlattı.Sonra kadınlar bölümüne geçti. 
          Onlara da aynı şekilde vaaz etti, hatırlatmalarda bulundu. Ve:"Allah 
          için tasadduk edin, zira sizin ekseriyetiniz cehennem odunusunuz!" 
          buyurdu. Yanakları kararmış itibarlı kadınlardan biri kalkarak:"Niçin 
          ey Allah'ın Resûlü? dedi (niye cehennem odunlarıyız?)" Resûlullah 
          açıkladı:"Zira siz kadınlar çok şikâyette bulunuyor, kocalarınıza 
          nankörlük ediyorsunuz."Bunun üzerine kadınlar takılarından tasadduk 
          etmeye başladılar. Hz. Bilâl'in eteğine atıyorlardı." (KÜTÜB_İ 
          SİTTE/9-346 / 3039) 
          Hz. Ebû Hüreyre 
          (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) 
          buyurdular ki: "Şu gününüzde iki bayram bir araya geldi. Dileyene 
          (bayram namazı) cuma için de yeterlidir. Biz her ikisini 
          birleştiriyoruz."  
          AÇIKLAMA:Muhtelif 
          rivâyetler, gerek Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) devrinde ve 
          gerekse daha sonra, bayram namazının cumaya rastladığını belirtir. Bu 
          durumda iki bayramın bir günde birleştirilmesi  etmesi mevzubahistir: 
          1- Cum'a bayramı, 2- Kurban (veya Ramazan) bayramı. 
          Sadedinde olduğumuz 
          rivâyet, bu durumda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bayram 
          namazını kıldırdığını, cumayı  da kılıp kılmama hususunda cemaati 
          muhayyer bıraktığını göstermektedir. Öyle ise, bayram namazı kılınması 
          halinde, cuma namazını kılmanın da, kılmamanın da caiz olması gerekir. 
          Ancak bayramı kılamayana, cumayı kılmak muhayyer olmaz, farz olmaya 
          devam eder. KÜTÜB_İ SİTTE/9-351 / 3042)  
          Büreyde (radıyallâhu anh) 
          anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm),  ramazan bayramı 
          namazına bir şeyler yemeden çıkmazdı. Kurban bayramında ise, namazdan 
          dönünceye kadar bir şey yemezdi." (KÜTÜB_İ SİTTE/9-356 / 3048) 
          
              İstanbul 
          -15.11.2005 
          
          http://sufizmveinsan.com
 
 
              |