Bir kere sarhoş olarak namazı terk eden;
dünya ve dünyadakilere sahip olup da onu terk eden gibidir. Kim de
namazı dört kez sarhoş olarak terk ederse; Allah Taala’nın ona Hebal
çamurundan içirmesi hak olur. “Hebal çamuru nedir?” diye sorulduğunda;
“Cehennem ehlinin akıntılarıdır” buyurdu. (İBN KESİR CİLT V /S.2458)
Deniz suyu temizdir. Ölüsü helaldir.
(İBN KESİR CİLT V /S.2472)
Evlen de iffetine iffet kat. ( RAMUZÜL
EHADİS/3139)
Ebu
Bekre (r.a.)
anlatıyor:
Allah Resulü'nü (a.s.): "İki Müslüman
kılıçları ile karşı karşıya geldikleri zaman öldüren de ölen de
Cehennemdedir" buyururken işittim. Bunun üzerine ya ben ya da bir
başkası: Ey Allah'ın Resulü! Öldüren böyle ama ölene ne oluyor? dedi.
Allah Resulü: "Ölen de arkadaşını öldürmek istemiştir" buyurdu.
Ebu
Hureyre'nin (r.a.)
rivayet
ettiğine göre:
Resulüllah (a.s.) şöyle buyurdu: "İki
büyük fırka savaşıp aralarında büyük bir harp olmadıkça Kıyamet
kopmayacaktır. Halbuki ikisinin davası da birdir." (HADİS)
Bera (ra) anlatıyor:
Resulullah (sav) buyurdu ki: ’’Karşılaştıkları zaman el sıkışan iki
Müslümanın, ayrılmadan önce günahları affedilir.’’ (EBU DAVUD)
Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:
"Cennet ehli gurfelerde kalanları (ehl-i guraf) görürler. Tıpkı,
ufukta doğudan batıya giden inci gibi parlak yıldızları gördüğünüz
gibi. Aralarındaki fazilet farkı, (gurfe ehlini) böyle yukarıda
gösterir."
Bunun üzerine Ashâb: "Ey Allah'ın Resûlü! Bu söylediğiniz,
peygamberlerin makamı olmalı, başkaları oraya ulaşamamalı!" dedi.
Ancak Aleyhissalatu vesselâm:
"Hayır! Ruhumu kudret elinde tutan Zât'a yemin olsun! Gurfelerde
kalanlar (peygamberler değiller), Allah'a inanıp peygamberleri tasdik
eden kimselerdir!" buyurdular." (KÜTÜB-İ SİTTE /5092)
Hz.
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:
"Cennete ilk girecek zümre, dolunay gecesindeki ay suretindedir. Onu
takip eden zümre, parlaklık yönüyle gökteki en büyük yıldız gibidir.
Cennetlikler bevletmezler, büyük abdest de bozmazlar, tükürmezler,
sümkürmezler de. Tarakları altındandır, terleri misktir. Buhurdanları
öd ağacından, zevceleri kara gözlü hurilerden olacak. Onlar ataları
Âdem'in yaratılışı üzere, altmış zirâ boyunda tek bir adam suretinde
olacaklar." ( KÜTÜB-İ SİTTE /5093)
Abdurrahman İbnu Habbab radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm ceyşü'l-Usre'yi techiz ederken şahid oldum.
Osman İbnu Affan radıyallahu anh kaltı ve:
"Ey Allah'ın Resûlü! dedi, yüz deve çuluyla, semeriyle Allah rızası
için (bağış olarak) bendendir!"
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ordu için bağış yapmaya tekrar
teşvikte bulundu. Osman yine kalkıp:
"Ey Allah'ın Resûlü! Çuluyla semeriyle ikiyüz deve Allah rızası için
bendendir!" dedi. Sonra Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ordu için
bağışta bulunmaya yine teşvikte bulundu. Osman tekrar kalktı ve:
"Ey Allah'ın Resûlü! dedi. Benden üçyüz deve çuluyla, semeriyle Allah
rızası için bağışımdır!"
Abdurrahman der ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı minberden
inerken gördüm, hem iniyor, hem de:
"Bu hayırdan sonra, Osman'ın yapacağı (kötü amel) aleyhine olmaz!"
diyordu." ( KÜTÜB-İ SİTTE /4371)
İstanbul
-15.
08.2006
http://sufizmveinsan.com
|