-36-


Sahîh-i Buhârî, Sünen-i Tirmizî ve Muvatta’da yer alan ve Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın rivayet ettiği bu hadis, çok latif vecihler taşıyor. Ashabın Resûl-i Ekrem’e ne derece safi bir kalble muhatap olduğunun da nişanesi olan bu hadis rivayetinden anladığımıza göre; bir adam Resûl-i Ekrem’e geliyor ve "Yâ Rasûlallah!" diyor. "Bana kısa bir nasihatta bulun, uzun yapma! Tâ ki, nasihatini unutmayayım." Ve, bu sözünü birkaç kez tekrarlıyor. İddiasız, saf, samimi bir hal içinde kendi unutkan halini de ivazsız ve hesapsız biçimde dile getirerek nasihat isteyen bu sahabeye, Resûl-i Ekrem arzusuna muvafık kısa bir nasihat ile cevap veriyor: "Lâ tağdab!" Yani, "Öfkelenme!"

Sizden biriniz hiçbir şekilde camide oturan bir kardeşini kaldırıpda kendisi onun yerine oturmasın. (GÜNYET-ÜT TALİBİN 775)

Zulüm kıyamet günü zulmetler olarak meydana gelir. (GÜNYET-ÜN TALİBİN 561)

Kaderi geçecek bir şey olsa onu ancak göz (değmesi) geçerdi. Sizden yıkanmanız istendiği vakit hemen (vucudunuzun kenar kısımlarını) yıkayın. (TIRMIZİ 2141)

Her kim (ölür de geride) mal bırakırsa (o mal) varislerinindir; her kim geride zayi (muhtaç ve yoksul ) kişiler bırakırsa (onların ihtiyaçlarının temini) banadır. (TIRMIZİ 2169 )

Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
"Irak ehline bir ölçeklik yiyecek ve tek dirhemlik paranın gelmeyeceği zaman yakındır!" buyurmuşlardı.
"Nereden?" diye soruldu.
"Acem diyarından. Onlar bunu yasaklayacak" buyurdu ve devamla:
"Şam ehline de tek dinarlık paranın ve bir ölçeklik yiyeceğin gelmeyeceği zaman yakındır!" buyurdular. Yine:
"Bu nereden gelmeyecek?" diye soruldu.
"Rum cihetinden!" buyurdular. Sonra (Hz. Cabir) bir müddet sustu (ve ilave etti: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm dedi ki:
"Ümmetimin sonunda bir halife gelecek; malı sayı ile değil, avuç avuç dağıtacak!)" (KÜTÜB-İ SİTTE/4756)

Ümmetimin sonunda bir halife gelecek, malı sayarak değil, avuçlayarak dağıtacak."
Hadisi (Hz. Cabir'den rivayet eden) Ebu Nadre ve Ebu'l-Alâ'ya:
"Bunun Ömer İbnu Abdilaziz olmasına ne dersiniz?" diye sorulmuştu. Onlar:
"Hayır, (o değildir)!" dediler." (KÜTÜB-İ SİTTE/4757)

"(İslam'ı yaşama) işi gittikçe zorlaşacak. Dünya da (gerçek müslümanlara) gittikçe sırt çevirecek. İnsanların da cimriliği artacak. Kıyamet ancak şerirlerin tepesine kopacak. Mehdî, Hz. İsa'dan başkası değildir." (KÜTÜB-İ SİTTE/7181)

Ümmetimden birkısım insanlar Dicle denen bir nehir yanında. Basra denen geniş bir düzlüğe inerler. Nehrin üzerinde bir koprü vardır. Oranın halkı (kısa zamanda) çoğalır ve muhâcirlerin (müslümanların) beldelerinden biri olur. Ahir zamanda geniş yüzlü, küçük gözlü olan Beni Kantûra gelip nehir kenarına inerler. Bundan böyle (Basra) halkı üç fırkaya ayrılır:
-Bir fırka sığır ve kır develerinin peşlerine takılıp (kır ve ziraat hayatına dönerler, bunlar) helâk olurlar.
-Bir fırka nefislerini(n kurtuluşunu esas) alırlar (ve Beni Kantûra ile sulh yolunu) tutarlar. Böylece bunlar küfre düşerler.
-Bir fırka da çocuklarını geride bırakıp onlarla savaşırlar. İşte bunlar şehit olurlar." (KÜTÜB-İ SİTTE/4734)

İstanbul - 11.03.2003
http://gulizk.com

 


Üst Ana sayfa e-mail