-350-


Altın ile gümüşe (paraya)  tapanlar ile kadifeye (lüks yaşayış) tapanlar helak olmuştur. (İBN KESİR CİLT VII/ S.3628)

Kalpler,  iyilik yapanı sevmeye, kötülük yapanı da sevmemeye zorlar. (İBN KESİR CİLT VII/ S.3647)

Allah’ ın nimetlerini düşünün, Allah’ ın Zatı’ nı düşünmeyin. ( RAMUZÜL EHADİS/3209)

Ebu Said Sa’d b. Malik b. Sinan el Hudri (ra) anlatıyor:

“Ensar’dan bazıları Resulullah (sav)’dan sadaka istediler. O da verdi.Sonra yine istediler yine verdi. Nihayet yanındakiler tükenip elinde var olan her şeyi dağıtınca onlara:

- Yanımda sadaka malından daha olsaydı onu sizden asla saklamazdım. Her kim (dilenmeyip) iffetli yaşamak isterse Allah (cc) onu iffetli yaşamaya muvaffak eder. Her kim kendini zengin gösterirse Allah (cc) onu zengin eder. Her kim de sabretmeye çalışırsa Allah (cc) onu sabırlı kılar. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha bereketli bir bahşiş verilmemiştir.  (BUHARİ, MÜSLİM)

Ka’b Malik (ra) anlatıyor:

-Resulullah (sav) Tebük savaşına Perşembe günü çıktı. Ve yolculuğa Perşembe günleri çıkmayı severdi. (BUHARİ)

Ebu Said Abdurrahman b. Semure (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) bana hitaben;

“Ey Abdurrahman b. Semure! Emir olmayı isteme. Çünkü eğer kendi talebin olmaksızın idarecilik sana verilirse, bu konuda yardım görürsün. Fakat kendi isteğinle vazife sana verilirse, onunla baş başa kalırsın. Herhangi bir konuda yemin eder de daha sonra bunun aksinin daha hayırlı olduğunu görürsen hayırlı olanı yap, yeminin kefaretini yerine getir” buyurdu. (BUHARİ, MÜSLİM)

Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Cebrail aleyhisselâm yanıma gelerek elimden tuttu ve bana ümmetimin gireceği cennet kapısını gösterdi."

Hz. Ebu Bekr atılıp:

"Ey Allah'ın Resulü! Ben o sırada seninle olmayı ne kadar isterdim, ta ki ona ben de bakayım!" dedi.

Aleyhissalatu vesselam:

"Ey Ebu Bekr, ümmetimden cennete ilk girecek kimse olman sana yetmez mi!" karşılığında bulundular." ( KÜTÜB-İ SİTTE /4349 

Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Nezdimizde bir eli (ihsanı) bulunan hiç kimse yoktur ki, o ihsan sebebiyle biz ona (misliyle veya daha fazlasıyla) karşılıkta bulunmayalım. Ancak Ebu Bekr bundan hariç. Çünkü, onun nezdimizde yardım varsa da, onun karşılığını Kıyamet günü ona Allah verecektir. Bana Ebu Bekr'in malı kadar kimsenin malı faydalı olmadı. Benim müslüman olmasını teklif ettiğim herkesten bir zorluk gördüm, Ebu Bekr hariç. Zira o teklifim karşısında hiç tereddüd etmeden kabul etti. Eğer kendime bir dost (halil) ittihaz etseydim, mutlaka Ebu Bekr'i dost edinirdim. Haberiniz olsun, arkadaşınız Allah Teâla'nın dostu (halilullah'tır)." ( KÜTÜB-İ SİTTE /4350)

- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir bedevî Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e gelip:

"- Rüyamda başımın kesildiğini, kendimin de onun peşine düştüğünü gördüm" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) adamı azarlayıp:

" Sakın ha! Şeytanın, rûyanda seninle eğlenmesini kimseye anlatma!" dedi. ( KÜTÜB-İ SİTTE /952)

   İstanbul -22. 02.2007
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail