Nefsim kudret
elinde olan (Allah) a yemin ederim ki ben kendisine nefsinden,
ailesinden, malından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkca
sizden birisi hakkıyla iman etmiş olmaz. (İBN KESİR CİLT VII S/3280)
Allah Taala’ya
istiğfarda bulunduğu sürece kul, Allahın azabından emindir. (İBN KESİR
CİLT VII S/3289)
“Alim olmadan,
emrettiğim şeyi (n içyüzünü) bilmeden, sakın marufu emredip münkerden
nehyetmeyesin.”
( RAMUZÜL
EHADİS/ 5784)
Ebu Musa Eş'ari'den (r.a.)
nakledildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Muhakkak
mümin için Cennette içi boş bir tek inciden bir çadır vardır. Boyu
altmış mildir. Mümine mahsus aileler vardır ki mümin onları dolaşıp
ziyaret eder, fakat onlar birbirlerini görmezler." (HADİS)
Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayet
ettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve
Celil Allah Adem'i kendi suretinde yarattı.
Onun boyu altmış arşındır. Adem'i yaratınca: Haydi git de şu cemaate
selam ver. Onlar oturan bir grup melekti. Sana ne cevap vereceklerini
iyi dinle. Çünkü bu, hem senin, hem de zürriyetinin selamı olacaktır,
buyurdu. Bunun üzerine Adem gitti ve melekler topluluğuna: -esselamu
aleyküm (selam size) dedi. Onlar da: -esselamu aleyke ve rahmetullah
(selam ve Allah'ın rahmeti senin üzerine olsun) diye karşıladılar. Ve
selamlarına "Ve Rahmetullah" cümlesini ziyade ettiler. Cennete giren
herkes Adem'in suretinde ve altmış arşın
uzunluğunda olacaktır. Ama Adem'den sonra insanlar ta şimdiye kadar
kısalmaya devam etmiştir." (HADİS)
Ebu Musa(ra)
anlatıyor:
’’Hz.
Peygamber(sav)buyurdular ki:
Bu Kur’an’ı
çokça tekrar edin. Muhammed’in canı kudreti altında olan Allah’a yemin
ederim ki Kur’an’ın hafızadan kaçması, bağlı devenin ipinden boşanıp
kaçmasından daha çabuktur. ’’ (BUHARİ,
MÜSLİM)
Ebu
Davud'da Harise radıyallahu anh'tan gelen bir rivayette, Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur:
"Cennete ne zengin cimri, ne de kaba merhametsiz girer." (
KÜTÜB-İ SİTTE /5106)
Nu'mân İbnu
Beşir radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Cehennemliklerin azab cihetiyle en hafif olanı, ayağında ateşten bir
nalın ve nalın bağı olan kimsedir ki, ayağındakiler sebebiyle, tıpkı
tencerenin kaynaması gibi, başında dimağı kaynar. Öyle tahammülfersa
bir azam duyar ki, azabca insanların en hafifi olduğu halde, kendinden
şiddetli azab çeken olmadığını zanneder." (
KÜTÜB-İ SİTTE /5107)
Hz. Cabir
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Tâif
günü Hz. Ali radıyallahu anh'ı çağırdı ve onunla hususi konuşma yaptı.
(Bu görüşme o kadar uzadı ki) halk: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
amcasının oğluyla görüşmesini uzattı" dedi. (Resûlullah bunu
işitince):
"Onunla hususi
görüşmeyi ben (kendi arzumla) yapmadım. Allah'ın arzusu ve emri ile
Resûlü) yaptı" açıklamasında bulundu."
( KÜTÜB-İ
SİTTE /4378)
İstanbul
-10.
10.2006
http://sufizmveinsan.com
|