Bir
adam Ey Allah’ın elçisi, Allah’ın dostları kimlerdir? diye sormuştu.
Resullah (sav) şöyle buyurdu; Gördüklerinde Allah’ın hatırlandığı
kimselerdir.
(İBN KESİR CİLT VIII /S.3386)
Ebu Hureyre (r.a) den rivayete göre Allah Resulu (sav) şöyle
buyurmuştur; Allah’ın kullarından öyle kullar vardır ki peygamberler
ve şehidler onlara gıpta eder. Ey Allah’ın elçisi, kimdir onlar. Olur
ki onları severiz denildi de Allah Resulu (sav) şöyle buyurdu; Onlar
öyle bir kavimdir ki mal ve neseb için değil, Allah için birbirlerini
severler. Yüzleri nurdur. Nurdan minberler üzerindedirler. Bütün
insanların korkacağı zamanda onlar korkmayacaklar, insanların mahzun
olacağı zamanda onlar mahzun olmayacaklardır. Sonra; ’’Dikkat edin,
Allah dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olacak
değillerdir.’’ Ayetini tilavet buyurdu. (İBN KESİR CİLT VIII /S.3386)
Şeytan kıbleye dönen
(mü’min) lerin artık kendisine ibadet etmesinden ümidini kesmiştir.
Fakat, onları birbirine düşürmekte hala ümitlidir. (TIRMİZİ CİLTIII
NO;2002)
Allah’ın veli kulları o kimselerdir ki; onlar görüldükleri zaman
Cenab-ı Hak derhal görenin hatırına gelir. (ERENLERİN GÖZÜ S;375)
Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor:
Hz. Resulallah (sav)
buyurdu:”Kulların sabaha kavuştuğu her gün (yeryüzüne) iki melek
iner. Bunlarda biri: Allah’ım malını (hak yolunda) harcayana,
verdiğinin yerine mal ver.” Ötekisi ise: “Allah’ım malını tutana (hak
yolunda harcamayan) telef ver” diye dua ederler. (BUHARİ, MÜSLİM)
İbni Ömer (r. anhuma) şöyle demiştir:
Hz. Resulallah (sav)’i şöyle demiştir: Tiryak (zehire karşı kullanılan
ilaç) içsem, hamaylı taksam ve bilerek şiir söylesem, bundan sonra
artık, yapacağım herhangi bir harama aldırış etmem. (EBU DAVUD)
Cündeb
(radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Kim Kitabullah hakkında şehsî re'yi ile söz ederse,
isâbet bile etse hatâdadır.
Rezîn şu ilâvede
bulunmuştur: "Kim re'yi ile söz eder de hata ederse küfre düşer."
(KÜTÜB-İ SİTTE / 408)
İbnu Abbâs
(radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Kim Kur'ân hakkında ilme dayanmadan söz ederse
ateşteki yerini hazırlasın." (KÜTÜB-İ SİTTE / 409)
Benim hakkımda da
bildiğiniz dışında sözden kaçının. Kim bana bile bile yalan nisbet
ederse ateşteki yerini hazırlasın. Kim de Kur'ân hakkında re'yi ile
söz ederse ateşteki yerini hazırlasın. (KÜTÜB-İ SİTTE / 410)
İstanbul
-28. 03.2007
http://sufizmveinsan.com
|