İbn Cerir der ki;
Bize Yunus’un…Ebu Musa el-Eş’ariden rivayetine göre; o Allah Resulu
(s.a) nden şöyle rivayet etmiş; Muhakkak ki Allah Taala, kıyamet günü
bir münadi gönderir de münadi ilklerinin ve sonlarının duyabileceği
bir sesle şöyle nida eder: Ey cennet halkı muhakkak ki Allah Taala
iyilik ve fazlalık vaat etmiştir. İyilik cennettir. Ziyadelik ise
Rahman’ın yüzüne bakmaktır. (İBN KESİR CİLT VIII S/3805)
Peygamberlerden
hiçbirisi yoktur ki bir benzerine beşerin iman edeceği ayetler
(mucizeler) verilmiş olmasın. Bana verilene gelince ; o Allah’ın bana
vahyetmiş olduğu vahiydir. Ben (bununla) onların tabisi en çok olacak
olacağımı umarım. (İBN KESİR CİLT VIII S/3796)
Şeytan geldi,
defettim, eğer yakalasaydım mescidin duvarlarından birine
bağlayacaktım.
Medine çocuklarına
seyrettirecektim. ( RAMUZÜL EHADİS/3377)
Ebu Hüreyre
(radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
kalabalık bir askerin katıldığı orduyu sefere çıkardı. Askerlere
Kur'ân okumalarını tenbihledi. Ayrıca teker teker görerek herbirine
Kur'ân'dan bildikleri yerleri okumalarını tenbihliyordu. Derken sıra
yaşça en genç birisine gelmişti. Ona: "Kur'ân'dan sen ne biliyorsun ey
falanca? diye sordu. Genç: "Ben , dedi, falan falan sureleri ve bir de
Bakara suresini biliyorum." Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm): "Yani
sen Bakara'yı biliyor musun?" diye sordu. "Evet!" cevabı üzerine:
"Haydi yürü, seni askerlere komutan tayin ettim" dedi. Askerlerin
ileri gelenlerinden biri atılıp: "Yemin olsun, Bakara'yı ezberlememe
mâni olan şey, hükümleriyle amel edememek korkusundan başka birşey
değildir? dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu tenbihte
bulundu: "Kur'ân'ı öğrenin ve onu okuyun. Kur'ân-ı Kerîm'in onu
öğrenip okuyan ve onunla amel eden kimse için durumunu, içi ağzına
kadar misk dolu bir kutuya benzetebiliriz. Bu her tarafa koku
neşreder. Kur'ân'ı öğrendiği halde, ezberinde olmasına rağmen okumayıp
yatan kimse de ağzı sıkıca bağlanmış, hiç koku neşretmeyen misk kabı
gibidir." ( KÜTÜB-İ SİTTE /441)
Ebu Hureyre (ra)
anlatıyor:
Hz. Resulullah (sav)
buyurdular ki; “Şüphesiz siz idareciliğe düşkün olacaksınız. Oysa o,
kıyamet günü bir pişmanlık olacaktır.” (BUHARİ)
Hz. Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
"Cennet ehlinin
vücudu kılsız, yüzü sakalsız, gözleri sürmelidir, gençlikleri zail
olmaz, elbiseleri eskimez."
Tirmizi'nin bir
rivayetinde şu ziyade var: "Cennetliklerin başlarında taçlar vardır.
Taçtaki tek bir inci, meşrık ile mağrib arasını aydınlatır." ( KÜTÜB-İ
SİTTE /5096)
Ebu Rezin
el-Ukayli radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:
"Cennet ehlinin çocuğu olmaz, (orada doğum yoktur)." ( KÜTÜB-İ SİTTE
/5097)
Ebu Hüreyre
(radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdu ki: "Evlerinizi kabirlere çevirmeyin, içerisinde Bakara suresi
okunan evden şeytan kaçar." (KÜTÜB- İ SİTTE/443)
İstanbul
-21. 03.2007
http://sufizmveinsan.com
|