-387-


Ebu Ya’la-el-Mavsili der ki; Bize Şeyban İbn Ferruh…Enes’ten rivayet etti ki;  Allah Resulu (sav) şöyle buyurmuştur: Sineğin ömrü kırk gündür. Bal arısı dışında bütün sinekler ateştedir.  (İBN KESİR CİLT IX /S.4518)

İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre; Allah Resulu (sav) şöyle buyurmuştur: Şifa; üç şeydedir: Hacamat yapılan neşter veya bal içme veya ateşle dağlama: Ümmetimi ateşle dağlanmaktan men ederim. (İBN KESİR CİLT IX /S.4519)

Cenabı Hakk’ın azametine yemin ederim ki,  daima abdestli bulunanlar mümini kamillerdir. (İLAHİ EMİRLER S;125)

Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. (TİRMIZİ CİLT IV No: 2808)

Kafir ile onu öldürmüş olan katil, asla cehennemde birleşmezler.(EBU DAVUD, MÜSLİM)

Ebu Hureyre (ra)’den :

 Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “ Adamın biri yolda yürürken bir diken dalı buldu. Onu yoldan attı. Allah da onun günahlarına mağfiret etti. Beş kısım şehit vardır: Biri taun hastalığından ölen, ikincisi karın hastalığından ölen, üçüncüsü boğulan, dördüncüsü bir duvar altında kalıp ölen, beşincisi de Yüce Allah yolunda şehit olan kişidir. ”  buyurdu. (BUHARİ, MÜSLİM, TIRMIZİ)

Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Kur'ân'daki: "Allah sizi (dil alışkanlığı olarak maksadsız yapılan) lağv yeminleriniz için müâheze etmez" ayeti kişinin sözünde sıkça kullandığı, "vallahi evet", "billahi hayır" gibi yeminleri için nâzil oldu." -)".

İmam Malik Muvatta'da bu hadisle ilgili olarak şunu söyler: "Bu mevzuda işittiğimin en güzeli şudur: "Ayette geçen "Lağv", bir kimsenin öyle bildiği için bir şey hakkında yaptığı yemindir, ancak sonradan, o şeyin, bildiği gibi olmadığını anlar. Bu durumda yaptığı yemin için kefâret gerekmez. Ancak bir kimse de çıkıp, günahkar ve yalancı olduğunu bile bile, birilerini memnun etmek veya bir malı elde etmek için yemin ederse bu öylesine büyük bir günahtır ki, bunun kefareti yoktur." (KÜTÜB-İ SİTTE / 485)

İbnu Abbâs (radıyallahu anhüma), "Kur'ân-ı Kerim'deki: "Kocaları, bekleme müddeti içinde barışmak isterlerse onları geri almaya (herkesten) çok lâyıktırlar..." (Bakara 228) ayeti hakkında şunu söyledi: "Erkek hanımını üç talakla da boşasa hanımını geri almaya herkesten daha çok hak sahibi idi. Ancak bu hüküm, Cenâb-ı Hakk'ın şu sözü ile neshedildi: "Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutma ya da iyilik yaparak bırakmadır..." (Bakara 229). (KÜTÜB-İ SİTTE / 486)

   İstanbul -14. 11.2007
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail