Peygamberlerden
hiçbir peygamber yoktur ki, insanların onunla imana geldiği
mucizelerden bir mucize verilmiş olmasın. Bana verilmiş olan ise
Allah’ın vahyettiği bir vahiydir. Ben kıyamet gününde peygamberler
arasında tabii en çok olan olmak isterim. (İBN KESİR CİLT II/ S.224)
Cennetin ırmakları
misk tepelerinin (veya dağlarının) altından fışkırır. (İBN KESİR CİLT
II/ S.229)
Yemeğin ile Allah
için sevdiğin kimseye ziyafet ver. (İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT I/S.606)
Bana kurban farz
kılındı. Size farz kılınmadı. Ben duha namazı ile emrolundum. Siz
emrolunmadınız. (
RAMUZÜL EHADİS 4195)
Enes (ra)
anlatıyor:
Efendimiz (sav)
buyurdu ki:’’Ehli kitap sizlere selam verdiği vakit (onlara) ’’Ve
aleyküm’’ deyiniz.’’ (BUHARİ, MÜSLİM)
Ebu Eyyub
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teâla
hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat
tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği kimseler yaratırdı."
(KÜTÜB-İ SİTTE /4111)
Hz Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor
"Resulullah aleyhissalâtu vesselam'la birlikte Zâtu'r-Rikâ' gazvesine
çıktık. (Askerlerden) bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta
bulundu. Kocası da:
"Muhammed'in Ashabından kan dökmeden geri
dönmeyeceğim'' diye yemin etti. Evinden çıkıp Resulullah aleyhissalâtu
vesselâm'ı tâkibe koyuldu. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm bir verde
mola verdi ve:
"Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?'' diye
sordu. Muhacir ve Ensâr'dan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar.
ResuIullah aleyhissalâtu vesselâm, bunlara:
"Şu geçidin girişini tutun (orada
bekleyin)!'' diye ferman buyurdu.
Bu iki zat, geçidin ağzına gelince
Muhacirden olanı, yattı. Ensâri de namaz kılmaya başladı.
Derken tâkipçi adam da oraya geldi.
(Namazdaki nöbetçinin) silüetini görünce anladı ki, bu, askerlerin
koruyucusudur, derhal bir ok attı ve ok, eliyle koymuşcasına hedefini
buldu. Ensari oku çıkarıp (namazına devam etti). Müşrik (isabet
ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti.) Öyleki üçüncü okunu da
attı. Ensâri de (yaraya aldırmadan) aynı şekilde namazına devam etti.
Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. (Müşrik bunların iki kişi olduğunu
görünce) yerinin farkına vardıklarını anladı ve kaçtı.
Muhâcirden olan zât, Ensari arkadaşındaki
kanı görünce:
"Sübhânallah! Sana ilk oku atınca beni
niye uyandırmadın?" diye sordu. Arkadaşı:
"Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek
istemedim '' diye cevapladı.''(KÜTÜB-İ SİTTE /3640)
İstanbul
-04.01.2006
http://sufizmveinsan.com
|