Ben kıyametin
eşiğinde kılıçla gönderildim. Ta ki şirk koşmadan yalnızca Allah’a
ibadet edilsin diye. Benim rızkım mızrağımın gölgesinde kılınmıştır.
Zillet ve küçüklük benim buyruğuma muhalefet edenlerin üzerine
verilmiştir. Kim de bir kavme benzerse şüphesiz onlardandır. (İBN
KESİR CİLT II /S.481)
Her sonradan meydana
gelmiş olan şey bid’attır. (İBN KESİR CİLT II /S.224)
Kim bir hayvana
sövmek ve dövmek suretiyle eziyet eder, gücünden fazla yük vurursa
kıyamette cezasını çeker. (İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT I/S.754)
Ey dünya, dostlarıma
ilk anlarda acı ol; ta ki seni sevmeyeler. Son demlerinde ise hizmetçi
ol; seninle uğraşıp yorulmayalar. (FETHU’R- RABBANİ S.450)
İnsanlar hayır
işlerler. Onların mükafatları ancak akıllarına göre verilir. (RAMUZÜL
EHADİS /2961)
Bera (ra) anlatıyor:
Resulullah (sav) buyurdu ki: ’’Karşılaştıkları zaman el sıkışan iki
Müslümanın, ayrılmadan önce günahları affedilir.’’ (EBU DAVUD
Ebu Dâvud'da,
İbnu Abbâs'tan yapılan bir diğer rivâyet şöyledir: "Ali radıyallahu
anh yanıma girdi. Su dökmüş (küçük abdest bozmuş) idi. Abdest suyu
istedi. İçinde su olan bir kap getirdik. Bana:
"Ey İbnu
Abbâs! Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın nasıl abdest aldığını sana
göstereyim mi?" dedi. Ben de: "Evet göster!" dedim. Bunun üzerine su
kabını elleri üzerine eğdi ve ellerini yıkadı. Sonra sağ elini kaba
soktu, onunla diğeri üzerine su döktü, sonra iki avucunu yıkadı. Sonra
mazmaza ve istinşakta bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu.
İkisiyle birlikte su avuçlayıp yüzüne çarptı. Sonra başparmaklarını
kulaklarının ön kısmına soktu. Sonra ikinci, üçüncü sefer aynı şeyleri
tekrar etti. Sonra sağ eliyle bir avuç su aldı ve bunu alnına döktü ve
yüzü üzerine akmaya bıraktı. Sonra dirseklerine kadar kollarını üçer
kere yıkadı. Başını ve kulaklarının arkasını meshetti. Sonra tekrar
her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuç su alıp onu pabuç içinde
olan (sağ) ayağına vurdu ve o su ile ayağını yıkadı. Sonra aynı
muameleyi diğer ayağına, (sola) yaptı.''
(Abdullaş
el-Havlani) der ki: "(İbnu Abbâs'a) sordum: "Ayaklar ayakkabı içinde
olduğu halde mi?''.
"Evet dedi,
ayakkabı içinde olduğu halde.'' Ben tekrar sordum:
"Ayakkabı
içinde mi?''
"Evet! dedi,
ayakkabı içinde!" Ben tekrar sordum: "Ayakkabı içinde mi?''
"Evet! dedi,
Ayakkabı içinde." (KÜTÜB-İ SİTTE /3566)
Berâ radıyallahu
anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'la birlikte bir
cenazede beraberdik. Aleyhissalâtu vesselâm kabrin kenarına oturup
ağladılar, öyle ki (göz yaşlarıyla) toprak ıslandı. Sonra da: "Ey
kardeşlerim İşte (başımıza gelecek) bu aynı (ölüm hadisesi) için iyi
hazırlanın" buyurdular." (KÜTÜB-İ SİTTE /7244)
Ebu Hureyre (ra)
anlatıyor
“Hz. Resulullah
(sav) buyurdular ki: “Ramazan ayından sonra en faziletli oruç,
Allah’ın ayı ölan Muharrem (ayında tutulan) dır. Yine farz namazından
sonra en faziletli namaz da geceleyin kılınan namazdır.”(MÜSLİM)
İbnu Abbâs
(radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
Medine'ye gelince, yahudileri Aşüra günü oruç tutar gördü. Onlara:
"Bu da ne, (niçin
oruç tutuyorsunuz)?" diye sordu.
Bu, sâlih (hayırlı)
bir gündür. Allah, o günde Beni İsrâil'i düşmanlarından kurtardı.
(Şükür olarak) Hz. Musa o gün oruç tuttu '' dediler. Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm):
"Ben Musa'ya sizden
daha layığım" buyurup o gün oruç tuttu ve müslümanlarada tutmalarını
emretti.(KÜTÜB-İ-SİTTE/3126)
İstanbul
-08.02.2006
http://sufizmveinsan.com
|