Doğrusu kulunun
iki elini kendisine açıp hayır isteğinde bulunması halinde; Allah
Taala onları boş çevirmekten haya eder.
(İBN KESİR CİLT III/S.718)
Hangi Müslüman; günah ve sıla-i rahmi
(akrabalarla münasebeti) koparmak suçu olmadan Allah Azze ve Celle’ye
dua ederse; Allah şu üç şeyden birini muhakkak ona verir: Ya onun
duasını çabucak kabul eder veya duasını onun için ahrete azık yapar
veya duası nisbetinde ona kötülüklerin gelmesini önler.
(İBN KESİR CİLT III/S.718)
Rızkın hayırlısı
kifayet eden miktarı, zikrin hayırlısı da gizli olanıdır.
(İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT I/S.789)
Öğren, hayrını
şerrini bil, sonra uzlet et. (FETHU’R- RABBANİ /S.368)
Hastalık Allah’ ın
yeryüzündeki kamçısıdır. Onunla kullarını tedip eder.
“Tedip: Terbiye
etme, yola getirme.”
( RAMUZÜL
EHADİS/ 2896)
İbni Abbas
(r.anha) anlatıyor:
Resulullah (sav)’ı
şöyle derken işittim:
Herhangi bir
Müslüman ölür de, cenazesine Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayan kırk
kişi katılırsa, Allah o kişilerin ölü hakkındaki şefaatlerini kabul
eder. (MÜSLİM)
Hz.Abbas
İbnu Abdilmuttalib (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bathâ nâm mevkide,
aralarında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın da bulunduğu bir
grup insanla oturuyordum. Derken bir bulut geçti. Herkes ona baktı.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Bunun ismi
nedir bileniniz var mı?" diye sordu.
"Evet bu
buluttur!" dediler. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Buna müzn
de denir" dedi. Oradakiler:
"Evet müzn
de denir" dediler. Bunun üzerine Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) :
"Anân da
denir" buyurdu. Ashab da:
"Evet anân
da denir" dediler. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):
"Biliyor
musunuz, sema ile arz arasındaki uzaklık ne kadardır?" diye sordu.
"Hayır,
vallahi bilmiyoruz!" diye cevapladılar.
"Öyleyse
bilin, ikisi arasındaki uzaklık ya yetmiş bir, ya yetmiş iki veya
yetmiş üç senedir. Onun üstündeki sema(nın uzaklığı da) böyledir."
Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) yedi semayı sayarak her biri arasında bu
şekilde uzaklık bulunduğunu söyledi. Sonra ilâve etti:
"Yedinci
semânın ötesinde bir deniz var. Bunun üst sathı ile dibi arasında iki
sema arasındaki mesafe kadar mesafe var. Bunun da gerisinde sekiz adet
yabâni keçi (süretinde melek) var. Bunların sınnakları ile dizleri
arasında iki semâ arasındaki mesafe gibi uzaklık var, sonra bunların
sırtlarının gerisirıde Arş var, Arş'ın da alt kısmı ile üst kısmı
arasında iki sema arasındaki uzaklık kadar mesafe var. Allah, bütün
bunların fevkindedir." (KÜTÜB-İ
SİTTE /1661)
Abdullah İbnu
Mes'ud (radıyallâhu anh)'dan yapılan rivayette, Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)şöyle buyurmuştur: "Allah yedi semayı yarattı.
Her birinin kalınlığı beş yüz yıl yürüme mesafesidir. "
(KÜTÜB-İ SİTTE /1662)
Cübeyr İbnu
Mut'im (radıyallâhu anh) anlatıyor. "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'a bir bedevî gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü, (kuraklıktan)
insanlar meşakkate düştüler. Aile efradı zayiata uğradı. Hayvanlarımız
da helâk oldular. Bizim için Allah'a dua et, su göndersin. Zîra biz
Allah'a karşı senin şefaatini, sana karşı da Allah'ın şefaatini taleb
ediyoruz!" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) adama şu
mukabelede bulundu: "Yazık sana, söylediğin şeyin idrakinde misin ?
Sübhanallah!"
Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) subhanallahları o kadar tekrar etti ki bunun
tesiri Ashab'ın yüzünden okunmaya başladı. Sonra Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) sözüne şöyle devam etti:
"Yazık
sana, mahlukatından hiç kimseye karşı Allah şefaatçi kılınmaz.
Allah'ın şânı böyle bir şey yapmaktan çok yücedir. Bak hele! Sen
Allah'ın (azametinin) ne olduğunu biliyor musun? O'nun Arş'ı,
semavatının' şöyle üzerindedir.-Parmaklarıyla işaret ederek- tıpkı
üzerinde bir kubbe gibi. Arş Zat-ı Zülcelâl sebebiyle inleyip ses
çıkarır, tıpkı süvarisi sebebiyle atın ses çıkarması gibi."
(KÜTÜB-İ SİTTE /1663)
İstanbul
-18.02.2006
http://sufizmveinsan.com
|