Kim Allah’tan bir başkası ile yemin eder se; muhakkak
şirk koşmuştur.
(İBN KESİR CİLT VIII /S.4146)
Üfürükçülük, muskacılık, tılsım ve büyü şirktir.
(İBN KESİR CİLT VIII /S.4146)
Sonra
tövbe ederim diyenler hep helak oldular. .(İLAHİ EMİRLER S;493)
Cenaze üzerine (müslümanlardan) üç saf namaz kılarsa Allah (cennetini)
vacip kılar. (TİRMIZİ CİLT II No: 1033)
Ebu Ümame
(ra)’den:
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu:
Müganniyeleri (şarkı söyleyen kadınları) ne satın, ne satın alın, ne
de onların talimi ile uğraşın: onlarla yapılan ticarette hayır yoktur,
onlardan kazanılan para da haramdır. “İnsanların bazıları gerçeği
eğlenceli, hoş sözlerle satın alırlar” (Lokman:6) mealindeki ayet, bu
hususlarda nazil olmuştur. (TIRMIZİ)
İbni Ömer (r.anhuma)’den;
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: Bir şeyi veresiye satıp, sonra aynı
şeyi müşterilerinin peşin para ile de az fiyatla satıcıya satması
şeklinde olan alışverişle meşgül olduğunuz; ve sığırların kuyruklarına
yapışarak daha ziraatle yetindiğiniz; ve cihadı bıraktığınız vakit,
Allah başınıza zilleti musallat kılar ve ta dininize dönünceye kadar
üzerinizden kaldırmaz.(EBU DAVUD)
Ebu
Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) kalabalık bir askerin katıldığı orduyu sefere çıkardı.
Askerlere Kur'ân okumalarını tenbihledi. Ayrıca teker teker görerek
her birine Kur'ân'dan bildikleri yerleri okumalarını tenbihliyordu.
Derken sıra yaşça en genç birisine gelmişti. Ona: "Kur'ân'dan sen ne
biliyorsun ey falanca? diye sordu. Genç: "Ben , dedi, falan falan
sureleri ve bir de Bakara suresini biliyorum." Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm): "Yani sen Bakara'yı biliyor musun?" diye
sordu. "Evet!" cevabı üzerine: "Haydi yürü, seni askerlere komutan
tayin ettim" dedi. Askerlerin ileri gelenlerinden biri atılıp: "Yemin
olsun, Bakara'yı ezberlememe mâni olan şey, hükümleriyle amel edememek
korkusundan başka birşey değildir? dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) şu tenbihte bulundu: "Kur'ân'ı öğrenin ve onu okuyun.
Kur'ân-ı Kerîm'in onu öğrenip okuyan ve onunla amel eden kimse için
durumunu, içi ağzına kadar misk dolu bir kutuya benzetebiliriz. Bu her
tarafa koku neşreder. Kur'ân'ı öğrendiği halde, ezberinde olmasına
rağmen okumayıp yatan kimse de ağzı sıkıca bağlanmış, hiç koku
neşretmeyen misk kabı gibidir." (KÜTÜB-İ SİTTE / 441)
Nevvâs İbnu Sem'an anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın
şöyle söylediğini işittim: "Kıyâmet günü Kur'ân-ı Kerîm ve ona dünyada
iken sahip çıkıp onunla amel edenler getirilirler. Bu gelişte, Bakara
ve Âl-i İmrân sureleri Kur'ân-ı Kerîm'in önünde yer alırlar."
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu iki sure için üç teşbihte
bulundu ki, bir daha onları unutmadım. Şöyle demişti: "Onlar sanki iki
bulut veya aralarında nur ve aydınlık olan iki siyah gölgelik veya
sahiplerini müdafaa vaziyeti almış saflar halinde iki kuş sürüsü
gibidirler." (KÜTÜB-İ SİTTE / 442)
İstanbul
-06. 06.2007
http://sufizmveinsan.com
|