-325-


Kim tavla oynarsa Allah ve Resul’üne isyan etmiş olur. (İBN KESİR CİLT V /S.2449)

Resulullah (sav) şöyle buyurdu: Rakı on şekilde la’netlenmiştir. Rakının kendini içen, içiren, satan, alan, sıkan,  sıktıran, taşıyan, kendisine taşınan ve parasını yiyen la’netlenmiştir. (İBN KESİR CİLT V /S.2454)

Allah Azze ve Celle buyuruyor: Eğer günah mümin kulum için kendini beğenmişlikten daha iyi olmasaydı, kulumun günah işlemesine engel olurdum. (RAMUZÜL EHADİS/4095)

Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Herc vakıaları çoğalmadıkça Kıyamet kopmaz" buyurdu. Sahabeler: Ey Allah'ın Resulü! Herc nedir? diye sordular. Allah Resulü: "Öldürmek, öldürmek!" buyurdu.(HADİS)

Ebu Umame Suday b. Aclen el Behili (ra)anlatıyor:

Resulullah (sav) buyurdular ki; “Allah katında iki damla ve iki (ayak) iz (in) den daha sevimli bir şey yoktur. Allah korkusundan akıtılan gözyaşı ile Allah yolunda akıtılan kan damlası. Ayak izlerine gelince; Allah yolunda atılan ayak izi ile Allah’ın farz kıldığı farzlardan birini yerine getirmek için atılan adım izi(dir). (TIRMIZİ)

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın vefatından sonra Hz. Ömer'e: "Bizimle gel, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yaptığı gibi Ümmü Eymen radıyallahu anhayı bir ziyaret edelim" dedi. Hz. Enes devamla der ki: "Ziyaretine gittiler, yanına varınca kadıncağız ağladı. Kendisine: "Niye ağlıyorsun? Allah'ın kendi nezdinde hazırladığı, Resulullah aleyhissalatu vesselam için daha hayırlıdır" dediler. Kadın onlara:

Ben de biliyorum ki, Allah'ın yanındaki, Resulullah için elbette daha hayırlıdır. Ancak ben semadan vahyin kesilmesine ağlıyorum" cevabını verdi." (Ümmü Eymen) bu sözüyle onları da ağlattı ve Ümmü Eymen'le beraberce ağladılar." (KÜTÜB-İ SİTTE /6470)

Ebu'd-Derda anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cum'a günü bana salavatı çok okuyun. Çünkü o gün okunan salavatlar meşhuddur, melekler ona şahidlik ederler. Bana salavat okuyan hiç kimse yoktur ki, o daha okumasını bitirmeden salavatı bana ulaştırılmamış olsun." Bunun üzerine dedim ki: "Siz öldükten sonra da mı?" "Evet buyurdular, öldükten sonra da. Zira Cenab-ı Hak hazretleri toprağa, peygamberlerin cesedini çürütmeyi haram etmiştir. Allah'ın peygamberi her zaman diridir, rızka mazhardır." (KÜTÜB-İ SİTTE /6471)

Osman İbnu Abdillah İbnu Mevhib anlatıyor: "Mısır, ehlinden biri geldi, hacc yapmak istiyordu. Oturan bir grup gördü ve:

"Bunlar da kim?" dedi.

"Kureyşliler!" denildi.

"Aralarındaki yaşlı zat da kim?" dedi.

"Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anh)" denildi. (Abdullah'a yaklaşarak:)

"Sana bir şey soracağım, bana ondan haber ver. Hz. Osman Uhud günü (savaş meydanından) kaçmış mıydı, biliyor musun?" diye sordu. O da: "Evet!" dedi.

"Onun Bedir'de kaybolduğunu ve savaşta hazır bulunmadığını da biliyor musun?" diye sordu.

"Evet!" dedi. Adam bu cevap üzerine:

"Allahuekber!" deyip döndü. Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anh:

"Gel!" dedi, sana açıklayayım: "Uhud'daki firarına gelince: Şehadet ederim ki, Allah onu affetti, mağfirette bulundu. Nitekim Allah Teâla Hazretleri, haklarında şu ayeti indirdi: "Muhakkak ki iki ordunun karşılaştığı günde içinizden geri dönen kimseleri, Resûlullah'ın emrine muhalefet gibi hareketleriyle kazandıkları bazı günahlar yüzünden şeytan kaydırmak istedi. Fakat gerçekten Allah onların günahlarını bağışladı..." (Al-i İmran 155). Bedir'deki kayboluşuna gelince: Onun nikahı altında Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın kerimeleri Rukiyye radıyallahu anha vardı ve hasta idi. Aleyhissalatu vesselam kendisine: "Rukiyye ile kal. Sana Bedr'e katılan bir kimsenin sevabı ve (ganimetten alacağı) pay var!" buyurdu. (O da bu istek üzerine kaldı). Bey'atu'r-Rıdvan'daki kayboluşuna gelince: Eğer Batn-ı Mekke'de ondan daha aziz biri olsaydı, (Resulullah), yerine onu gönderecekti. Aleyhissalatu vesselam, Mekke'ye onu gönderdi. Bey'atu'r-Rıdvan, Osman radıyallahu anh Mekke'ye gittikten sonra akdedildi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Bey'at akdi sırasında sağ elini sol eli üzerine koyarak: "Bu da Osman yerine!" buyurdular. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın sol elinin Osman için hayrı, onların sağ elinin, kendileri için olan hayrından fazla idi.

Sonra İbnu Ömer radıyallahu anh, adama:

"Haydi şimdi bu (anlattıklarımı) beraberinde götür!" dedi." ( KÜTÜB-İ SİTTE /4369)

     İstanbul -08. 08.2006
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail