-355-


Abdullah İbn Amr’dan Allah Resulu (sav) den rivayetine göre o şöyle buyurmuştur. “Onlar için dünya hayatında da, ahirette de müjdeler vardır.” mü’minin müjdelendiği salih rüya, peygamberliğin kırk altı parçasından bir parçadır. Kim bunu görürse haber versin. Kim de bunun dışında bir şey görürse, muhakkak o şeytandan olup, onu üzmek içindir. Bu durumda üç kere soluna üflesin, tekbir getirsin ve bunu kimseye haber vermesin. (İBN KESİR CİLT VIII /S.3837)

Mü’min kişi ölüm halinde iken kendisine beyaz yüzlü,  beyaz elbiseli melekler gelir ve; Ey temiz ruh rahat ve reyhana,  öfkeli olmayan bir rabba çık, derlerde ruh onun ağzından su kabından damlanın aktığı gibi çıkıverir. (İBN KESİR CİLT VIII /S.3838)

Bir adam sözü söyler ve sonra dönüp (sağına veya soluna)  bakarsa, imdi o söz bir emanettir. (TIRMİZİ CİLTIII /NO.2025)

Bu din kuvvetli (bir kal’a) dir. Binaenaleyh bu dine yavaşça dalınız. Çünkü durmadan bineğini özengileyen bir kimse ne mesafeyi kat’eder nede bineğinin sırtında hayır bırakır. (ERENLERİN GÖZÜ /S.405)

Ebu Hureyre  (r.a)’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir. Hz. Resulallah (sav) pis olan şeylerin ilaç olarak kullanılmasını yasakladı.  (EBU DAVUD, TIRMIZİ)

Ebu’d- Derda (ra)’dan: Hz. Resulallah (sav)’i şöyle buyurmuştur:

Allah hastalığı da vermiş, devasını da vermiştir. Her hastalığın ilacı vardır. Hastalanınca tedavi olun. Fakat haram olan şeyleri ilaç olarak kullanmayın. (EBU DAVUD)

Hâris el-A'ver anlatıyor: "Mescide uğramıştım, gördüm ki halk, zikri terkedip malâyanî konulara dalmış, konuşuyor. Hz. Ali (radıyallahu anh)'ye çıkıp durumdan haberdâr ettim. Bana:

-"Doğru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar?" dedi, Ben:

-"Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim:

-"Haberiniz olsun bir fitne çıkacak!" Ben hemen sordum:

-"Bundan kurtuluş yolu nedir Ey Allah'ın Resûlü?" Buyurdu ki:

-"Allah'ın Kitabı (na uymak)dır. O'nda sizden önceki (milletlerin ahvâliyle ilgili) haber, sizden sonra (kıyamete kadar) gelecek fitneler ve kıyâmet ahvâli ile ilgili haberler mevcut. Ayrıca sizin aranızda (iman-küfür, taat-isyân, haram-helâl vs. nevinden) cereyân edecek ahvâlin de hükmü var. O, hak ile batılı ayırd eden ölçüdür. O'nda herşey ciddîdir, gâyesiz bir kelâm yoktur. Kim akılsızlık edip, O'na inanmaz ve O'nunla amel etmezse, Allah onu helâk eder. Kim O'nun dışında hidâyet ararsa Allah onu saptırır. O Allah'ın sağlam ipidir. O, hikmetli olan zikirdir, O dosdoğru yoldur. O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur. Alimler ona doyamazlar. Onun çokca tekrarı usanç vermez, tadını eksiltmez. İnsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O öyle bir kitaptır ki, cinler işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar: "Biz, hiç duyulmadık bir tilâvet dinledik. Bu doğruya götürmektedir, biz onun (Allah kelâmı olduğuna) inandık" (Cin 1). Kim ondan haber getirirse doğru söyler. Kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur. Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder. Kim ona çağrılırsa, doğru yola çağrılmış olur. Ey A'ver, bu güzel kelimeleri öğren." (KÜTÜB-İ SİTTE / 411)

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir grup, Kitâbullah'ı okuyup ondan ders almak üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar" (KÜTÜB-İ SİTTE / 412)

   İstanbul -04. 04.2007
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail