İşçiye ücretini,
(alnının) teri kurumadan veriniz. (İbn Mâce, Ruhûn, 4.)
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve
kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.(Buhârî,
Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.)
İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı
olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.
(Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.)
Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın,
Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize
itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.(Tirmizî,
Cum'a, 80.)
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)
anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
bayram namazına giderken bir yoldan gider, dönerken başka bir yoldan
dönerdi." (KÜTÜB_İ SİTTE/9-356 / 3049 )
Hz. Âişe (radıyallahu anhâ)
anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
zamanında güneş tutulmuştu. Hemen kalkıp halka namaz kıldırdı. Namazda
kırâatı uzun tuttu. Sonra rükûya gitti, rükûyu da uzun tuttu.Sonra
başını kaldırdı, bu sırada uzun okudu, ancak bu okuyuşu öncekinden
daha kısa idi. Sonra tekrar rükû yaptı ve rükûyu uzattı, ancak önceki
rükûdan kısa idi. Sonra başını kaldırdı, sonra secdeye gidip iki secde
yaptı. Sonra kalkıp, birinci rek'atte yaptıklarını aynen yaptı. Sonra
selam verdi. Artık güneş de açıldı.Sonra kalkıp halka hitab etti. Dedi
ki:
"Bilesiniz, güneş ve ay bir kimsenin
ölümü veya hayatı için tutulmaz. Onlar Allah'ın âyetlerinden iki
âyetidir, kullarına gösterir. Bunların tutulduğunu görünce namaza
koşun." (KÜTÜB_İ SİTTE/9-361,362 / 3053)
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"İnsanlar kıtlığa maruz kaldılar.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir cuma günü hutbe verirken bir
bedevî kalkıp:"Ey Allah'ın Resûlü, malımız helâk oldu, horantamız aç
kaldı, bizim için Allah'a dua ediver!" dedi. Bunun üzerine
Aleyhissalâtu Vesselâm ellerini kaldırdı. Biz gökte bir bulut
göremiyorduk. Nefsim elinde olan Zât'a yemin olsun, daha ellerini geri
çekmeden semâda dağlar gibi bulutlar peydah oldu. Derken daha
minberden inmemişti bile ki, sakalından yağmur damlaları dökülmeye
başladı. O gün, ertesi güne kadar yağmur yağdı. Daha sonraki günde de
yağdı, onu takib eden günde de yağdı, hatta müteakip cumaya kadar
yağış devam etti.Öyle ki, o bedevî veya bir başkası kalkıp:"Ey
Allah'ın Resûlü, binalarımız yıkıldı, mallarımız suda boğuldu, bizim
için Allah'a dua ediver (artık yağmur kesilsin)" dedi. Aleyhissalâtu
Vesselâm ellerini kaldırıp:"Allahım etrafımıza yağdır, üzerimize
olmasın!" diye dua ettiler. Eliyle bulutlara doğru hangi istikametteki
buluta işaret etti ise, bulutlar orada açıldı. Bütün Medîne buluttan
temizlendi."Bir rivâyette de de şöyle denmiştir: "Allahım, (yağmur)
etrafımıza yağsın, üzerimize değil! Allahım,dağların ve tepelerin
üzerine, vadilerin içine, ağaç biten yerlere olsun!" Hz. Enes der ki:
"Bulut hemen çekildi, biz de çıkıp güneşte yürüdük." (KÜTÜB_İ
SİTTE/9-364,365 /3054)
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Biz Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraberken bize yağmur
isabet etti. Efendimiz elbisesini açtı, bedenine yağmur isâbet
etti."Bunu niye yaptınız?" diye sorduk."O Rabbinden yeni geliyor"
buyurdular." (KÜTÜB_İ SİTTE/9-367 / 3056)
Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim üzerine namaz kılıncaya kadar
cenazede hazır bulunursa kendisi için bir kîrat sevab vardır. Kim de
cenaze gömülünceye kadar hazır bulunursa iki kîratlık sevab vardır.
Bir kîrat'ın miktarı Uhud dağı kadardır." (KÜTÜB_İ SİTTE/ 9-367 /
3057)
İstanbul
-22.11.2005
http://sufizmveinsan.com
|