-295-


Doğrusu kulunun iki elini kendisine açıp hayır isteğinde bulunması halinde; Allah Taala onları boş çevirmekten haya eder. (İBN KESİR CİLT III/S.718)

Hangi Müslüman; günah ve sıla-i rahmi (akrabalarla münasebeti)  koparmak suçu olmadan Allah Azze ve Celle’ye dua ederse; Allah şu üç şeyden birini muhakkak ona verir: Ya onun duasını çabucak kabul eder veya duasını onun için ahrete azık yapar veya duası nisbetinde ona kötülüklerin gelmesini önler. (İBN KESİR CİLT III/S.718)

Rızkın hayırlısı kifayet eden miktarı, zikrin hayırlısı da gizli olanıdır. (İHYAU’-ULÜMİ’D-DİN CİLT I/S.789)

Öğren, hayrını şerrini bil, sonra uzlet et. (FETHU’R- RABBANİ /S.368)

Hastalık Allah’ ın yeryüzündeki kamçısıdır. Onunla kullarını tedip eder.

“Tedip: Terbiye etme, yola getirme.” ( RAMUZÜL EHADİS/ 2896)

İbni Abbas (r.anha)  anlatıyor:

Resulullah (sav)’ı şöyle derken işittim:

Herhangi bir Müslüman ölür de, cenazesine Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayan kırk kişi katılırsa, Allah o kişilerin ölü hakkındaki şefaatlerini kabul eder. (MÜSLİM)

Hz.Abbas İbnu Abdilmuttalib (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bathâ nâm mevkide, aralarında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın da bulunduğu bir grup insanla oturuyordum. Derken bir bulut geçti. Herkes ona baktı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bunun ismi nedir bileniniz var mı?" diye sordu.

"Evet bu buluttur!" dediler. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Buna müzn de denir" dedi. Oradakiler:

"Evet müzn de denir" dediler. Bunun üzerine Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) :

"Anân da denir" buyurdu. Ashab da:

"Evet anân da denir" dediler. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):

"Biliyor musunuz, sema ile arz arasındaki uzaklık ne kadardır?" diye sordu.

"Hayır, vallahi bilmiyoruz!" diye cevapladılar.

"Öyleyse bilin, ikisi arasındaki uzaklık ya yetmiş bir, ya yetmiş iki veya yetmiş üç senedir. Onun üstündeki sema(nın uzaklığı da) böyledir."

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yedi semayı sayarak her biri arasında bu şekilde uzaklık bulunduğunu söyledi. Sonra ilâve etti:

"Yedinci semânın ötesinde bir deniz var. Bunun üst sathı ile dibi arasında iki sema arasındaki mesafe kadar mesafe var. Bunun da gerisinde sekiz adet yabâni keçi (süretinde melek) var. Bunların sınnakları ile dizleri arasında iki semâ arasındaki mesafe gibi uzaklık var, sonra bunların sırtlarının gerisirıde Arş var, Arş'ın da alt kısmı ile üst kısmı arasında iki sema arasındaki uzaklık kadar mesafe var. Allah, bütün bunların fevkindedir." (KÜTÜB-İ SİTTE /1661)

Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh)'dan yapılan rivayette, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)şöyle buyurmuştur: "Allah yedi semayı yarattı. Her birinin kalınlığı beş yüz yıl yürüme mesafesidir. " (KÜTÜB-İ SİTTE /1662)

Cübeyr İbnu Mut'im (radıyallâhu anh) anlatıyor. "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir bedevî gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü, (kuraklıktan) insanlar meşakkate düştüler. Aile efradı zayiata uğradı. Hayvanlarımız da helâk oldular. Bizim için Allah'a dua et, su göndersin. Zîra biz Allah'a karşı senin şefaatini, sana karşı da Allah'ın şefaatini taleb ediyoruz!" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) adama şu mukabelede bulundu: "Yazık sana, söylediğin şeyin idrakinde misin ? Sübhanallah!"
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) subhanallahları o kadar tekrar etti ki bunun tesiri Ashab'ın yüzünden okunmaya başladı. Sonra Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözüne şöyle devam etti:
"Yazık sana, mahlukatından hiç kimseye karşı Allah şefaatçi kılınmaz. Allah'ın şânı böyle bir şey yapmaktan çok yücedir. Bak hele! Sen Allah'ın (azametinin) ne olduğunu biliyor musun? O'nun Arş'ı, semavatının' şöyle üzerindedir.-Parmaklarıyla işaret ederek- tıpkı üzerinde bir kubbe gibi. Arş Zat-ı Zülcelâl sebebiyle inleyip ses çıkarır, tıpkı süvarisi sebebiyle atın ses çıkarması gibi." (KÜTÜB-İ SİTTE /1663)

    İstanbul -18.02.2006
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail