Ebu zerr (r.a) den
rivayetine göre Allah Resulü şöyle buyurmuştur; “Hiçbir arab atı
yoktur ki her fecr vakti dua etmesine izin verilip şu iki duayı
yapmasın; Ey Allah’ım, Sen beni ademoğlundan verdiğine verdin. Beni
onun sevdiği ailesi ve malından kıl. Veya; Ona en sevgili ailesi ve
malı kıl. (İBN KESİR CİLT VII /S.3333)
İçinde cins at
bulunan ev, harab olmaz. (İBN KESİR CİLT VII/ S.3333)
Fazla kederlenme,
mukadder ne ise o olur, rızkın (ne ise) gelir.
( RAMUZÜL EHADİS/5954)
Ebu Said Abdurrahman
b. Semure (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) bana hitaben;
“Ey Abdurrahman b.
Semure! Emir olmayı isteme. Çünkü eğer kendi talebin olmaksızın
idarecilik sana verilirse, bu konuda yardım görürsün. Fakat kendi
isteğinle vazife sana verilirse, onunla baş başa kalırsın. Herhangi
bir konuda yemin eder de daha sonra bunun aksinin daha hayırlı
olduğunu görürsen hayırlı olanı yap, yeminin kefaretini yerine getir”
buyurdu. (BUHARİ, MÜSLİM)
Enes b. Malik'in (r.a.)
anlattığına göre:
Bir adam: Ey
Allah'ın Resulü! Kâfir Kıyamet gününde yüzüstü nasıl haşrolunur? diye
sordu. Allah Resulü: Dünyada onu iki ayağı üzerine yürüten Kıyamet
gününde yüzüstü yürütmeğe kadir değil midir? buyurdular. (HADİS)
Yine Ebu
Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Hz. İbrahim
aleyhisselâm, Kıyamet günü, babası Azer'i (yüzü) üzerinde bir siyahlık
ve toz toprak olduğu halde görür. Babasına:
"Ben sana
dünyada iken, "Bana, âsi olma!" demedim mi?" der. Babası ona:
"İşte bugün ben
artık sana âsi olmayacağım!" der. Bunun üzerine İbrahim aleyhisselâm:
"Ey Rabbim! Sen
yeniden diriltilme gününde beni rüsvay etmeyeceğini vaadetmiştin.
Rahmetten uzak babamın halinden daha rüsvay edici başka ne var?" diye
yakarır. Allah Teâla Hazretleri:
"Ben cenneti
kâfirlere haram kıldım!" cevabında bulunur. Sonra şöyle nida edilir:
"Ey İbrahim,
ayaklarının altında ne var, biliyor musun?" İbrahim yere bakar ve kana
bulanmış bir sırtlan görür. Derhal ayaklarından tutulup ateşe atılır.
(İşte bu, İbrahim'in Cerîr İbnu Abdillah radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir babasıdır, o çirkin surete
sokulmuştur)." (
KÜTÜB-İ SİTTE /5114)
Cerîr İbnu
Abdillah radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
bir dolunay gecesi, aya baktı ve:
"Siz şu ayı
gördüğünüz gibi, Rabbinizi de böyle perdesiz göreceksiniz ve O'nu
görmede bir sıkışıklığa düşmeyeceksiniz (herkes rahatça görecek).
Artık, güneşin doğma ve batmasından önce hiç bir namaz hususunda size
galebe çalınmamasına gücünüz yeterse bunu yapın (namazları vaktinde
kılın, vaktini geçirmeyin)."
Cerir der
ki: "Resûlullah, sonra şu ayeti okudu: "Rabbini güneşin doğmasından ve
batmasından önce hamd ile tesbih et" (Tâ-ha 13). (
KÜTÜB-İ SİTTE /5121)
Ebu Sa'id
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Hasan ve Hüseyin, cennet ehlinin iki gencidir."
( KÜTÜB-İ SİTTE
/4397)
İstanbul
-07.
11.2006
http://sufizmveinsan.com
|