-320-


Siz dua edip de duanıza icabet edilmeyeceği günden önce ma’rufu emredin ve münkerden nehyedin. ( İBN KESİR CİLT V /S.2431)

Mukakkak ki Allah bazı kişilerin ameli nedeniyle halka azab etmez. Ta ki onlar kendi aralarında kötülüğü görüp de onu reddetmeye güçleri yettiği halde,  bunu yapmazlar. Halk böyle yaptığı zaman; bazı kişilerin amellerinden dolayı Allah halkı azablandırır. ( İBN KESİR CİLT V /S.2431)

Andolsun ki (Ey Allah’ ın Beyti) Allah seni şerefli kılmıştır. Seni büyütmüştür. Mümin senden (Kabe’den) daha saygı değer bir (yaratıktır). ( RAMUZÜL EHADİS/4323)

Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur. (İBN MACE)

(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. (TIRMIZİ)

Fedale İbnu Ubeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, güzel sesle Kur'an'ı açıktan okuyan kimseyi dinleme hususunda, güzel sesli cariyesini dinleyen erkekten daha çok alaka sahibidir." (KÜTÜB-İ SİTTE /6351)

İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissâlatu vesselâm'ın terkisinde idim. Bana şu nasihatta bulundu:

"Yavrum! Allah'a karşı (emir ve yasaklarına uyarak edebini) koru, Allah da seni (dünya ve âhirette) korusun! Allah'ı(n üzerindeki hukukunu) koru ki O'nu karşında (dünya ve âhiretin fenalıklarına karşı hâmi) bulasın -veya önünde demişti: Bollukta Allah'ı tanı ki, darlıkta da O, seni tanısın. (Dünya ve âhiretle ilgili) bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar, Allah'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için biraraya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar. Kalemlerin mürekkebi kurudu ve sayfalar dürüldü. Sen, yakînî bir imanla, tam bir rıza ile Allah için çalışmaya muktedir olabilirsen çalış; şayet buna muktedir olamazsan, hoşuna gitmeyen şeyde, sabırda çok hayır var. Şunu da bil ki Nusret(i ilahi) sabırla birlikte gelir, kurtuluş da sıkıntıyla gelir, zorlukta da kolaylık vardır, bir zorluk iki kolaylığa asla galebe çalamayacaktır." ( KÜTÜB-İ SİTTE /5800)

Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Bir çoban sürüsünü otlatırken, bir kurt koşarak gelip, sürüden bir koyun kapar. Çoban kurdun peşine düşer ve koyunu ondan kurtarır. Ancak kurt, çobana dönüp bakar ve: "Bu koyunlara yırtıcı gününde, onlara benden başka çobanın olmadığı günde kim bakacak?" der.

Halk bunun üzerine: "Sübhanallah! Kurt konuşur mu?" diye hayrete düşerler. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (onların bu tereddütleri üzerine):

"Buna ben inanıyorum, Ebu Bekr ve Ömer de inanıyor" der. Halbuki o sırada Ebu Bekr ve Ömer orada değillerdi." ( KÜTÜB-İ SİTTE /4362)

İstanbul -05.07.2006
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail