Ebu
Hureyre (r.a) den rivayete göre; Ebu Bekir es-Sıddık (ra) şöyle
demiştir; Ey Allah’ın elçisi, sabahladığımda, akşamladığımda ve
yatağıma yattığımda söyleyeceğim bir şey öğret. Allah Resulu (sav)
şöyle buyurdular; Ey Allah’ım, Ey gökleri ve yeri yaratan, ey görüleni
ve görülmeyeni bilen, her şeyin Rabbi ve Maliki olan, Senden başka
ilah olmadığına şehadet ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden
ve şirkinden Sana sığınırım ,de. (İBN KESİR CİLT VIII /S.4149)
Allah
Resulu (sav) şöyle buyurmuştur;
Gaybın
anahtarı beş olup onları Allah’tan başka hiç kimse bilmez; Yarın ne
olacağını ancak Allah bilir. Rahimlerin neyi eksilttiğini ancak Allah
bilir. Yağmurun ne zaman geleceğini Allah’dan başka hiç kimse bilmez.
Bir nefs nerede öleceğini bilmez. Allah’tan başka hiç kimse kıyametin
ne zaman kopacağını bilmez. (İBN KESİR CİLT VIII /S.4215)
Duasının
kabul olunmasını, sıkıntısının giderilmesini isteyen kimse borcunu
veremeyen kimselere kolaylık göstersin. (İLAHİ EMİRLER/54)
Enes
(ra)den rivayet edilmiştir
Resulullah
(sav) şöyle buyurdu: Kadılığı arzulayan ve bu meyanda aracılara
başvuran kişi, kendi başına bırakılır. Kadılık yapmaya icbar edilen
kişiye ise, Allah, onu tesdit bir melek indirir. (TİRMIZİ CİLT II No:
1340)
Ebu Ümame el-Bahili'den rivayet
edilmiştir.
.Kim onun (Deccal'in) cehenneminin
belasına uğrarsa Allah'tan yardım dilesin ve Kehf Suresi'nin ilk
ayetlerini okusun ki ateş İbrahim (as)'a olduğu gibi bu ateş de o
kimseye soğuk ve selamet olsun. (HADİS)
Ebu
Hureyre'den (r.a) anlatıyor:Resulullah (sav) hiçbir zaman bir
yemeği ayıplamazdı. Canı çekerse yer, çekmezse yemezdi.
(BUHARİ, MÜSLİM)
Nu'mân İbnu Beşîr (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah, arz ve semâvatı
yaratmazdan iki bin yıl önce bir kitap yazdı. O kitaptan iki âyet
indirip onlarla Bakara suresini sona erdirdi. Bu iki âyet bir evde üç
gece okundu mu artık şeytan ona yaklaşamaz." (KÜTÜB-İ SİTTE / 446)
Ebu
Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Benî İsrail'e: "Kapıdan secde ederek girin
ve (dileğimiz günahlarımızın) dökülmesidir deyin, ta ki hatalarınız
bağışlansın" (Bakara 58) denildi. Ama onlar (emri değiştirdiler de
kapıdan kıçları üzerine sürünerek girdiler ve "kılın içinde bir tâne"
dediler." (KÜTÜB-İ SİTTE / 447)
İstanbul
-20. 06.2007
http://sufizmveinsan.com
|