-289-


Peygamberlerden hiçbir peygamber yoktur ki, insanların onunla imana geldiği mucizelerden bir mucize verilmiş olmasın. Bana verilmiş olan ise Allah’ın vahyettiği bir vahiydir. Ben kıyamet gününde peygamberler arasında tabii en çok olan olmak isterim. (İBN KESİR CİLT II/ S.224)

Cennetin ırmakları misk tepelerinin (veya dağlarının) altından fışkırır. (İBN KESİR CİLT II/ S.229)

Yemeğin ile Allah için sevdiğin kimseye ziyafet ver. (İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT I/S.606)

Bana kurban farz kılındı. Size farz kılınmadı. Ben duha namazı ile emrolundum. Siz emrolunmadınız. ( RAMUZÜL EHADİS 4195)

Enes (ra) anlatıyor:

Efendimiz (sav) buyurdu ki:’’Ehli kitap sizlere selam verdiği vakit (onlara) ’’Ve aleyküm’’ deyiniz.’’ (BUHARİ, MÜSLİM)

Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teâla hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği kimseler yaratırdı." (KÜTÜB-İ SİTTE /4111)

Hz Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor "Resulullah aleyhissalâtu vesselam'la birlikte Zâtu'r-Rikâ' gazvesine çıktık. (Askerlerden) bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta bulundu. Kocası da:

"Muhammed'in Ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğim'' diye yemin etti. Evinden çıkıp Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'ı tâkibe koyuldu. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm bir verde mola verdi ve:

"Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?'' diye sordu. Muhacir ve Ensâr'dan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. ResuIullah aleyhissalâtu vesselâm, bunlara:

"Şu geçidin girişini tutun (orada bekleyin)!'' diye ferman buyurdu.

Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı, yattı. Ensâri de namaz kılmaya başladı.

Derken tâkipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) silüetini görünce anladı ki, bu, askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok attı ve ok, eliyle koymuşcasına hedefini buldu. Ensari oku çıkarıp (namazına devam etti). Müşrik (isabet ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti.) Öyleki üçüncü okunu da attı. Ensâri de (yaraya aldırmadan) aynı şekilde namazına devam etti. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. (Müşrik bunların iki kişi olduğunu görünce) yerinin farkına vardıklarını anladı ve kaçtı.

Muhâcirden olan zât, Ensari arkadaşındaki kanı görünce:

"Sübhânallah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?" diye sordu. Arkadaşı:

"Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim '' diye cevapladı.''(KÜTÜB-İ SİTTE /3640)

    İstanbul -04.01.2006
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail