Kim tavla oynarsa Allah ve Resul’üne isyan etmiş olur.
(İBN KESİR CİLT V /S.2449)
Resulullah (sav) şöyle buyurdu: Rakı on şekilde
la’netlenmiştir. Rakının kendini içen, içiren, satan, alan, sıkan,
sıktıran, taşıyan, kendisine taşınan ve parasını yiyen
la’netlenmiştir. (İBN KESİR CİLT V /S.2454)
Allah Azze ve Celle buyuruyor: Eğer günah mümin kulum
için kendini beğenmişlikten daha iyi olmasaydı, kulumun günah
işlemesine engel olurdum. (RAMUZÜL EHADİS/4095)
Ebu Hureyre'den
(r.a.)
nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Herc vakıaları çoğalmadıkça
Kıyamet kopmaz" buyurdu. Sahabeler: Ey Allah'ın Resulü! Herc nedir?
diye sordular. Allah Resulü: "Öldürmek, öldürmek!" buyurdu.(HADİS)
Ebu Umame Suday b. Aclen el Behili (ra)anlatıyor:
Resulullah (sav) buyurdular ki; “Allah katında iki
damla ve iki (ayak) iz (in) den daha sevimli bir şey yoktur. Allah
korkusundan akıtılan gözyaşı ile Allah yolunda akıtılan kan damlası.
Ayak izlerine gelince; Allah yolunda atılan ayak izi ile Allah’ın farz
kıldığı farzlardan birini yerine getirmek için atılan adım izi(dir).
(TIRMIZİ)
Hz. Enes
radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh, Resulullah
aleyhissalatu vesselam'ın vefatından sonra Hz. Ömer'e: "Bizimle gel,
Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yaptığı gibi Ümmü Eymen
radıyallahu anhayı bir ziyaret edelim" dedi. Hz. Enes devamla der ki:
"Ziyaretine gittiler, yanına varınca kadıncağız ağladı. Kendisine:
"Niye ağlıyorsun? Allah'ın kendi nezdinde hazırladığı, Resulullah
aleyhissalatu vesselam için daha hayırlıdır" dediler. Kadın onlara:
Ben de biliyorum ki,
Allah'ın yanındaki, Resulullah için elbette daha hayırlıdır. Ancak ben
semadan vahyin kesilmesine ağlıyorum" cevabını verdi." (Ümmü Eymen) bu
sözüyle onları da ağlattı ve Ümmü Eymen'le beraberce ağladılar."
(KÜTÜB-İ SİTTE /6470)
Ebu'd-Derda
anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cum'a
günü bana salavatı çok okuyun. Çünkü o gün okunan salavatlar
meşhuddur, melekler ona şahidlik ederler. Bana salavat okuyan hiç
kimse yoktur ki, o daha okumasını bitirmeden salavatı bana
ulaştırılmamış olsun." Bunun üzerine dedim ki: "Siz öldükten sonra da
mı?" "Evet buyurdular, öldükten sonra da. Zira Cenab-ı Hak hazretleri
toprağa, peygamberlerin cesedini çürütmeyi haram etmiştir. Allah'ın
peygamberi her zaman diridir, rızka mazhardır." (KÜTÜB-İ SİTTE /6471)
Osman İbnu
Abdillah İbnu Mevhib anlatıyor: "Mısır, ehlinden biri geldi, hacc
yapmak istiyordu. Oturan bir grup gördü ve:
"Bunlar da kim?"
dedi.
"Kureyşliler!"
denildi.
"Aralarındaki
yaşlı zat da kim?" dedi.
"Abdullah İbnu
Ömer (radıyallahu anh)" denildi. (Abdullah'a yaklaşarak:)
"Sana bir şey
soracağım, bana ondan haber ver. Hz. Osman Uhud günü (savaş
meydanından) kaçmış mıydı, biliyor musun?" diye sordu. O da: "Evet!"
dedi.
"Onun Bedir'de
kaybolduğunu ve savaşta hazır bulunmadığını da biliyor musun?" diye
sordu.
"Evet!" dedi.
Adam bu cevap üzerine:
"Allahuekber!"
deyip döndü. Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anh:
"Gel!" dedi, sana
açıklayayım: "Uhud'daki firarına gelince: Şehadet ederim ki, Allah onu
affetti, mağfirette bulundu. Nitekim Allah Teâla Hazretleri,
haklarında şu ayeti indirdi: "Muhakkak ki iki ordunun karşılaştığı
günde içinizden geri dönen kimseleri, Resûlullah'ın emrine muhalefet
gibi hareketleriyle kazandıkları bazı günahlar yüzünden şeytan
kaydırmak istedi. Fakat gerçekten Allah onların günahlarını
bağışladı..." (Al-i İmran 155). Bedir'deki kayboluşuna gelince: Onun
nikahı altında Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın kerimeleri Rukiyye
radıyallahu anha vardı ve hasta idi. Aleyhissalatu vesselam kendisine:
"Rukiyye ile kal. Sana Bedr'e katılan bir kimsenin sevabı ve
(ganimetten alacağı) pay var!" buyurdu. (O da bu istek üzerine kaldı).
Bey'atu'r-Rıdvan'daki kayboluşuna gelince: Eğer Batn-ı Mekke'de ondan
daha aziz biri olsaydı, (Resulullah), yerine onu gönderecekti.
Aleyhissalatu vesselam, Mekke'ye onu gönderdi. Bey'atu'r-Rıdvan, Osman
radıyallahu anh Mekke'ye gittikten sonra akdedildi. Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm, Bey'at akdi sırasında sağ elini sol eli
üzerine koyarak: "Bu da Osman yerine!" buyurdular. Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'ın sol elinin Osman için hayrı, onların sağ
elinin, kendileri için olan hayrından fazla idi.
Sonra İbnu Ömer
radıyallahu anh, adama:
"Haydi şimdi bu
(anlattıklarımı) beraberinde götür!" dedi." ( KÜTÜB-İ SİTTE /4369)
İstanbul
-08.
08.2006
http://sufizmveinsan.com
|